Dünya Kupası izleyenler birlik çağrısı yapan o zurnayı sevmedi. İstiklal Caddesi'nde kolluk kuvvetleri çalanlara müdahale ediyor, ama küfür ederek tezahürat yapan taraftarlara tek laf edildiğini görmedim

Bir şey dinletmişlerdi bana, bir perküsyon ziyafeti. Sonra sordular; “Bu nedir?” Meğer neymiş biliyor musunuz; Afrika’da postanede çalışan memurların mesaisi sırasında kaydedilmiş bir zaman dilimi. Biri mektupları koyuyor masaya, öbürü damgayı vuruyor, diğeri çuvalları indiriyor. İnanılmaz bir ahenk, inanılmaz bir ritim; kulaklarıma inanamamıştım. Afrika insanı; böyle her şeyi dansla, müzikle, ritimle ifade eder. O nedenle hangi coğrafyada olursa olsun, ne kadar asimile olmuş olursa olsun hemen tanırsınız Afrika kökenli birini.

VUR VUVUZELA’YA
Dünya Kupası izleyenler Vuvuzela denen bu yerel zurnanın sesinden pek rahatsız oldular. ‘Öteki’nin; geleneğinden, farklılığından rahatsız oldular. “Böyle maç mı izlenir?” dediler. Arı kovanı dediler. Birlik çağrısı yapan o zurnayı sevmediler.
Şimdi İstiklal Caddesi’nde Vuvuzelalar satılıyor biliyor musunuz? Birkaç kere gördüm; kolluk kuvvetleri caddede çalanlara müdahale ediyor. Ama ne yazık ki, ben aynı caddede ağız dolusu küfür ederek tezahürat yapan taraftar gruplarına bir kez bile müdahale edildiğini görmedim.

Haberin Devamı

maNga açılımıVUR VUVUZELA’YA
Sertab Erener; Eurovision birinciliğinden sonra bu başarıyı bir Avrupa kariyerine dönüştürmek konusunda; “Benden MTV karakteri olmaz bu saatten sonra” diyemediğini söyleyip şöyle devam etmişti: “Benden; kendi dilinde dünya müziği kategorisinde şarkılar söyleyecek bir kadın yaratmak mümkün olsaydı o zaman; her şey bambaşka olabilirdi”. Sertab haklı. Ama aynı şey maNga için geçerli değil. maNga’dan 10 numara MTV grubu olur. Belki bugüne kadar bizimkilerden Eurovision başarısı kazanan isimler arasında şansı en yüksek olan maNga. Zaten bu aralar İsveç’te, Finlandiya’da, İsviçre’de, Romanya’da, Estonya’da, Letonya’da, Litvanya’da, Sırbistan’da, Slovenya’da, Hırvatistan’da, Arnavutluk’ta, bize puan bile vermeyen Yunanistan’da, bir başka kıtada Avusturalya’da; ciddi ilgili görüyor maNga. Müzik listelerine giriyor, müzik televizyonlarında boy gösteriyor. Bizim buradan ulaşmamız uygun görülmeyen youtube’ta; maNga’nın ‘We Could Be The Same’ video’suna neredeyse üç milyon kez tıklamışlar dünya vatandaşları. Ben maNga’nın bu rüzgarı iyi değerlendireceğine, o pazara uygun yeni bir İngilizce single’la rüştünü tam olarak ispat edeceğine yürekten inanıyorum. Sonrası da gelir umuyorum. Bu arada maNga’nın iç pazara dönük bir akustik albüm hazırlığı içinde olduğu da kulağıma gelenler arasında...

Haberin Devamı

PARK’TA ROCK
Müthiş bir girişim. 40 bin kişinin katılımı beklenen ve 25-26-27 Haziran’da gerçekleşecek olan Sonisphere Festivali’nin doğal çözüm ortağı. İnönü Stadyumu’na 150 metre mesafedeki Maçka Küçükçiftlik Parkı’nda yiyeceği, içeceği, tuvaleti, duşu, güvenliği düşünülmüş; özel olarak çimlendirilmiş bir kamp alanı. Çadırınla geliyorsun, üç günlük konaklama bedeli olan 45 TL’yi ödüyorsun, al sana şehrin göbeğinde gerçek bir festival.
İstanbul dışından gelen rock tutkunları, Türkiye dışından gelen bilet sahipleri için bulunmaz bir fırsat. İstanbul’un ne enteresan bir şehir olduğunun da göstergelerinden biri. Koca bir stadyumda dünya devlerini izleyeceğin bir konser serisi, yanı başında bir lunaparkta çadır kurma imkanı; dünyanın başka hangi metropolünde mümkün.

Haberin Devamı

TATLI SÖZLÜK
A Touch Of Disco: A Touch of Quality ve A Touch of Love albümlerinde söylediği klasiklerin satış başarısıyla piyasayı şaşırtan, önemli erkek vokal Ömür Göksel’in son albümü. Bkz. yazlık disko tadı
Konser trafiği: Yaz konserlerinin artmasıyla özellikle boğaz hattında oluşan olaya dair çift anlamlı söz ya da konserlerin yarattığı trafikten illallah diyenlere bir gönderme.
Çocuklar Duymasın: Ramazan itibariyle muhteşem dönüşe hazırlanan; bakalım bit pazarına nur yağdıracak mı diye merakla beklediğimiz göreceli yeni dizi. Bkz. çocuklar da büyüdü artık, bırakınız duysunlar.
Denizler Kitabevi: Geleneksel pazar mezatlarıyla ünlü; eski kitap, harita, obje; ne isterseniz bulabileceğiniz; İstiklal Caddesi’nde mezat tadı yaşama fırsatı veren kitap dükkanı. bkz www.denizlerkitabevi.com
Zuhal Topal: Geçenlerde Cihangir Susam Sokak’ta salon salomanje arazi aracının penceresini açıp “Smyrna nerdeee” diye sorarak herkesi dumura uğratmış, aracıyla manevra yapmakta zorlanıp oflaya puflaya devam etmiş oyuncu; arabulucu kişi ya da çöpçatan.
Defne’yle 'Her şey' Başka: Kadın kuşağına farklı bir tat getirmiş, kaliteli muhabbetleriyle şaşırtan ancak öte yandan “biraz yükseklerde mi uçuyor acaba?” diye düşündüren TV programı Bkz. Defne Samyeli.
Her Sabah: İkinci klibi müzik televizyonlarında gösterime girmiş; bu sound’u özlemiştik dedirten Bora Duran’a ait tertemiz Türkçe pop albümünün adı.
Hurra: Yaz şarkısı Tarkan’dan mı, Demet’ten mi, Hande’den mi, Serdar’dan mı diye düşünürken; “budur” dedirten Rober Hatemo şarkısı. Bkz. Rober Hatemo bunu hep yapıyor.