Reha Arar

Reha Arar

reha.arar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bu yazının yazılışının altında yatan gerçek, kızıma bir arkadaşının babasının Bodrum Bargilya’dan kucağında taşıyarak getirdiği mavi yengeçler oldu. Tabii malum, bu aralar güneyde kabukluların ve deniz böceklerinin tam zamanı... Yengeçler gelince aldı bizi bir düşünce, nasıl pişirsek ve yesek diye... Bir dostumun tavsiyesi üzerine koltuğumuzun altına da yengeç kutumuzu alarak, Fatih Gündüz’ün sahibi olduğu Akıntıburnu Balık Restaurant’ının yolunu tuttuk. Gençlik yıllarımda Arnavutköy bizim için genellikle ayın ilk hafta sonu gittiğimiz taverna mahallesiydi. Remi, Azderoğlu ve Neşe hep o bölgedeydi. Bu mekana girdiğimde buzuki, Yunan mezeleriyle sirtaki sahneleri, bir film şeridi gibi gözümün önünden geçti.

Haberin Devamı

ARNAVUTKÖY VE AKINTIBURNU…

Nefis mezeler

Yengeçten önce soğuk mezelerden bahsedeceğim çünkü az, öz ve nefistiler. Özellikle seçtiklerim arasında ailenin artık bir sembolü olmuş kendi yapımları lakerda ve patlıcan salatası, tek kelimeyle farklıydı. Nar taneli maydanoz salatasının en çok hafif mayhoş tadını beğendim. Ahtapot karpaçyo ve akya balığından yapılan hafif baharatlı balık pastırmasıyla, çiroz ve midye dolma da aklımız kaldı ancak ızgarada pişen yengecimize yer ayırmak için maalesef tadamadık. Sıcak mezelerde klasiklerden karides güveç, kalamar ızgara ve balık köftesi çok tercih ediliyormuş bizse levrek lokma, ahtapot beğendi ve fener kavurmadan azar azar tattık.

Ana yemek olarak tabii ki mevsim açısından tam zamanı olduğu için bugünlerde tercihimizi hep lüferden yana kullanıyoruz. Fatih Bey’in daha o sabah bir olta balıkçısından aldığı lüferleri yedik. Aslında yağlanmasına daha birkaç hafta var ama yine de mutfak şefi Cemal Karaman, muhteşem pişirmiş. Buradaki lezzetin altında yatan en önemli unsur bence malzeme seçimi. Bunlar içinde tabii ki en önemli yeri balık ve deniz ürünleri tutuyor. Fatih Gündüz her gece 01.00’de soğuk, yağmur ve kar demeden Gürpınar’a gidiyor, arabasının arkasındaki frigorifik kutuyu dolduruyor, ardından ver elini Arnavutköy Akıntıburnu...

Babadan oğula

Bilkent Üniversitesi’ni bitirip master yapıp çok büyük bir Türk-Fransız ortaklığında İstanbul müdürlüğü yapan ancak sonunda baba mesleğini seçmiş bir genci bu işletmenin başında görmek, mutluluk veriyor. Anladığım kadarıyla hayatı, evi ve lokantası arasında geçiyor, kardeşleri de kendisi de baba mesleğini bir düstur ve bir zevk gibi mutlulukla kabul etmişler. Tüm mutfak ekibini ve müdür İshak Bekar’ı kutluyorum.