Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Çerkes dizisi dediler. Listede bugüne kadar 'Ege dizisi', 'Trakya dizisi', 'Urfa Mardin dizisi' (Kürt dizisi denilmiyor!), 'Karadeniz dizisi' vardı...
'Ağlatan Dans' dört bölümde bitti. "Sadece Çerkesler izlese dizi ayakta kalırdı" diyenler var, niye olmadı?
Oyunculuk, senaryo 'etnik kimliklerin' önüne geçer. Sonuçta bu bir dizidir. İyi yönetiliyorsa, izlenir. ‘Ağlatan Dans’ sessiz sedasız finalini ise çarşamba akşamı yaptı.
Anladığım kadarıyla Çerkesler de memnun kalmadı; ‘bu diziyi izleyelim’ diye ekran başına oturanlar da...
Dizi ile ilgili bir yazımda yapımcı Yasemin Nak'ın şu sözlerine yer vermişim:
"Biz sürgün halk olarak hep özlemle yaşadık. Yıllardır TV kanallarında müziğimiz çalınınca birbirimize haber verdik, mutlu olduk. Aile büyüklerim, akrabalarım projeyi duydukları günden beri sevinçli ve gözleri yaşla dolu. Çerkeslerin yüksek beklentisi, omuzlarımdaki yükü bin kat artırdı. Eğer bunu yapamazsam, 4 yıldır kanalların iddiası olan ‘bir çerkes dizisi tutmaz’ savı doğrulanmış olacak. Bütün finansal akışımı bu işe yatırırken, amacım; tüm Çerkesler’i kendi ailem gibi mutlu etmekti. Piyasa ile yarışa giriyoruz, başaralım ki bizden sonra iş yapacak gençlerimizin önü açılsın. Çerkes kültürüne yatırımlar başlasın..."
Sanırım beklenen olmadı.
Oturup neden olmadığını düşünmeleri lazım. Dönüp dolaşıp gelinecek nokta, 'işin profesyonel hali'dir. Diğer mazeretler kabul edilemez..

Haberin Devamı

RIDVAN AKAR'DAN TASARRUF ETMEK!

Rıdvan Akar CNN Türk'ten 'tasarruf' gerekçesi ile çıkarıldı.
Bakışına katılmasam da Akar 'Hayatın Tanığı'nda; bütün konulara gazeteciliğini her daim yansıtmıştır. Seçtiği konuları işlerken, anlaşılır, sade ve olabildiğince her tarafa söz verme konusundaki telaşını hissetmişimdir. Samimi olmuştur en başında. Televizyon dilini iyi anlatmıştır.
Program, CNN Türk'ün siyasi haber programları içinde izlenir bir markaya sahipti. Rıdvan öyle ' tasarruf' edilecek, maliyetli bir adam değildi!

DİYANET'TEN SOKAK ÇOCUĞU TARİFİ!

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın sokak çocuklarıyla ilgili 'kamu spotu' ekranda dönüyor.
Şöyle tarif etmişler; "Ne başlarını sokacak bir evleri, ne oyuncakları, ne de akıllı telefonları var. Bir tek şeyleri var; sahipsizlikleri..."
Eksik kalmış bu tarif; “Ne tabletleri, ne bilgisayarları, ne Ipad'leri, ne Iphone'ları, ne kontörleri, ne de Selocan arkadaşları..." denmeliydi.
Başlarını sokacak ev ile akıllı telefon arasındaki mesafeyi Diyanet hızlıca kapatmış!

Haberin Devamı

I. DÜNYA SAVAŞI’NA BİZ NİYE GİRDİK?

Birinci Dünya Savaşı'nın 100'üncü yılı...
'Tarihin Arka Odası'nda Murat Bardakçı soruyu sordu; "Savaşın 100'üncü yıldönümünde biz hâlâ, ‘Savaş öncesi ve savaşın içindeyken Türkiye'nin politikası neydi? İttihat Terakki'nin politikası neydi? Sarayın politikası neydi? Bilmiyoruz. Almanlar ile nasıl ittifak yaptık? Karadeniz baskını nasıl yapıldı? Emri kim verdi?’ Bilmiyoruz..."
Batıda bu konuda 1923 yılından itibaren kitapların çıktığını belirten Bardakçı; "Bizi ilgilendiren bölümlerin yer aldığı kitapları bile bilmiyoruz." Çanakkale Savaşı'nı biliyoruz bu yeter!