Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Televizyon izlemeyi seviyorum. Tembel işi de deniliyor. Otur, izle, yaz. Bunlar umrumda değil. Bu sene devreye giren dizilerin ilk bölümlerini izledim. Sonrasında devamını tahmin etmek mümkün. Konular değişmeyecek, şablonlar değişmeyecek. Karakterler yer değiştirecek o kadar. Galiba ben konulardan da bıktım. ‘Fatmagül’ün Suçu Ne?’ hâlâ o tecavüz sahnesinde kalanların tartışmalarıyla devam ediyor. ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’ ilk bölümlerindeki heyecanı aldı götürdü benden. Karakterler o kadar yakınlaştı ki, kelimenin tam anlamıyla yüz göz oldular. Oyunculuk canhıraş feryatların sınırında. ‘Bitmeyen Şarkı’, ‘Unutulmaz’, ‘Gönülçelen’, ‘Aşk ve Ceza’...

Haberin Devamı

Sadece izliyorum
Hadi neresinden başlayayım. Kadınları ve erkekleri hayranları arasında bölüşülmüş diziler. Hanımağa anneler, şehirde çalışan, köydekini seven kadın, fakir şarkıcı... Eh, bunlar tabii ki değişmeyecek de, oyunculuk olarak ne var? Bir Nurgül Yeşilçay var. Bergüzar Korel’in ilk bölümünden sonraki performansı yeknesak... ‘Ezel’ geçtiğimiz yılın favori dizisiydi. O da “Bıktık artık, acaba nasıl bitirsek” moduna girdi.
Bir de ‘Deli Saraylı’ vardı. Ama işte bizim millet de böylelerini sevmez. Onlar da sanki ağdalı ağdalı olmaya karar kılmıştı. Komedileri bir yana bıraktım; biraz ‘Papatyam’ biraz ‘Çocuklar Duymasın’... İşimiz bu, izliyoruz. Ama işim olduğu için. Sadece izliyorum fakat, seyretmiyorum. Eh dizi fanı olup bütün hayata buradan bakmayınca keyfi olmuyor anlaşılan TV dizilerinin. Ha, ‘Karadağlar’ şimdilik fena değil.

KIZLAR BÜYÜYOR DİZİLER DEVAM EDİYOR
İşte yukarıda bir sürü tantana yaptım, ama dedim ya işimiz bu, alın size bir haber; ‘Kızım Nerede?’ ile ekrana dönmeye hazırlanan Ece Uslu’nun yıllar önce ‘Zerda’ dizisindeki kızını canlandıran Bengü Tezcan yine kızı rolünde... ‘Zerda’da beş yaşında oynayan Bengü, şimdi 11’inde. ‘Zerda’da Zerda ve Devran’ın kızı olan Bengü, yeni dizide güçlü bir ailenin kızını oynuyor. Alın işte. Konuya bakın. Şimdi geriye ne kalıyor? Oyunculuk, senaryo ve çekim.

NAIPAUL DERDİ YAZARLARI GERDİ
‘Avrupa Yazarlar Parlamentosu’na gelmeden tepki gören ve gelmekten vazgeçen Naipaul üzerine NTV’de bir tartışmaya denk geldim. İsmet Özel, Hilmi Yavuz, Bülent Somay ve Mehveş Evin katıldı. Okuyorum da “Yazarlar birbirine girdi” diye veriyorlar bu tartışmayı. Birbirine filan girdikleri yoktu.
Nedim Gürsel de telefonla katıldı programa. İsmet Özel’i ben ‘Uzaylı türkücümüz’e benzettim. Pek ne dediği anlaşılmıyor. Bir nevi soğuk savaş casusları gibi, az konuşan, ser verip sır vermeyen. Hilmi Yavuz ise her yana cevap yetiştirdi. Bülent Somay her daim ‘marksist’ olduğunu söyledi. Nedim Gürsel, Paris’ten telefonla bağlanarak, “Telefon bağlantılarını yapmayın, derdinizi anlatamıyorsunuz” diyerek ne kadar haklı olduğumu gösterdi.

REHBERiM
KARŞINIZDA FUAT GÜNER
Ben Nuriye Akman’ın söyleşilerini seviyorum. Gazeteci olduğu için önemsiyorum, şu sorulara sormadan çok önce hayatında iyi hazırlandığı için beğeniyorum. MFÖ’nin sempatik yüzü, Fuat Güner, yaşamını ve MFÖ’nün 40 yıllık beraberliğini Nuriye Akman’a anlatıyor. (TRT HABER / 20.20)

OKURDAN
YİNE AYDINLIK - KARANLIK
Dizilerimizin vazgeçilmez ‘hatalar’ından biri Serkan Gökgöz’ün dikkatinden kaçmamış:
“Ezel’de hain olduğu öğrenilen Cengiz, Ramiz Dayı’nın eski işhanındaki ofisinde bekleyen Ezel’e telefon açıyor. Konuşmaları esnasında TV’de dönüşümlü olarak Cengiz’i ve Ezel’i görüyoruz. Cengiz evinin önünde gecenin karanlığında, Ezel ise güneş ışıklarının içeriye bariz şekilde süzüldüğü ofiste konuşuyor.”
Bu, ne ilk ne de son olacak galiba.