Karaciğer tümörlerinde en uzun sağkalım, cerrahi müdahale sonucu elde ediliyor. Ama bunun için iki önemli etken var, hastalığın evresi ve tümörün başka bir organa sıçramaması

KARACİĞER TÜMÖRLERİNİN TEDAVİSİ

Karaciğer 400’den fazla fonksiyonu olan, vücudumuzun en büyük iç organı. Görevleri arasında protein, kolesterol ve pıhtılaşma faktörleri gibi önemli yapıtaşlarını sentezlemek, safra salgılamak, birçok kimyasal madde ve ilaçtan vücudu temizlemek, bağışıklık sistemini ve kan şekerini düzenlemek var. Organı etkileyen akut ve kronik pek çok hastalık, bu yaşamsal fonksiyonları olumsuz yönde etkileyebilir. Hepatitler, siroz, kist ve tümörler, karaciğer sağlığını tehdit eden sorunlar arasında.

Haberin Devamı

Karaciğerde görülen tümörlerin büyük kısmı diğer organlarda (mide, ince ve kalın bağırsak, pankreas, meme, akciğer gibi) başlamış olan kanserin yayılması şeklinde görülür. Dünyada en yaygın kanser türleri arasında altıncı sırada yer alan karaciğer kanseri nedeniyle her yıl bir milyon insan tanı alıyor ve bunların 100 bini hayatını kaybediyor. Bu kanser çeşidi, erken dönemde belirti vermediği için erken tanı ihtimali de düşük. Belirtileri arasında yorgunluk, iştahsızlık ve kilo kaybını, karnın sağ üst tarafındaki ağrıları saymak mümkün.

Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Organ Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şinasi Sevmiş, karaciğer kanserinin tanı ve tedavisi hakkında şu bilgileri paylaştı...

Günümüzde karaciğerdeki her türlü gelişimi, görüntüleme yöntemleri aracılığıyla saptamak mümkün. Özellikle risk altındaki hastaların ultrasonografiyle takibe alınmaları önemli. Bilgisayarlı Tomografi, Manyetik Rezonans Görüntüleme ve Anjiografi başvurulacak teknikler arasında. Kanda, bir tümör belirteci olan AFP tayini de yapılabilir. Nadir vakalardaysa iğne biyopsisi önerilir. Risk altındaki kronik karaciğer hastalığı olan bireylerin AFP ve USG ile takibi erken tanının konulmasında en önemli yaklaşımdır.

Tekrar etme risk var

Karaciğer tümörlerinde en uzun sağkalım, cerrahiyle tümörün çıkarılması sonucu elde edilir. Ama bunun için iki önemli etken vardır. Biri, kanserin karaciğer içinde sınırlı olması yani başka bir organa sıçramaması. İkincisi, hastalığın evresi. Başka bir organa sıçramış karaciğer kanseri, cerrahi tedavi şansını kaybetmiştir. Bu tedavinin en önemli dezavantajı, tümörün altta yatan siroz nedeniyle tekrar etme riskinin bulunmasıdır.

Haberin Devamı

Cerrahiye uygun olmayan kişilerde karaciğer nakli ilk tercihtir. Tedavide yüz güldürücü sonuçlar elde edilir. Karaciğer nakli, organda fazla sayıda tümör bulunması ve hatta çapının

10 cm’ye kadar büyümüş olması halinde bile uygulanan en iyi seçim olarak öne çıkar.

Tedavi edilmeyen karaciğer kanserinin sonuçları kötüdür. Cerrahi olarak çıkarılabilen tümörlerde ortalama sağkalım 25 ayken, hiçbir tedavi yapılamayan hastalar genellikle 6-9 ay içinde kaybedilir. Karaciğer nakli sonrası, evresine bağlı değişmekle birlikte hastaların yüzde 70’i üç yıldan daha uzun süre yaşamına devam eder.

Karaciğer nakli ve cerrahiye uygun olmayan hastalarda, hepatik arter kemoembolizasyonu (HACE), radyofrekans ablasyon (RF) ve alkol enjeksiyonu gibi radyolojik yöntemler, kişinin sağkalım süresini uzatmak için tercih edilir.

Haberin Devamı

KARACİĞER TÜMÖRLERİNİN TEDAVİSİSiroz hastalığı

Siroz, karaciğer hücrelerinin alkol, hepatit ve bağışıklık sistemiyle ilgili nedenlerle hasar görmesi sonucu oluşan bir rahatsızlıktır. Gelişme nedenleri arasında yüzde 50 oranla alkol bağımlılığı ilk sırada yer alır. Karaciğerin yapısı giderek bozulur. Hastalık ilerledikçe, fonksiyonel karaciğer hücresi sayısı azalır ve organ sertleşir. Siroz hastalarının yüzde 5’inde karaciğer kanserine yakalanma riski vardır.

Hepatit hastaları takip edilmeli

Türkiye’de Hepatit B ve C sık görülen sağlık sorunları arasında. Hepatit virüsünün varlığı, karaciğer kanseri gelişimi için çok önemli bir risk faktörüdür. Bu nedenle virüs taşıyanların karaciğer kanseri riski için düzenli aralıklarla takip edilmelerinde fayda vardır.

Kansere zemin hazırlayan faktörler

- Hepatit B, C ve D virüsü enfeksiyonları

- Genetik geçişli bazı hastalıklar

- Metabolik rahatsızlıklar

- Zehirli maddeler