Cadde Rum lisesinde kalsam bunları yapamazdım

Rum lisesinde kalsam bunları yapamazdım

10.06.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Liseyi yeni bitiren genç bir öğrenci olmasına karşın fotoğraf aleminde kendini çoktan kabul ettiren Pari Dukoviç, başarısını Türk lisesinde okuyup ufkunu açabilmiş olmasına bağlıyor

Rum lisesinde kalsam bunları yapamazdım

Eyüboğlu Kolejindeki eğitimini tamamlayan Dukoviç, şimdi ABDye moda ve reklam fotoğrafçılığı okumaya gidiyor.TC vatandaşı bir Rum olan Pari Dukoviç, "Kariyerinin azınlıkların kendilerini mahkûm hissettiği bir başarı öyküsü olabileceği" yolundaki tezimize karşı çıkıyor ve şöyle diyor: "Eğer ben bir azınlık okulunda okusaydım, başarılı olamazdım. Oralarda insanlar çekip gitmesin diye gençlerinin ufkunun açılması istenmiyor." Pari Dukoviç, daha 18 yaşında ve tescilli fotoğraf sanatçısı. Afrikada, Güney Amerikada çektiği doğa ve dans fotoğraflarıyla onlarca sergi açmış, dia gösterileri düzenleyip gezi yazıları yazmış... Fotoğrafçılığa nasıl başladınız? Aceleniz neydi? Babam antika meraklısıdır. Bir gün eve eski, ayaklı bir fotoğraf makinesi getirdi. Ben dört yaşındaydım. Herhalde fotoğrafçılığa bu makineyi kurcalayarak başladım. Onu bozduktan sonra babam bana Zenith marka bir makine aldı. Zaten herkes ilk Zenithle başlar, değil mi? Onunla ilgili bir anımı anlatmak istiyorum size: Bir gün Patrikhanedeyim. O zaman artık dokuz yaşındayım. Ve Prens Philippe gelmişti. Bütün gazeteciler kenarda bir yerde beklerken ben kilisenin ortasına gittim. O yaşta daha enstantane ayarı filan yapamıyorum. Elimdeki defterime baka baka Prens Phillipein fotoğraflarını çektim. Daha sonra ailece de tanıştığımız Patrik Bartholomeos bu fotoğraflardan bir tanesini Prense hediye etti İngiltereye götürüp... Artık ailemizin fotoğrafçısı olmuştum. Kaç yaşında fotoğraf eğitimi almaya başladınız? 14 yaşında, İFSAKta. Sonra babamla New Yorka gittik ve babam orada bana Bir Nikon F90X aldı. O yıl Güney Afrikaya ilk yolculuğumu yaptım babamla. Ve daha ilk gün bir aslan çektim. İstikrarlıymışsınız. Daha eğlenceli bulup "Video kamera isterim" diye tutturmamışsınız. Hayır, ben bir sürü şeye dalmam. Bir iki şey yaparım, ama yaptıklarımı da iyi yaparım. Boleroya, tangoya başladım iki yıl önce. Boğaziçi Dans Festivalinde açılış dansını yaptım. Arjantinde bir sahne tangocusundan dersler aldım. Küçük yaştan beri fotoğrafın anlamına ilişkin düşünüyor muydunuz? Evet. Aile fotoğraflarımızı çekerken mutlu zamanları donduruyordum. Afrikalılara baklava... Babanız hayatınızda çok önemli galiba. Ondan çok sık bahsediyorsunuz. Zaten sekiz sene önce annemle babam ayrıldı. Annem bizimle olmuş olsaydı, o böyle şeylere sıcak bakmaz, benim kesinlikle Afrikaya gitmeme izin vermezdi. Ben her şeyi babamla yapıyorum. Namibia nasıldı? Orada ilk kez hiçbir teknolojiden haberleri olmayan kabileleri gördüm. Onlarla ilk karşılaştığımızda makinemi, saatimi incelediler. Onlara vermemi istediler. Yanımızda Güllüoğlu baklavası götürmüştük. Onlara ikram ettim. Bayıldılar. Sonra Namibiada ilk kez çölü gördüm. Eğer bir azınlık mensubu olmasaydınız da, bu tür yolculuklara çıkar, yaptığınız işe de bu kadar konsantre olur muydunuz acaba? Türkiyede yabancı isimli biri olmak bana artı bir puan katıyor. Türk insanı yabancı insanın hep daha iyi olduğunu düşündüğü için bana iyi davranıyorlar. Ayrıca ben kendimi Rummuş, şuymuş, buymuş diye düşünmüyorum. Ben dünya vatandaşıyım. Hayır, azınlıklar kendilerini başarıya mahkûm hissederler de, o yüzden sordum... Ben ilkokulu Rum okulunda okudum. Daha sonra Türk okuluna geçtim. Eğer ki ben bir Rum lisesinde kalsaydım kesinlikle bunları yapamazdım. Neden? Çünkü azınlıkları bir arada tutabilmek için, gençler gitmesin, hatta ufukları açılmasın diye oralarda ellerinden geleni yapıyorlar. Ben gettonun dışına çıktım. Ama yaptıklarımı mensup olduğum Rum toplumuyla da paylaşmaya hazırım. Mesela dün (geçen cuma) Patrikin isteği üzerine bir Rum lisesinde dia gösterisi yaptım. Ara Gülerle tanıştınız mı? Tanıştık. Beni hiç sevmedi. Bazen bir şey sormak için gittiğimde kısa kesmeye çalışıyor. Pek tolerans tanımadı bana. İşi ticarete dökmek zorundayım ABDdeki birçok okula kabul edilmişsiniz. Hangisini seçtiniz? Rochesteri. Ben moda ve reklam fotoğrafçılığı istiyorum. Bir de fotoğraf ürünleri pazarlaması. Bu derslerde orası iyi. Bunlar fotoğrafın çok ticari branşları. İşin ticari yanını bu yaşta nasıl kavradınız? Ben ekonomik olarak bir yere gelmek, buradan elde ettiğim parayla doğa fotoğrafçılığına yönelmek istiyorum. İşi ticarete dökmek zorundayım. Özellikle fizik öğretmenim, "Ya, Pariciğim, bırak şimdi hayvan filan çekmeyi, git, moda fotoğrafçılığı yap, o da fotoğraf, bu da fotoğraf" diyor. Baba oğul, iki erkek mi oturuyorsunuz? Evet. İyi arkadaş olmuşsunuzdur. Tam arkadaşız. Kız arkadaşınızı götürüyor musunuz eve? Tabii ki, neden olmasın? Babanız getiriyor mu? Tabii. Karşılıklı tabii. Anlaşmalı.