Geçtiğimiz hafta kulübün efsanevi şefi Feyyaz Usta, İstanbul aşığı ünlü bir İtalyan şefini ağırladı. Giovanni Terracciano, Napoli taraflarında Brusciano isimli bir kasabada doğmuş. Hayatının ilk yıllarından itibaren mutfakta çalışmış. Komilikten başlayarak bugünlere gelmiş. Şimdilerde başarısını her zaman takdir ettiğim Mövenpick Otel Genel Müdürü Bozkurt Atabek’le çalışıyor. Ben ise kendisiyle 2008 yılında Kıbrıs’ta Merit Otelleri’nde çalışma imkanı bulmuştum.
İkinci ara sıcak olarak gelen lezzet, yine denizlerdendi. Ispanak, yer elması, kuşkonmaz, kum midyesi ve limon sosla sunulan lagostan sonra birinci raunt, Mövenpick’in meşhur frambuaz ve çilekli sorbesiyle ara buldu. Ana yemek olarak, fırında pişirilmiş fındık kaplı dana bonfile ve yanında servis edilen kestaneli polenta, porcini mantarı ve trüf sosu da son derece hoştu ve herhalde bir süre konuşulacaktır.
Son olarak gelen potpori ise İtalyan’dan çok uluslararası bir tabağı andırıyordu. Neler mi vardı içinde? Tiramisu, portakallı panna cotta, rhum ile baba tatlısı ve tabii yine cevizli dondurma. Yemek sonunda kulübün başkanı Teoman Taşpınar ve genel müdür Ayhan Alpakın, konuk ekibe plaket vererek kendilerini kutladı. Başkanın yaptığı konuşmada bir satır vardı ki, çok önemliydi. Moda Deniz Kulübü olarak hedeflerinin gastronomide çıtayı yüksek tutup, dünyaca ünlü
şefleri Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle kurulan bu kulüpte ağırlayacaklarını söylemesi... Şimdiki beklentim, yönetimin bu yemeklerden birini menüye koyması ve böylece listedeki İtalyan esintilerinin de artması.