Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kuşkusuz bu senenin flaş dizilerinden biri "Ezel". Bir kere senaryosuyla dikkat çekiyor. Kadrosu çok özenli. Son bölüm "bir dizinin gidişatı nasıl değişebilir?" sorusuna güzel bir örnekti. Ömer'in Ezel oluşunu getirip "Hayata Dönüş Operasyonu"na bağlamaları televizyonlarda pek rastlamadığım bir kurguydu. Daha doğrusu Ömer'in Ezel olma yolunda kaçış planını, ayakları yere basan bir gerekçeye yaslamak istediler.
Ve akıllara "Hayata Dönüş Operasyonu" geldi. Bir kara leke, bir unutulmaz olaydır. 19 Aralık 2000 tarihinde aynı anda 20 cezaevine yapılan bir operasyon. İki asker, 30 tutuklunun öldüğü kara bir gün. Ve kahramanımız işte bu operasyonun içinden çıkıyor.

Hapisten nasıl çıkıyor?
Ömer hapishanede Ramiz Öner (Tunçel Kurtiz) ile yakınlaşıyor. Ramiz görmüş geçirmiş bu yerleri iyi bilen ve saygı gören bir mahkum. Kitap tavsiye ediyor ona. Ömer Hayyam'ı veriyor okuması için. Oscar Wilde'dan şiirler okuyor. Ve bir gün koğuşa baskın oluyor. Gözlüklü bir genci "soruşturmak" üzere götürüyorlar. Gözlüğünü yere atıp kırıyorlar önce. Gözlük her zaman "solcu" simgesi olmuştur!
Sonra Ramiz'le Ömer koğuşun kapısından dışarıya bakıp "tecrittekilerin hali kötü" diye konuşuyorlar. Bir başka karede bir gazete Eyşan'ın elinde. Ve yapılan operasyonlarda ölenlerin resimleri ve isimleri var. Ömer de aralarında. Tabii yıkılıyor Eyşan. Ama senaryo bu ya, meğer öldürülenlerin tespiti sırasında Ramiz de yer alıyor. Ve dışarıya çıkmasını istediği Ömer'in ismini veriyor öldürülen bir mahkumun yerine.

Ve estetik ameliyat
Ramiz'in kolları uzun, bir de estetik ameliyat yapan doktor tanıyor. İsmail olarak Ömer, estetik oluyor ve karşımıza Ezel çıkıveriyor. Belki bu vesileyle o yaşanılanlar bir kere daha anlatılır ve genç nesillere aktarılır. Birçok izlenen dizinin böyle yararları da olmuyor değil. Bu arada Tunçel Kurtiz bütün bölümü götürmesini bildi. Oyunculuk böyle bir şey işte.

Belgesel cezası kalkacak!
"BeşN BirK"da Cüneyt Özdemir'in konuğu RTÜK Üyesi Hülya Alp'ti. RTÜK'ün ceza verdiği kanallarda "ceza niyetine gösterilen" belgesellerin devam edip etmeyeceği soruldu. Çünkü gerçekten burada gösterilen belgeseller seyredilmemek üzere yapılmış hissi veriyor. Alp bu konuda bir çalışmaları olduğunu söyledi.

Ali Kırca adını değiştirdi mi?
"Oradaydım" belgeseli, bu hafta “Şakacı”yı anlatıyor. Daha doğrusu kamera şakasının ülkemizdeki mucidi diyebileceğimiz Çetin Çiftçioğlu'nu. Unutulmaz "şakalara" imza atmış bir isim. Hayatını ve şakalarını anlatıyor. Burada Şakacı'nın bir anektodu var. Onu tanıyan biri yanına yaklaşır. "Abi" der, "Ali Kırca adını değiştirdi". Şakacı şaşırır, "Nasıl adını değiştirdi?" diye sorar. "Haberler bittikten sonra altta Faruk Saraç yazıyor" der vatandaş! Toplum olarak pek şakacıyız.