LONDRA’DA BİR AKŞAM

Uzunca bir süredir Londra’ya gitme imkanı bulamamıştım. Yeğenim Deniz, evlenip bu güzel şehre yerleşti.

Damadımız Burç Kozikoğlu ise hem eğitim gördüğü şehir olduğundan, hem de iş hayatından ötürü yıllardır Londra’da yaşıyor.

Geçtiğimiz günlerde benim de orada işim çıkınca, hep bahsedilen The Shard binasını görmek ve Oblix’de akşam yemeği yemek kaçınılmaz oldu.

Hakikaten Paris için ‘La Defense’ ne ise Londra için de ‘The Shard’ oydu bana göre. Ancak iç tasarımını, 11 bin cam paneliyle 95 katlı ve 310 metre uzunluğundaki binayı görünce biraz da olsa konservatif kimliğimden çıkıp beğenilecek tarafları da varmış diye düşünmeye başladım. Bir de İtalyan mimar Renzo Piano tarafından tasarlanan yüksek tavanlar, geniş salonlar, cam asansörlerin verdiği huzur hissini hesaba katmam gerekti. Şimdi gelelim bu kalabalık şehrin özellikle genç ve beyaz yakalıları tarafından tercih edilen Oblix’e...

Thames Nehri’ni izleyin

Bu mekanda hem yemek yiyip hem de şehri 360 derece bir açıyla seyredebiliyorsunuz. Hatta şöyle ilginç bir alışkanlık da oluşmuş. Bu da misafirlerin yemek aralarında kalkıp, manzarayı izlemeleri ve fotoğraf çekmeleri. En şanslı masalar, tabii ki Thames Nehri tarafında olanlar. Burası hem bar, hem lüks bir lounge, hem de örtüleri olmayan fine dining restoran diyebilirim.

Başlangıçlarda kişniş ve avokadolu kızarmış bebek ahtapot, marul yatağında İngilizlerin çok tercih ettiği peynir Stilton cheese ve pastırma ikilisiyle ıstakozlu deniz taraklı ceviche tercih ediliyor. Tuna tartare de denenebilir.

Ana yemeklerde ise rezene ve zeytin soslu levrek fileto, yeşil biber soslu bonfileyle Kuzey Afrika’nın meşhur biber salçası Harissa ve yoğurt sosuyla yapılmış kuzu pirzola, et sevenler için iyi bir alternatif olabilir. Hintlilerin ünlü sosu mango chutney püresi üzerinde fırınlanmış ördek, Michelin yıldızlı Pied a Terre’in eski şefi Marcus Eaves’in imza yemeklerinden biri. Mutlaka tadına bakmalısınız.

Tatlılara gelince, New York cheesecake tercih edilebilir. Bir de gözümün kaldığı brownie veya dondurmalı kup da kaçırılmamalı. Pikan cevizi ve çikolatalı bar üzerine gevrek burbonlu dondurma da emsalsiz bir tattı.

İnsan buraya her gelişinde, değişik bir tarafta oturmalı. Barı özellikle iş çıkışı saatlerinde renkli ve kalabalık olan lounge kısmında birbirinden leziz kokteylleri tatmalısınız. Sonra da uzun soluklu bir akşam yemeğine kendinizi hazırlamalısınız.