BEĞENDİK ABİ!

Urla deyince, son yıllarda akla enginar gelmeye başladı. Bu güzel sebze, ilçede değişik endüstriler doğurmuş ve ekonomiye imzasını atmış durumda. Halk, geçiminin büyük bir kısmını tabiatın bahşettiği bu ödülden kazanıyor. Kimisi ekiyor, kimisi taşıyor, kimisi ilacını ve gübresini tedarik ediyor, kimisi de pişiriyor. Enginar,

çilek ve kuşkonmaz üçlüsü, İzmir’in bu şirin ilçesinin ana damarları olmaya devam edecek. Tabi kii bunda en önemli rolü oynayan kişi, hiç şüphesiz Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar... Şanlıurfa’da kendisiyle bir araya geldiğimiz toplantının arasında bunları anlatırken, gözlerindeki sevinci görebiliyordum. Urla’da ise bizzat şahit oldum.

Sembol lezzetler

Şimdi gelelim Urla’nın sembolü mahalli yemeklerin sihirbaz şefi Handan ve Abdurrahman ikilisinin öyküsüne... Yıllar önce Malgaca Pazarı’nda yalnızca minik ama leziz köfte yapan bir dükkan açıyorlar. Kısa süre sonra, müdavimlerinin kendilerinden değişik yemekler talep etmeleri üzerine, evinde çocuklarına pişirir gibi yemekler yapıyor Handan Hanım. Bu serüvende imkanlar dahilinde bir çorba, bir sebze yemeği ve bir et yemeğiyle yolculukları başlıyor. Sonra menülerine güveç, pilav derken, bir de bakıyorlar işin çapı büyümüş, olanlar olmuş!

Handan Hanım, kadın eli değen bir lokantanın Urla’ya iyi geldiğine karar veriyor. Hemen kolları sıvıyor ve daha büyük bir yere geçiyorlar. Aslında aile dostumuz Canan Daysal beni kendisiyle tanıştırdığında, Handan Hanım’ın mutfakta bilfiil yemek pişirdiğini anlatmamış, ben de hikayesini tam olarak dinlemeyince, hanım hanımcık bir patron sanmıştım. Sordum soruşturdum ve öğrendim ki, hem anneannesinden hem de babaannesinden el almış, bu beceri aileden gelmiş. Şimdilerde harıl harıl yeni projeleri olan Urlalı Yemekler üzerinde çalışıyorlarmış.

Vazgeçilmez tatlar

Peki o gün neler yedik? Bölgeye mahsus Çalkana şevketi bostan (doğada kendiliğinden yetişen bir diken kökü yemeği), cipo hırya (bahçe otlarından yapılan bir Girit yemeği), Turçenik (bir Kavala yemeği) ve Sinkonta (bal kabağıyla popüler bir Girit yemeği) yine çok sevilen bir göçmen tadı. Biber borani ise yoğurt, un ve zeytinyağıyla yapılıyor ve sıcak yeniyor. Bunun dışında tabii ki kabak çiçeği ve enginar dolması vazgeçilmezler.

Tatlılara gelince, Girit böreği tatlısı, kadayıflı muhallebi, anne sütlacı ve de en önemlisi enginar festivali boyunca çok sükse yapan, enginar tatlısı.

Desteğin heyecanı

Aslında ben Beğendik Abi’de, Ege insanının kendisi kadar etrafını da düşündüğünü gördüm. Handan Hanım ile sohbetimizde, hep Urla için yaptıkları öne çıktı. Bana Enginar Festivali’ni başlatma çabası gösteren üç kadından biri olduğunu söylerken ve ilk festivalden fotoğraflar gösterirken, gözleri ışıl ışıldı.

Eşi Abdurrahman Bey de tabii ki en büyük destekçisi olarak, hem tezgahın hem de salonun başında duruyor. Aşçı bir aile olunca, oğulları Hikmet de Bornova’daki bir alışveriş merkezinde Beğendik Abi 2 diye bir restoran bile açıyor. Tüm aile, Urla tatlarını tanıtmak için uğraş veriyor. Yolları açık olsun.

İYİ BAYRAMLAR!

Sevgili okuyucularım, mübarek Ramazan Bayramı’nızı ve Babalar Günü’nüzü en içten dileklerimle kutlar, nice güzel günlere hep birlikte ermeyi temenni ederim.