'Şöhret beni değiştirmedi'

- ‘Tatlı İntikam’ kısa sürede geniş bir izleyici kitlesi edindi. Başarısını neye bağlıyorsunuz?
Ortaya eğlenceli, samimi, tatlı bir iş çıktığını düşünüyorum. Oyuncu kadrosunda yer alan herkes karakterine çok iyi oturdu, seyirci hemen benimsedi. Hikayesinin de izleyici açısından keyifli olduğunu düşünüyorum. Biz çekerken çok keyif alıyoruz, herhalde bu seyirciye geçiyor.

- Pelin ve Tankut aşkı için ne diyeceksiniz? Böyle bir aşk mümkün mü sizce?
Onların aşkı için şu anda bir şey söylemem çok zor, zamanla göreceğiz. Gerçek hayatta da aynısı olmasa bile benzer hikayeler geliyor insanların başlarına. Mümkün değil diyemeyiz tabii ama hiç de kolay olmayacağı kesin.

- Dizideki gibi nikah masasında bırakılsaydınız ne yapardınız?
Tabii ki Pelin gibi ben de çok üzülürdüm. Hiç kolay bir durum değil. Bir ömrü beraber geçireceğinizi sandığınız kişinin bunu istemediğini o anda öğreniyorsunuz. Çok tatsız. Ama ben Pelin’in yaptıklarını yapmazdım. Bir taraftan da bu aslında o kişinin sizin için doğru insan olmadığının önemli bir adım atmadan önceki kanıtı. Ben de üzülürdüm ama yoluma bakardım herhalde.

- “Romantik komedide oynamak saçmalama özgürlüğü tanıyor” demişsiniz. Başka avantajları neler?
Romantik komedide daha geniş, rahat bir alanınız var. Dramalardaki gibi sürekli gözyaşları yok, ağır sahneler yok. Hepsinin yeri ve keyfi ayrı tabii ama romantik komediler daha enerjik oluyor, oyuncuya daha geniş alanlar tanıyor.

- Dizideki karakteriniz ‘Kiralık Aşk’taki Defne’ye benzetildi. Sizce bir benzerlik var mı? Yorumlar için ne

diyeceksiniz?
Romantik komedi filmlerinde ve dizilerinde hikayeler ve karakterler birbirini anımsatabilir. Fakat Defne’yle Pelin aslında birbirinden çok farklı tipler. Aile yapıları ve karakterleri birbirinden çok bağımsız. Dizi başladığı andan itibaren çok güzel, olumlu yorumlar alıyoruz. Seyirci bizi sevdi, biz de onları seviyoruz.

- Şöhret hayatınızda neleri değiştirdi?
Çok fazla şey değiştirmedi. Ben hâlâ aynı Leyla’yım. Karakterim, sevdiğim, sevmediğim şeyler aynı. Hayata, insanlara bakış açım aynı. Hatta çocukluğumdan bugünlere kadar gelen arkadaşlıklarım aynı. Tabii ki zaman içerisinde onlara yenileri ekleniyor.
İnsanların sizi görebildiği, tanınır olduğunuz bir meslekle uğraşıyorsunuz diye hayatınız tepeden tırnağa değişmiyor, değişmemeli de zaten. Değişen şey; artık sokakta yürürken insanlar beni tanıyor, sohbet edip, fotoğraf çektirmek istiyor.
Evet, yaşam şartlarının standardı birçok mesleğe göre daha yüksek olabilir ama bunlar benim hayatımda büyük değişikliklere sebep olmadı.

- ‘Delibal’ filminden sonra yıldızınız parladı. Kariyerinizdeki ilerlemeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
‘Delibal’dan önce de sinema filmim vardı, üç sezon ‘Karadayı’da oynadım. Bunların tamamı birer adım benim için. Herkesin doğru bir zamanı var. Oyunculuk çok uzun bir yolculuk. Her durağı farklı bir tecrübe, farklı bir keyif. Tadını çıkararak, içinize sindirerek o yolculuğu sürdürmek en güzeli. Dolayısıyla bugüne kadar yer aldığım her projenin benim için keyifli ve yararlı birer durak olduğuna inanıyorum. Umarım bu şekilde devam eder.

‘Evlilik gibi bir planım yok’

- Sizi seksi bulan da var sempatik bulan da. Hangisisiniz?
İnsanın kendisiyle ilgili bir şey söylemesi inanın hiç kolay değil. Ayna karşısına geçip ‘ben kendimi şöyle buluyorum’
demiyorum açıkçası.

- Gerçek hayatta evlilik planları yapıyor musunuz?
Özel olarak öyle bir planım yok. Hayat ne zaman, nerede, ne getirir bilemeyiz. Yaşayıp göreceğiz.

- Özel hayatınızı göz önünde yaşamamak özellikle tercih ettiğiniz bir şey mi?
Evet. Özel hayatımla değil, işimle anılmayı tercih ediyorum.

- Oyunculuk dışında bir kariyer planınız var mı?
Oyunculuk benim mesleğim ve mesleğimden dolayı çok mutluyum. Kariyer planı olarak değil ancak hobi olarak ileriki yıllarda farklı şeyler çıkabilir belki, bilemiyorum.