Aslında niyetim, tüm günü Keremcem’le geçirip o günü yazmaktı. Ancak ikimizin de işleri nedeniyle bu konforu yaşayamadık. Ben de muhabbete “Şayet tüm gün boş olsaydık neler yapardık, bugün neler yapamayacağız?” diye sorarak başladım; yeni sahne projesi “Akustik Mahabbet”, albüm ve diziler üzerine devam ettim

“Bütün gün boş olsaydık Tolga; Rumelihisarı’nda, Nar’ın balkonunda buluşur, kahvaltı ederdik. Sonra Bebek Kahve’de bir sade kahve sonrası Sabancı Müzesi’ne giderdik, Anish Kapoor Sergisi’ne. Derken spor zamanı... Metrocity Essporto’da bir yandan spor, bir yandan muhabbet...
Akabinde bir film iyi gidebilir. Kanyon’a geçerdik. Film öncesi Num Num diyorum. Filmden sonra da akşam yemeği... Arkadaşlarla Adana İl Sınırı’nda ocakbaşı... Gecenin finalini de Beyoğlu Hayal Kahvesi’nde yapardık...”
Bu aralar işle ilgili kafasında neler olduğunu soruyorum; “Son albümdeki tüm şarkılara klip çekmek istiyorum. Ayrıca oyuncu ve müzisyen dostlarımla yapacağım ve ilgi göreceğine inandığım bir projeyi hayata geçirmek üzereyim. ‘Akustik Muhabbet’; televizyon değil, sahne projesi...”
Ben her zaman, Keremcem’in daha fazlasını hak ettiğini düşünüyorum. “Herkes hak ettiği yerdedir” diyor; “...Yine de daha iyisini yapmak için çabalıyorum” diye ekliyor. Oynadığı hiçbir dizi “Aşk Oyunu” kadar tutmadı; ancak 13 bölümden önce havlu atan dizisi de olmadı... “Bana göre hiç kimsenin reytingi, tek başına bir diziyi ayakta tutacak kadar yüksek değil. İzleyicinin ‘samimi’ bulmadığı diziler ayakta kalamıyor. En iyisini yapmaya çalışıyorum” diye yanıtlıyor.
Meğer İstanbul’a geldiğinden beri Cihangir’de ev bakıyormuş; kısmet olmamış. Teşvikiye, Yıldız, Etiler, Beylerbeyi, Metrocity, Levent, Akatlar derken Ortaköy’e taşınmış. “Sanıyorum dokuzuncu evim Cihangir’de olacak” şeklinde tüyo veriyor. Zaten hep Cihangir’de.
Keremcem’le yaptığımız samimi muhabbetin tamamını Touch İstanbul Dergisi’nin aralık sayısında okuyabilirsiniz.

Haberin Devamı

MÜZiK DEFTERiMDEN...

* Salih Karagöz; internet ortamında plak alıp satarak başladığı “Rainbow 45” macerasını müzik şirketi kurarak sürdürüyor. Benim de çok sevdiğim “Nemrud” adlı Türk progresif rock grubunun “Ritual” albümünü 30 yıl sonra Türkiye’de plak formatında çıkartan “Rainbow 45 Records”a saygı duymamak mümkün değil. Albüm yurtdışında büyük ilgi görüyor. Siz de Pink Floyd, Yes, King Crimson, Eloy; hatta Barış Manço-Kurtalan Ekspres tadını özlüyorsanız ve “gelecek analogtur” diyorsanız; edinin. (www.rainbow45records.com)

* Geçenlerde Multitap’ın özel bir konserini dinlemek üzere günübirlik Bursa’ya gittim. Gidince öğrendim ki Bursa’da Aloft Hotel adında tasarımı ve teknolojik donanımıyla iddia sahibi bir otel var. “Niye Bursa?” diye sordum. Dünyada 14 ülkede varlık gösteren 75 otelin stratejisi buymuş. Yani önce “yakın büyükşehir”, sonra en büyük şehir. Otelin bir diğer iddiası da şu: “Aloft otellerinde iyi müzik dinlersiniz”. Bu minvalde tüm dünyada küresel bir müzik programı uyguluyorlar. Multitaplı etkinlikler de Abu Dabi, Londra ve Brüksel’dekilerden sonra bu konseptin Bursa’daki dördüncü ayağı. Yarın grupla “Müzik Prodüksiyonu ve Sahne” üzerine bir atölye çalışması var, 21 Aralık’ta da final konseri...

Haberin Devamı

* Bu cuma, 21.30’da, Garaj İstanbul’da çok özel bir etkinlik var. Müzisyen dostları; Gezi Olayları sırasında kafasından gaz kapsülüyla vurulan Lobna Al Lamii için “Hoşgeldin” konseri düzenliyorlar. Büyük Ev Ablukada, Can Bonomo, Göksel, Kardeş Türküler, Mehmet Erdem, mor ve ötesi, Teoman gibi isimler sahnede ve Lobna’nın tüm sevenleri orada olacak. Biletler sadece mekânda ve 40 TL’den satılacak. Geliri Lobna’nın tedavi masrafları için kullanılacak. Konsere gelemiyorsanız http://www.indiegogo.com/projects/sing-lobna-sing adresine tıklayarak da Lobna’ya destek olabilirsiniz.

Haberin Devamı