‘Tehlikeli karım’ yabancı dizi mi?

Geçtiğimiz pazar günü Show TV’de yayına giren ‘Tehlikeli Karım’ın tanıtımları çok dikkat çekti ve merak uyandırdı. Bizde övgü olarak söylenen “Yabancı dizi gibi” yorumlarını çok duydum. ‘Tehlikeli Karım’, uyarlama ama bu durumu çaktırmayalım ve yerelleştirelim gibi bir çabaya girişmemiş. İlk bölüm hikayesi, yabancı dizi gibi aktı. İtiraf edeyim, ben de ekranın karşısından hiç kalkmadan merakla izledim. Gayet tempolu ve akıcı bir bölümdü.

Yan hikayelere ve gereksiz karakter tanıtımlarına hiç başvurulmamıştı. Bir dizinin ilk bölümü gibi değil de film seyrediyorsunuz gibi hissettiriyordu.

Bazı polisiye detaylarda inandırıcılık sorunu yaşansa da genel olarak başarılı bir açılış yaptı. ‘Nasıl devam edecek?’ diye de merak uyandırdı. Twitter’da en çok konuşulan yapım olmayı da başardı. Ama gel gelelim, birinci bölümün reytingi parlak değil.

İnternet başarısı başka, televizyon başka

Sürekli yazıp çizdiğimiz bir şey bu... Bizde yabancı dizi gibi hikayeler çok yüksek reyting almıyor. İnternette yayınlansa çok beğenilir, sosyal medyada konuşulur ama reytinglerde mutlu etmiyor. ‘Ufak Tefek Cinayetler’ bu durumun istisnası...

Bence ATV ‘8. Gün’ dizisi de aynı sebeple, istenen reytingi almadı ve muhtemelen kısa zamanda yayından kalkacak. İnternet mecrasına daha uygun bir işti. Yine ‘Fi’, PuhuTV’de yayınlandığında çok konuşuldu ve sevildi. İnternet dizilerine umut
oldu ama televizyonda ekrana gelince, reytingi çakıldı. Vazgeçmeli mi? Bence vazgeçmemeli... Böyle işler denedikçe belki seyircimizi de alıştıracağız. Sorun şu, denemeye fırsat yok. Çünkü üç bölüm iyi reyting almayınca, kaldıralım mantığı var. Örneğin ‘Fi’ ya da ‘Masum’ internet değil de önce televizyonda yayınlansa büyük ihtimalle erken final yapacaktı. Sektörü korkak hale getiren bu... Ama bu ortamda risk almayı göze alan da başarılı sonuçlar elde edebilir. ‘Ufak Tefek Cinayetler’ riskliydi ama başarılı oldu. Umarım risk alanlar karşılığını bulur ve biz de farklı diziler izleyebiliriz.

En dikkat çekici özelliği ne?

Bir dizinin devam edip edemeyeceğinin önemli bir işareti de ikinci bölüm reytingleri. ‘Yasak Elma’, ikinci bölümde aldığı reytingle yerini sağlamlaştırmış gibi görünüyor. Bir ahlaksız teklif, sadakatsizlik, intikam ve yoksulluktan zenginliğe geçiş hikayesi... Doğru yapıldığında her zaman alıcısı olur. Dizinin özellikle rol dağılımı dikkatimi çekti. Mesela Şevval Sam, kocasını ayartmak için genç ve güzel bir kıza ahlaksız teklif yapan bir eş rolünde. Üstelik kocasını aldatıyor. Olumsuz bir karakterle karşımızda. Talat Bulut, karısına çok kötü davranıyor. Onun hazırladığı tuzağa da hemen düşüyor ve genç kızla yakınlaşmaya çalışıyor. Eda Ece, sevgilisinden intikam almak için bu teklifi kabul ediyor ve evli bir adamı ayartmaya çalışıyor. Bizde özellikle ünlüler hep iyi karakter oynamak ister.

İyi ve masum rolü oynamazsa, seyircinin sevgisinin azalacağını düşünür. O nedenle hem bu oyunculara rolleri teklif eden yapımı, hem de ‘Mutlaka iyi roller oynayacağım’ demeyen oyuncuları kutlamak gerek. Reytinglere bakılırsa,
seyirci de karakterlere inanmış ve sevmiş. Bence iyi kadar kötü karakterleri de
oynamayan bir oyuncu tekdüze kalır. Buldukları ilk fırsatta bunu denemeliler.