Reha Arar

Reha Arar

reha.arar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bu yıl ikinci bayramı Bodrum’da geçirdim ama ilki gibi mutlu değildi maalesef. Arefe günü haberli olarak bastıran ve sele dönüşen yağmur, Bodrum’u adeta yangın yerine çevirdi.

Şehirde bir anda derin bir sessizlik ve çaresiz insanları görmek hakikaten başta beni, sonra ellerinden hiçbir şey gelmeyen, üzerlerine geçirdikleri naylon torbalarla sağa sola koşturan tatilcileri çok üzdü. Ertesi günkü manzara; hepimizin televizyon ve gazetelerde izlediği vahim bir tabloydu. Bekir Sıtkı Erdoğan’ın dediği gibi:

Haberin Devamı

“Sustu Another Life gazinosu

Sustu şarkılar,

Paletimde renk sustu, fırçamda şekil

Ve bu gece ilk defa şimal körfezinde

Sustu Peramos’un mazgallarından

Şehre pancur pancur dökülen arya” şeklinde idi.

Acı tablo sonradan çıktı

İlk gün Bodrum’un içini dolaştım. Devlet, çok acıdır ki cılız yardımlarla Bodrumlular’ın yanındaydı. Birkaç eski itfaiye arazözü AFAD’ın kamyonetli bir ekibi ve arka arkaya şehirde dolaşan Muğla Büyükşehir Belediyesi’ne ait iki ambulans...

Çırpınan, koşuşan, iyi ki var olan polisimiz bir de... Günler birbirini takip etti ve acı tablo siyah büyük çöp poşetleri içinde atılacak olanlarla daha da fazla kendini gösterdi.

Türkiye’nin turizm pastasının Antalya ve İstanbul’dan sonraki üçüncü dilimi Bodrum’a ait. Ancak Bodrum, alt yapı sorunları nedeniyle sık sık bu tabloyla karşılaşıyor. O zaman bu konuda ne yapılması gerektiğini masaya yatırma zamanı geldi diye düşünüyorum.

Özellikle Rus turistler azaldıkça bizim içe dönüp, sistemi ve şartları düşünüp iyileştirmeler yapmamız gerekiyor.

El Vino; çölde vaha gibi

Bu arada çok mutlu olduğum bir olay ise gençlik arkadaşlarım Ferhan ve Güray İnangil’in açtıkları El Vino Butik Otel’ini ziyaret etme şansını bulmam oldu. Her ikisi de mimar olan çift, cezaevinin yan sokağında resmen çölde bir vaha yaratmışlar.

Bahçe bir arboretumu andırıyor adeta. Odalar ise birbirinden farklı ve şirin mi şirin. En çok kullanılan malzeme eski tuğla. Restoran Osmanlı kemeri tarzında yapılmış. Yemekler ise enfes ve en önemlisi fiyatları makul. Zaten bu gidişimde Bodrum esnafının bu konuda kendi kendine bazı doğru prensipleri uyguladığını gördüm.

Haberin Devamı

Hem kalite artmış, hem fiyatlar bir miktar inmiş. Fiyatı yüksek olan mekanlarda ise iğne atsan yere düşmez sözü kaybolmuş. İleride bir yazımı El Vino’nun muhteşem kahvaltısı ve kuşbakışı kaleyi gören terasındaki akşam yemeğine ayıracağım. Son söz olarak da Bodrum, Yunan Adaları’ndan daha güzel ve daha sıcak demek istiyorum.