Cadde SOSYETE ARTIK EVDE EĞLENiYOR

SOSYETE ARTIK EVDE EĞLENiYOR

27.02.2012 - 22:33 | Son Güncellenme:

Son dönemin başarılı DJ’lerinden Doğuş Cabakor’dan İstanbul gece hayatını değerlendirmesini istedik.

SOSYETE ARTIK EVDE EĞLENiYOR

DJ, “Kameraların olduğu mekanlara gitmek istemeyen, sigara yasağından etkilenen ve aradığı müziği bulamayanlar, eğlenmek için artık ev partilerini tercih ediyor” dedi

Haberin Devamı

* Önce sizi biraz tanıyalım. Gece hayatındaki popülariteniz nereden kaynaklanıyor?
İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde işletme okudum. 16-17 yaşlarında partilerde müzik yapmaya başladım. Sonrasında ailemin işine devam ettim. İçimde bir tutku olduğu için her boşlukta ortaya çıkıyordu. 5-6 sene önce de tamamen bu işi yapmaya karar verdim.

* Profesyonel olarak müzik yapmaya nasıl başladınız?
2008’de Barselona’ya 20 günlük bir tatile gitmiştim, çok etkilendim. Türkiye’de böyle bir eğlence yoktu. Dedim ki, “Benim sevdiğim müzik eğlence anlayışı budur. Bu müziği yapmak istiyorum. Türkiye’de bu yapılmıyor.” Hemen bir CD hazırladım sevdiğim parçalardan.

* Barselona’da ne vardı da bu kadar etkilendiniz?
Doğru müzik vardı. İçinde vokal öğelerin olduğu dans müziği... İnsanı hep pozitif tutan bir müzik. Önemli olan noktası, içinde devamlı mutlu öğeler barındırması. Türk parçalarındaki melankoli yok.

* W Otel’de partiler yapıyorsunuz. Bu nasıl başladı?
Ben Türkçe müzik çalmıyorum. Dünyayı takip ettiğim için kendimi yenilemem gerekiyor. ‘W’ tam benle örtüşen bir konsept. Yenilikçi ve global. Dünyada ‘parti oteli’ olarak tanınıyor. W’da kalanlar gece müzik var, ses var diye şikayet etmez. Şimdi ikinci sezondayız. Salı, perşembe, cuma ve cumartesileri parti için açık. Ben perşembe ve cumartesi çalıyorum. Bunun dışında birçok özel etkinlikte de varım.

* Siz İstanbul eğlence hayatını pek sevmiyorsunuz galiba...
Buradaki müzikleri sevmiyor değilim. Benim kabul edemediğim şey, yeniliğe kapalı olmamız. Dünyadaki trendleri bize vermiyorlar. İstiyorum ki, insanlara yeni müziği verelim. Türkçe müzik yapanlar da işlerine yeni bir şey katsın. Dünyadaki bütün DJ’ler Türkçe müzik çalabilsin.

* “İstanbul’da eğlence hayatı çok parlak, turistler bayılıyor” diyorlar hep...
İnsanların bayıldığı şey, Boğaz. Adam geliyor buraya, Reina’ya gidiyor. Köprü, deniz, karşıda başka bir kıta... Bu üçleme dünyanın hiçbir yerinde yok. Dansöz farklı geliyor. Burada görmedikleri şeyleri gördükleri için eğleniyorlar. Çok iyi müzik, çok iyi ses sistemi, ışık şovu ya da dansçılar olduğu için değil.

* İstanbul’un dinamizmi de çok övgü alıyor.
Avrupa’nın birçok şehrinde saat 02.00’de kulüpler kapanır, insanlar evine gider. Dünyadaki hiçbir gece kulübü şehir merkezinde değildir. Reina ve Sorti bu yüzden turistleri cezbediyor. Adam alışmış kapalı mekana tabii. Açık alanda sigarasını içiyor, herkes ona hizmet ediyor, hoşuna gidiyor. İstanbul düzensizliklerin bol olduğu bir şehir olduğu için ilgi görüyor. Kural yok, ulaşım ve otel daha ucuz.

Haberin Devamı

SOSYETE ARTIK EVDE EĞLENiYOR

Haberin Devamı

“Markalar ev partilerine sponsor olmaya başladı”

* İstanbullular eğlenmek için nasıl bir alternatif yaratıyor?
Ev partileri... Evlerde kafalar rahat oluyor. Sigara, alkol tüketilebiliyor. Artık markalar, ev partilerine de sponsor olmaya başladı.

* Nasıl evler bunlar?
Cemiyetten isimler parti yapmak için otelin bir katını ya da kral dairesini kapatıyor. Bu bir statü göstergesi. Herkes davet edilmiyor. Gizlilik var. Mahremiyet önemli.

* Kimler katılıyor?
Cemiyetin önemli simaları... Bu insanların iki tarz düşüncesi var. Bir; göz önünde olmaları lazım. İki; göz önünde olmadan, kameralardan uzakta eğlenmeleri lazım. Her isim bir marka çünkü. Mesela Ivana Sert’in ismini güncel tutabilmesi gerek. İki ay kameralara gözükmese bitti. Çünkü ailesinden gelen bir popülerliği yok. O yüzden dergilerdeki fotoğraflarının tamamı, bir markanın daveti ya da açılışında çekilmiş oluyor. Ev partisindeyse böyle bir ticaret yoktur. Özel davetliler vardır.

* Katılmak için davet vereni tanımak şart mı?
Genelde davetlinin yanında arkadaşını getirmesi hoş karşılanmaz. Bu içerdeki güvenli ortamı tehlikeye atar. Katılmak isteyenler, bir şekilde yardım teklif ediyor. “Müziği ben yapayım” diyor. “İçkiyi ben getireyim” diyor.

Haberin Devamı

“Sezai Taşkent’in partisine 300 bin euro harcandı”

* Biraz anlatır mısınız, ev partilerinde neler oluyor?
Bunu kalburüstü insanlar düzenlediği için, organizasyon ve yemek firmalarıyla çalışıyorlar. İçki, sigara ve cips markaları sponsor oluyor. Orada en popüler işadamını da, gazeteciyi de görebilirsiniz. Tanık olduğum en büyük parti, inşaat firması sahibi Sezai Taşkent’in Çamlıca’daki malikanesinde oldu. İçerde klasik arabalar dekor olarak duruyordu. Yaklaşık bin metrekarelik bahçeye çadır kurulmuş. Küba’dan dansçılar getirilmiş, orkestra var. Bu partide İstanbul’un gerçek sosyetesi vardı. Sonradan zenginler yoktu. Özel uçakla
300 davetli geldi. Beş yıldızlı otellerde misafir edildiler. Konsept ‘Küba Gecesi’ydi. Herkesin Küba şapkaları, Küba puroları vardı. Bu parti için 300 bin euro harcandı. Sezai Taşkent Avrupa’da her yerde VIP bir insan, bunu yapmak zorunda. Her sene Avrupa’daki bir kentte bir parti verir. Şansa bir tanesi İstanbul’daydı. Bundan bir hafta sonra Saint Tropez’de başka bir partiye davetliydi.

* Bu partiyi her sene İstanbul’da yapması kent için kazanç olur. Neden bunu tercih etmiyor?
Çünkü İstanbul Avrupa’nın dışında. Türkiye çok Doğu’da kalıyor. İspanya ve Fransa kıyılarında, tekne ya da adalarda tatil yapılıyor.