Kıbrıs’a gelen misafirlerin görmek isteyeceği yerlerin başında gelir Girne Limanı. Hem tarihi hem de manzarası muhteşemdir. Ancak öyle bir hayal kırıklığıyla karşılaşır ki misafir, bir daha Girne Limanı’na adım atmak istemez. Burası, Kuzey Kıbrıs’ın dünyaya açılan yüzüdür. Ancak öyle bir vurdumduymazlık var ki, etraf çöplerle dolu. Lağım kokuları arasında yürümek zorunda kalıyorsunuz. Bırakın limanda oturup bir şeyler yemeyi, içmeyi oradan uzaklaşmak için yoğun çaba harcıyorsunuz. Geçtiğimiz gün önemli bir misafirimle limana indik. Misafirimin, “Haydi gel, bir kahve içelim” önerisi karşısında, ‘mecburen’ evet demek zorunda kaldım. İçimdeki ses, ‘yine rezil olacağız’ diyordu. Haksız daçıkmadım. Limana varınca, konuşmasınıbilmeyen, zorla müşteriyi içeri çekmeye çalışanlar, mafyavari tavırlarla dolaşanlar ortaya çıktı. Kendi istediğimiz bir yere oturduk.
Koşarak uzaklaştık
Misafirim bunlardan çok rahatsız oldu, tam sohbet açacakken, “Sefa Bey bu koku ne böyle? Burada oturulmaz” deyince koşar adım uzaklaştık Liman’dan. Sonrası yukarıda yazdıklarım gibi, ardı ardına eleştiri olarak geldi. Ne yazık ki, Girne’yi yönetenler de limanın bağlı olduğu bakanlıklar da bir şehrin bitişini hızlandırıyor. Türkiye’den gelen ünlü isimlerle, otellerde, eğlence mekanlarında poz vermekten başka iş yapmayan bazı yöneticiler nedeniyle ülke turizmi sadece ‘kumarcılarla’ sınırlı kalıyor. Sonra da “Biz kumar ülkesi değiliz” diye milyonlarca TL harcayarak reklam yapalım. Ama evimizin önünü hiç temizlemeyelim. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözüyle bitirelim, “Toplumsal gelişmenin de, çürümenin de temelinde, yöneticilerin tavırları yatar.”
KIBRIS’TA FESTİVAL ZAMANI
Kıbrıs’ta yaşayanlar bilir, yazın geldiği sıklaşan düğünler ve festivallerden anlaşılır. Bu hafta yaklaşık 50 yıldır devam eden festivaller serisi başladı. Birincisi ‘renkler ve kültürleri’ buluşturan 49 yıllık geleneksel İskele Festivali, diğeri 40 yıllık Güzelyurt Portakal Festivali. İki festival de ayın 9’una kadar devam edecek. Kıbrıs’a yolunuz düşerse mutlaka festivallere uğrayın derim.
Kıbrıs Türk kültürünü hissederek yaşayacaksınız. Festival alanındaki tüm etkinlikler ücretsiz. Bir de KKTC. Turizm Bakanlığı’na bir eleştiri yapalım. Turoperatörleri, festivalleri programlarına almıyor. Sizlerin ‘talimatlarına’ rağmen. Bu başı bozukluğa da bir son verilmeli.
MUHTEŞEM SES: NAFİZ DÖLEK
Her hafta onlarca mesaj alıyorum, “Kıbrıs’ın şu alanıyla ilgili de yazı yazar mısınız?” diye. Kuzey Kıbrıs hem tarihi, hem insanı, hem de doğasıyla bir cennet. Değeri yeterince bilinmese de bizler yazmaya devam edeceğiz. Ara ara Kuzey Kıbrıs’ın seslerini sizlere tanıtacağım. Her hafta haberler çıkar, ‘ünlüler Kıbrıs’a çıkarma yaptı’ diye. Aslında ünlü isim kaynağıdır Kuzey Kıbrıs. Tek eksiklikleri ‘bilinmemişlik ve dışa açılamamaktır.’ Mesela bir Nafiz Dölek var, sesi muhteşem.
Çıktığı mekanlarda inanılmaz sahnesini izliyorsunuz. Kalabalık yerinde durmuyor, Nafiz’e eşlik ediyor. Birçok şarkısı var, mutlaka dinlemelisiniz. Tam bir rock müzik tutkunu Nafiz, bir ara efsanevi İngiliz grup ‘Deep Purple’ ile ön grup olarak aynı sahneyi paylaştı. Belki de, bir dokunuşla Kıbrıs’tan dünyaya açılan rock’çı olacak.
