SiGARA PAKETiNi HÂLÂ SAKLIYORUM

İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş’in, şarkıcı Aynur Aydan’ın evine girerken çekilen fotoğrafları 5 Ekim 1979 Cuma günü, Hafta Sonu gazetesinin manşetini süslüyordu. Görevinden istifa eden Güneş, 31 yıldır hiç konuşmadı. Aynur Aydan ise Hafta Sonu dergisine içini döktü:
- İzmir Fuarı için Efes Otel’de kalıyordum. Bakanla aynı asansöre bindik. Bir hafta sonra aradığında kalbim duracak sandım.
- İlişkimiz altı buçuk ay sürdü. “Bir gün yakalanırsak, sen çok meşhur olursun” derdi. Yakalanınca ne yapacağımıza dair bir planımız olsaydı keşke. Bir yere gitseydik, kaybolsaydık, bir daha dönmeseydik.
- Haber gazetelere çıkınca bir daha hiç konuşmadık. MİT evime geldi, ben ve ailem sorguya çekildik. Ama hiç pişman olmadım, bugün olsa yine yaşarım. Heyecan, sevgi, tehlike... Hepsini bir arada yaşadık.
- Benim yüzümden istifa etti diye çok üzüldüm. Çok değerli, kaliteli bir insandı. Bugüne kadar tek kelime etmedi. Adam gibi adam işte! Hâlâ o aşkı yaşıyorum, yerini kimse alamadı. İçtiği bir sigaranın paketini ve üzerinde ‘içişleri bakanı’ yazılı bir kağıdı hâlâ saklıyorum.
- Deniz Baykal, Nesrin Baytok’u milletvekili yapmış en azından, benimki bir şey yapmadı. AK Parti’de de bu tür aşklar yaşayanlar var.


CHP’li Deniz Baykal ile Nesrin Baytok’a ait olduğu iddia edilen kasetle patlayan skandal, siyasette ilk değil. 31 yıl önce de Bülent Ecevit kabinesinin İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş’le seksi şarkıcı Aynur Aydan’ın aşkı bomba gibi patlamıştı. Güneş’in istifasıyla noktalanan olayı Hafta Sonu ortaya çıkarmıştı! Olay kadın Aynur Aydan o günden sonra ‘Bakan düşüren kadın’ olarak anılmaya başlandı. Hafta Sonu dergisi, Aydan’la o günleri, yaşanan aşkı ve bilinmeyenlerini konuştu...


CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın “Bu bir komplodur” diyerek partiden istifa etmesine neden olan kaset skandalının diğer kahramanı uzun yıllar Baykal’ın özel kalem müdürlüğünü yapan, CHP Ankara Milletvekili Nesrin Baytok cephesinde şu ana kadar sessizlik hâkim.
Elbette, bu olay Türkiye’deki siyaset hayatının unutulmayan aşk skandalları konusunda bu bir ilk değil. Mesela. Yıl, 1979... Aylardan eylül... Hafta Sonu, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit kabinesinin İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş ile seksi oyuncu Aynur Aydan’ın ilişkisini fotoğraflarla gözler önüne serdi. Bu haber nedeniyle görevinden istifa eden ilk bakan olan Hasan Fehmi Güneş, o gün de sessizliğini korudu, bugün de. Aradan 31 yıl geçtikten sonra mazide kalan bu yasak aşkı konuşmak istediğimiz ve bir demeç vermesi için kapısını çaldığımız Hasan Fehmi Güneş’in cevabı şu oldu: “Bu konuyla ilgili olarak konuşmak istemiyorum. Dün de konuşmadım, bugün de konuşmam.” Ama Aynur Aydan konuştu ve bakın neler söyledi.

Kaset skandalını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Doğrusu Deniz Baykal’a yakıştıramadım. Ondan hiç beklemezdim. Olayın ortaya çıkmasından sonra istifa etmesi iyi oldu, onurlu bir tavır, onurlu bir karar. Fakat erkeklerin durumu bu işte. Hele politikacılar bu konularda daha acemi oluyor.

Nasıl bir acemilik bu?
Politikacılar erken evleniyor. Adamların kadın konusunda hiçbir tecrübeleri yok ki! Ama sonradan gözleri açılıyor. Açılınca da işte bu tür olaylar yaşanıyor.

Olan kadınlara oluyor ama!
Valla evdeki kadının da sorumluluğu var. Çünkü onlar da kendilerini bırakıyor, bir yaştan sonra kuaföre bile gitmiyor. Erkek de dışardaki güzelliklere kapılıyor.

Nesrin Baytok cephesinden neler söylemek istersiniz?
Daha önce özel kalemi görevindeymiş, sonra milletvekili olmuş. Ne güzel! Benimki (Hasan Fehmi Güneş’i kastediyor) bana hiçbir şey yapmadı. O milletvekili koltuğuna oturmuş hiç değilse.

Nesrin Hanım da evli...
Ne yazık ki, kadınlar bir yere gelmek için hep bir bedel ödüyor. Sinemada da böyle, müzikte de böyle, her konuda böyle...

Başka bu tür ilişkiler var mıdır?
(Gülüyor) Olmaz mı! AKP’de de bu tür aşklar yaşayanlar var. Benim bile kulağıma geliyor. Adamlar da haklı. Herkes onların peşinde. Bir noktada dayanamıyorlar. Ne diyeyim, Allah herkesin yardımcısı olsun.

Size göre Baykal ne yapmalı şimdi?
Karısını alıp uzun bir seyahate çıkmalı. Çünkü halk bu tür olayları unutmuyor, hep hatırlıyor. Ama erkek hep avantajlı oluyor. Bu olayda da öyle oldu. Herkes erkeği kurtarma çabasına girdi. Kadını düşünen yok...

Nesrin Baytok ne yapmalı peki?
Milletvekilliğinden istifa etmeli. O da kocasını alıp seyahate çıkmalı.

”Her yerimi ateş basmıştı”
Aynur Hanım, gelin o güne dönelim. Dönemin İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş’le bir aşk yaşamıştınız.
Hâlâ o aşkı yaşıyorum. Kimse onun yerini alamadı. Benim hayalimde sadece o kaldı, öylece dondu.

Hafta Sonu’nda haberi görünce neler hissetmiştiniz?
Çok şaşırmıştım. Karmakarışık bir duygu içindeydim. Her yerimi ateş bastı. Çok büyük bir şoktu. Yaşadıklarımı size anlatamam. Bir anda Türkiye’nin gündemine girdim. Onun da kabahati çok yani. Bana kendisi de “Bir gün yakalanırız” diyordu zaten. Ama önlem alamadı işte. Yakalanırsak şöyle yaparız, böyle yaparız diye bir projemiz olsaydı, o gerginliği yaşamazdım. Mesela yakalandığımızda bir yere gitseydik, kaybolsaydık, bir daha da bu memlekete dönmeseydik...

Haber çıktıktan sonra sizi aradı mı?
Hayır, aramadı.

O olaydan sonra hiç konuştunuz mu?
Hayır. Ama bana her zaman “Ben kıyafet değiştirir yine seni görürüm” diyordu. Onu görmek için girişimlerde bulundum.

Neler yaptınız?
Ankara’ya çalışmaya gittiğimde, yazıhanesinin yerini öğrendim ve karşısındaki parkta dolaştım, belki görebilirim diye.
Olaydan sonra hiç görüşmediniz. Birileriyle mesaj gönderdi mi?
Hayır, göndermedi. Yalnız, Çeşme’deki villamın arkasındaki villalara geldiğini duydum ama ne kadar gerçek bilmiyorum. O kadar çok şey yazıldı ki, ben de olsam istemem yani.

Sayın Güneş, bugüne kadar bu konu ile ilgili hiç konuşmadı. Sizce neden?
Güzel bir şey yaşandığını o da biliyor. Bu suç da değil. Şimdi millet neler yapıyor görmüyor musunuz? Bir taneyle de değil. İki, hatta üç sevgilisi olanlar var. Birbirlerinin sevgililerini ellerinden alanlar var. Beş kuruş bir menfaat olmamaksızın, duygusal bir şey yaşamıştık.

Hiç tehdit aldınız mı?
Çok tehdit aldım, savcılığa dilekçe verdim. Bana bir şey olmasın diye koruma verilmişti. Nereye gitsem iki araba beni hep takip ediyordu. MİT evime geldi. Ben ve ailem sorguya çekildik.

Siz hangi partiyi tutuyordunuz?
Adalet Partisi, Demirel’ciydim ben.

Sayın Güneş, bakanlık görevinden istifa etti. Hiç vicdan azabı çektiniz mi?
Benim yüzümden oldu diye çok üzüldüm. Çok değerli bir insandı.

Türk siyaset tarihine geçen bir olayın içinde yer alan böyle bir aşkı yaşamaktan mutlu musunuz?
Mutluyum.

Yine olsa yaşar mıydınız?
Yaşardım. O dönem terör vardı ve göre-vi gereği devamlı bir yerlere gidiyordu. Tabii biz de görüşemiyorduk. Heyecan, sevgi, tehlike hepsini bir arada yaşadık.

Ne kadar sıklıkla görüşüyordunuz?
Her dakika telefonla görüşüyorduk.

Peki ya yüz yüze?
Haftada bir ya o İstanbul’a geliyordu ya da ben Ankara’ya gidiyordum.

Kim iş teklifinde bulunuyordu?
Lobide işadamları bekliyordu avcı gibi. “Aynur Hanım şöyle bir işimiz var. İşimizi yaparsanız bunları size veririz” diyor, kataloglar, arabalar gösteriyordu. Bana “Bugün hediye verenler, yarın yüzüne tükürür. Böyle bir şeye teşebbüs etme, bana da böyle bir teklifte bulunma” dedi ve ilk defa bağırdı. Zaten hiçbir teklifi ona iletmedim.

Bir anınızı anlatır mısınız?
Adana’ya gitmişti. Ben de Mersin’de çalışıyordum. Adana’daki işini bitirdikten sonra Mersin’e gelecekti. Beni sahnede görmek istiyordu. Bunu bildiğim için programı çabucak bitirip elimde çiçekler, bornozumla taksiye bindim ve otele gittim. Ama otel, içişleri bakanı geliyor diye polis çemberine alınmıştı.
Otele yaklaşınca polis, taksi ile otele giremeyeceğimi, inip yürümemi söyledi. İçimden “O adam benim için geliyor” dedim ve o kıyafetle taksiden inip otele kadar yürüdüm.

Beraberliğiniz ne kadar sürdü?
6.5 ay.

O günlerden kalan bir hatıra var mı?
İçtiği bir paket sigarası var. Bir de İçişleri Bakanı yazan bir kağıt var. Onları kasamda saklıyorum.

Neden sadece aşk mıydı, onun ünlü bir siyasi olmasının da etkisi var mıydı?
Ben lider, erişilmeyen insanları seviyorum. Sahneye çıktığımda beni izlemeye gelen birçok bakan olmuştur. Ama onları sulu buluyordum. Ancak o kalite bir adamdı, diğerlerinden başkaydı.

Demek ki isteseydiniz, başka bakanlarla da aşk yaşayabilirdiniz!
Olabilirdi, bir işaretimi bekliyorlardı.

“10 yıl film teklifi gelmedi”
Bu olaydan sonra hayatınızda ne gibi değişiklikler oldu?
Sinemayı, oyunculuğu çok seviyordum. Bana bu olaydan sonra yasak koydular. 10 sene hiçbir film teklifi gelmedi.

Sahne ücretinizde artış oldu mu?
Çok para kazandım ama bir hayrını göremedim. Bankere kaptırdım, şimdinin parasıyla 1 milyon TL vardır herhalde. Herkes konserlerinde beni istiyordu o zamanlar. Turneye gittiğimde otele geliyorlar “Pencereye çık” diye tezahüratlar yapıyorlardı.

Siyasete atılma teklifi geldi mi?
Geçenlerde Yaşar Nuri Öztürk’ün partisinden teklif geldi. Daha önce de AKP’den milletvekilliği için teklif aldım.

Şimdi neler yapıyorsunuz?
Sosyal faaliyetlere katılıyorum. Sahne çalışması yapıyorum. Boş kaldığım zamanlarda tahta eşyaları boyuyordum. ‘Melekler Adası’ dizisinde rol aldım.

Geçiminizi sağlayabiliyor musunuz? Tarabya’da kirada iki tane evim var. Kadıköy’de oturduğum bir evim, Çeşme’de bir yazlığım ve bir dükkanım var. Üç tane daha dükkanım vardı, kiracılar kira ödemedikleri için sattım.

Son olarak Hasan Fehmi Güneş’e bir mesaj göndermek ister misiniz?
(Bir süre düşünüyor, gözleri doluyor) Allah ona sağlık versin. O tam bir beyefendi. Yaşadıklarımızla ilgili bugüne kadar tek kelime etmedi. Adam gibi adam işte! Öylesini bulmak çok zor. Kendisini yine bakan olarak görmek isterim!


“KALBİM?DURACAK?SANDIM”
Hasan Fehmi Bey’le nasıl tanıştınız?
İzmir’e fuarda çalışmaya gitmiştim. Efes Oteli’nde kalıyordum. Aynı asansöre bindik. Tanışamadım diye çok üzüldüm. Bir hafta sonra odamdaki telefon çaldı, Emniyet Müdürü’nün aradığını söylediler. Şaşırdım. Sekreteri “İçişleri Bakanım sizi arıyor” dedi. Karşılıklı “Alo” dedik. Kalbim duracak sandım o an. Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Ağzımızdan başka bir kelime çıkmadı. Şaşkınlığımız geçtikten sonra konuşmaya başladık.