İstanbul’daki büyük konserleri, festivalleri düşünün. Kimlerin geldiğini, nerelerde yapıldığını... Artık İstanbul’da konser şımarığı haline gelen bir kısım genç dinleyicinin, bazen haklı, bazen de haksız tepkilerini getirin aklınıza. Organizatörlerin stratejik hatalarını anımsayın


Şimdi hepsini unutun. İstanbul’un konser mekanlarını saymaya çalışın. Aynısını ben de yapayım. Gündemdeki bir mekandan başlayayım; Küçükçiftlik Parkı’ndan. Bu yıl orada yapılacak Sonisphere Festivali. Konserleri dönme dolaptan izleyeceğini sanan kimileri, “Nasıl sığacağız?” diyor. Bu yıl Küçükçiftlik’in kapasitesi 17 binleri zorlayacak şekilde artırılıyor. Koca Iron Maiden gelecek, Alice Cooper, Slipknot, Mastodon, In Flames gelecek... Yine de tepkinin bini bir para. Türk metal dinleyicisinin, yıllardır hor görülmekten midir nedir, genel bir tepkisi var hayata karşı. Bir ‘metalcinin‘ hayata tepkili olması tuhaf değil ama insan bindiği dalı kesmeye bu kadar hevesli olur mu?
İnsan hayata, hayranı olduğu grup ekseninden bakar mı? Iron Maiden sevmek, takım tutmak gibi bir şey midir? Bu line up’la TT Arena’da 40 bin kişi toplanır mıydınız? Sırf siz ‘yumuşak’ buluyorsunuz diye Bon Jovi konseri, Küçükçiftlik Parkı’nda yapılabilir miydi? Belki de bütün bu
sorulara “Evet” diyorsunuz. Ama gerçek öyle değil.

Haberin Devamı

Park Orman’ın açılacağı söyleniyor

Kuruçeşme Arena’dan devam edelim... Yerleşim merkezine yakın olduğu için sorun yaşıyor mekan. Ses düzeyiyle ilgili ceza ödüyor. Sponsoru var, zorlasan 15 bini aşan kapasitesi var. Ama dünya devi sahne alsa da sesi açamıyorsunuz. İçerisi dolduğundaysa kıpırdayacak yer bulamıyorsunuz. Girmek çıkmak sorun, tuvalet sorun oluyor.
Park Orman’ı unutmadınız herhalde... Bir süredir konser olmuyor orada. Büyük kayıp. Ortadaki havuzun üzeri kapanınca Park Orman da 15 bin kişiyi ağırlayan harika bir alternatif. Ama kapalı... Serdar Bilgili’nin kiraladığı ve yeniden konserlere açılacağı söyleniyor. Dilerim doğrudur.

Ve +24

Santralistanbul... Otoparktan bir miktar aldığında kapasitesi 20 binlere çıkıyor. Bu sene One Love Festivali orada yapılacak ama adında artık ‘Efes Pilsen’ yok. Buna rağmen hâlâ markayı çağrıştırıyor gerekçesiyle, +24 olanlar girebilecek alana. Aynı şey Küçük Çiftlik’teki Freshtival için de geçerli. Ancak Sonisphere’e girişte +18 sınırı yok. Sadece içki satışı yapılmayacak küçüklere. Olması gerektiği gibi... Peki One Love’ın, Freshtival’ın günahı ne? Efes Pilsen Spor Kulübü’nün suçu ne? Gençleri küçük yaşta basketbola alıştırması mı?

Haberin Devamı

Var ama sorunlu

Kongre merkezlerimiz, salonlarımız var: Lütfi Kırdar, İstanbul, Haliç... Ödül töreni yapılır, konser yapılır, müzikal yapılır.
Spor salonlarımız var: Abdi İpekçi, Sinan Erdem, BJK Arena... Kapasiteleri yüksek ama konser düşünülerek yapılmamışlar. Akustik problemleri var.
Kulüplerimiz, canlı müzik mekanlarımız var. Bin-2 bin kişilik.
Bazen tıka basa sığdığımız, bazen de
boş kalan, 5 bin kişilik Açıkhava Tiyatro’muz var.
‘Beach’ tadında 5 bin-6 bin kişiyi sığdırabileceğimiz tesislerimiz var.

Haberin Devamı

Nerede konser yapacaksınız?

Kimisinde TAPDK sıkıntısı yaşarsınız, kimisinde altyapı sorunu, kimisinde kapasite sorunu... Kimi sanatçı beğenmez, kimisini seyirci istemez. Kimisinde harcayacağınız para nedeniyle zarar edersiniz.
Rumeli Hisarı küçüktür. Yedikule Zindanları’nın saymakla bitmeyecek problemi vardır.
Yeni yerler ararsınız. Kazlıçeşme’deki miting alanı? İTÜ’nün içindeki stadyum? Öyle ya da böyle, pahalıya gelir.
Çaresiz Google Earth’ten boş alan bile bakarsınız konser yapabilmek için. Uydulardan medet umarsınız.
Hadi stadyum dolduracak isim getiriyorsunuz diyelim. Ali Sami Yen tarih olmuştur. Şükrü Saraçoğlu konsere sıcak bakmaz. Atatürk Olimpiyat Stadı’na insan götüremezsiniz, İnönü mayısta inşaata girecektir. Bir TT Arena vardır.
Hezarfen Havaalanı’nda, Ömerli’de, İstanbul Park’ta festival yapmak bütçe işidir.
Ama asıl sorun, İstanbul’da bin-10 bin kişilik değil; 10 bin-20 bin kişilik rock ve pop konserleri yapabileceğiniz mekanlar bulmakla ilgilidir. İstanbul’da ya küçük ve ‘idare edecek’ mekanlar vardır; ya stadyumlar, ya da yatırım gerektiren uçsuz bucaksız araziler...
+24 durumu; konserlere, festivallere darbe vurmuştur ve bu daha başlangıçtır.
Koskoca bir 2010 geçmiştir Kültür Başkenti olarak. Bu kente, o bütçelere karşın, hak ettiği konser salonunu inşa etmek bu kadar zor mudur?
Yoksa AKM’nin, Emek Sineması’nın haline bakıp böyle hayaller kurmak saflık mıdır?