İhap Hulusi 110. yaş gününü vapurda kutluyor
Tek yapacağınız çeyrek kala veya çeyrek geçe seferlerinde Ahmet Hulusi Yıldırım Şehir Hatları Vapuru’nu yakalamak. İhap Hulusi’nin 110. yaşgünü dolayısıyla afişleri sergileniyor bu vapurda.
Türkiye’nin ilk afiş sanatçısı olan İhap Hulusi’nin adını duymayan yoktur. Çünkü onun 1934 yılında yaptığı Klüp Rakısı etiketi hâlâ kullanılıyor. Bir de tabii Atatürk’ün isteği üzerine 1932’de Latin harflerini kullanarak basılan ilk Alfabe’nin kapağı da ona ait. İhap Hulusi, 1898’de Kahire’de doğmuş, ilk ve orta öğrenimini oradaki İngiliz okullarında tamamlamış. 1920’de Almanya’ya resim öğrenmeye gitmiş, beş yıl sonra Türkiye’ye dönmüş. 1029’da İstanbul’da kendi işini kurmuş ve o dönemde Kızılay, Yeşilay, Türk Hava Kurumu, Zirai Donatım Kurumu gibi bugün resimlerini orada burada gördüğümüzde hemen anımsayacağımız taş baskılı afişlerini yapmış.
Nazım, Bakü gemisindeyken Kalmukoğlu Kırım’dan İstanbul’a yola çıkıyordu
Bir ölünün “arkasından” daha konuşalım. Teşvikiye Dostal Galerisi sahibi Halilhan Dostal güzel baskılı, güzel kapaklı kocaman bir kitap göndermiş. Ressam Naci Kalmukoğlu’nun yaşam öyküsü ve nüleri, portreleri, natürmortları ve İstanbul resimleri var kitapta. Naci Kalmukoğlu Rusya’daki 1917 ihtilâlinden sonra Kırım’dan İstanbul’a göçmüş Beyaz Rus bir ailenin çocuğu. Asıl adı Nikolai Kalmukov. Çünkü Kalmuk Türkleri’nden. Türk vatandaşlığına geçince adı da Naci Kalmukoğlu olmuş.
Halil Dostoğlu kitabın önsözünde Nazım Hikmet’le Kalmukoğlu arasında bir paralellik kurmuş.
Biri şiiri bırakmış, biri resmi
Nazım çok sevdiği Türkiye’den bir gemiye binmiş Bakü’ye yola çıkmış, Nikolai de Kırım’dan yola çıkmış İstanbul’a geliyor. Amaçları ve yaşam felsefeleri birbirinden farklı iki sanatçı. Geçinebilmek için Nazım güzelim şiirlerini bırakmış piyes yazıyor, Nikolai güzelim resmi bırakmış duvar boyuyor.
Bugün Valikonağı Caddesi’ndeki Sümer ve Marmara Apartmanları’ndaki duvar resimleri Naci Kalmukoğlu’na ait. Mahmut Cuda yaşarken fazla övgü almamış olan Naci Kalmukoğlu’nun resimlerine bakmış bakmış; “O bir yıldızdı. Ama, parlaklığını görebilmek için insanın biraz başını kaldırarak etrafına bakması gerekiyordu” demiş.
Halilhan Dostal, ailesinden duyduklarını içinde bulunduğu sanat çevrelerinden derledikleriyle çok güzel bir kitap çıkarmış ortaya, ellerine sağlık.
Yaza girmeden öğrenin
Yaz rehavetine kapılmadan önce gününüzü faydalı şeylerle doldurmak için son fırsatlar bunlar. Whirlpool Mutfak Sanatları Akademisi (Tel: 0 212 352 29 92) bayağı profesyonel ve eğlenceli bir mutfak okulu. İngilteredeki City & Guilds’in onayladığı ve destek verdiği bir okul. City & Guild nedir derseniz; dünyanın her yerinde geçerli mesleki yeterlik belgesi veren bir kuruluş. Bir kurs listesi göndermişler insanın aklının kalmaması imkansız. Pizza, risoto ve makarna soslarından evde çikolata ve ekmek yapımına kadar öğrenmenin sınırı yok. Web sitesine bir girin bakın: www.msa.tc
Tam bu kurslara odaklanmışken bir de Fenerbahçe’deki Electrolux Studio Yemek Kurslarından başka bir e-posta gelmesin mi? Davet mönüleri, pasta süsleme, Chef’s table gibi insanın aklını çelecek şeyler öğretiyorlar. Electrolux Studio da TÜV onaylı ISO belgeliymiş. Web sitelerinin adresi de www.electroluxstudio.com
Yemek kesmediyse cam üfleyin
Yemek kursu sizi çekmedi mi? O zaman cam üfleme kursuna gidin. Cam Ocağı, Beykoz Öğümce’de. Yol üstü bir yer değil. Özellikle orası için yola çıkmanız gerek. Ama varınca değiyor.
Riva Deresi kıyısında bir cam üfleme okulu Cam Ocağı. Cam işçiliğiyle ünlü Murano’dan cam ustası Lino Tagliapietra 19-23 Mayıs arası dört kişilik ekibiyle İtalya’dan gelip her gün sabah 09.00’da ve öğlen 13.00’de üçer saatlik gösteri yapacakmış.
İzleyiciler 50 kişiyle sınırlı tutulacakmış. Gösterileri boyunca 10 farklı cam eşya veya heykeli sizin gözleriniz önünde üretecek. 19 Mayıs’ta buralardaysanız İstanbul’dan harika bir kaçış olur. Riva kıyısı, yeşillikler içinde rengarenk camlar arasında... Gözünüzde canlandırdınız mı? Cam Ocağı’nın telefon numarası (216) 4333693, web sitesi www.camocagi.org