Cadde VAHŞi BiR ENERJiYLE DOLU

VAHŞi BiR ENERJiYLE DOLU

14.05.2010 - 01:00 | Son Güncellenme:

Robin Hood, ileri teknoloji kullanılarak oldukça iyi kotarılmış şiddet sahneleriyle dolu bir aksiyon filmi. Ama eğlenceli tek bir anı bile olmayan, insanların şişlendiği, kafaların uçtuğu bu filme gitmeye değer mi?

VAHŞi BiR ENERJiYLE DOLU

Masumiyet ve neşenin azar azar filmlerden sökülüp çıkarıldığına şahit oluyoruz. Robin Hood ismini duyduğunuzda aklınıza ne geliyor? Benim aklıma Errol Flynn, Sean Connery ve Walt Disney karakterleri geliyor. Robin’in, kalbinde Leydi Marian’a (Olivia de Havilland veya Audrey Hepburn) duyduğu aşkla Sherwood Ormanları’nda pusuya yattığını, Keşiş Tuck ve çetesiyle yeri göğü inlettiğini görüyorum. Macera dolu ve heyecan verici bir hikaye hatırlıyorum.
Russell Crowe’un III. Haçlı Seferi’nden dönen bir savaşçıyı canlandırdığı Ridley Scott’ın yeni ‘Robin Hood’unda bildiğimiz Robin’in yerinde yeller esiyor. Aslan Yürekli Richard ölmüş ve Robin işsiz güçsüz bir paralı asker olarak ortada kalmış. Anlayacağınız bu film bildiğimiz hikayeden önce olanları anlatıyor. Robin’in bir halk kahramanı olmadan önceki zamanlarını konu alıyor. Zenginden alıp fakire verme fikri resimli öykü tadında bırakılmış. Ana hikayede Robin, Aslan Yürekli Richard’ın ardından yas tutarken, Kral John’un bir tirana dönüşmesi üzerine bir ayaklanma başlatıyor.

Haberin Devamı

O aslında hiç var olmadı
Bu savaş, hikayenin her yerine yayılıyor, ta ki filmde de denildiği gibi, “Güç dengelerini sonsuza kadar değiştirinceye kadar.” Hepsi bu kadarla bitmiyor: “Robin, kendi insanlarının gözünde ebedi bir özgürlük sembolü oluncaya kadar” da diyor. Genel kanıya göre hiçbir zaman var olmamış bir insan için fena sayılmaz. Bazı meçhul haydutlar ve işe yaramaz kimseler Robin gibi bir kişiliğin yaratılmasında antik halk şarkılarına esin kaynağı olmuşlarsa da, bizim onun hakkında bildiğimiz her şey 19’uncu yüzyılda üretilmiş kurgusal eserlerin ürünü.

Aykırı bir durum
Ne olmuş yani? Battı balık yan gider. Richard’ın ölümünün ardından Robin Hood, bir ayaklanma başlatıyor ve İngiltere kıyılarına çıkan Fransız askerlerini geri püskürtmek için bir ordu kuruyor. Bu arada Fransız ordusunun karaya çıkmak için kullandığı ahşap tekne, II. Dünya Savaşı sırasında Normandiya’ya asker çıkartan nakliye gemilerine rahatsız edecek kadar çok benziyor. Robin’in geniş kılıçlar taşıyan, sırtlarını okçulara vermiş ve düşmanın oklarından korunmak için kalkanlarını kaldırmış adamları, bilgisayarda yaratılmış bitmek bilmez görüntüler ve dublör katliamları eşliğinde düşmanla çarpışıyorlar ve Russel Crowe sık sık göze çarpacak şekilde, ön planda birilerini pata küte döverken görülüyor. Hemen akabinde Robin askerlerinin maaşlarını ödüyor ve Keşiş Tuck’la laf yarıştırmak için Sherwood Ormanları’na çekiliyor. Filmin sonunda şöyle bir bilgi ediniyoruz: “Ve efsane böyle başlıyor.” İşte bu cümle bizde filmden erken çıktığımız hissi uyandırıyor.
Ah, Leydi Marian’ı merak ediyorsunuz. Bu anlatıda Marian (Cate Blanchett) bir bakire değil, dul bir kadın. Pek neşeli olduğu da söylenemez. Hatta bir noktada Robin’i elindeki hançerle bile tehdit ediyor. Bu benim bildiğim ve sevdiğim Leydi Marian’ların yapacağı şey değil. Gene de Blanchett, rolünü büyük bir soyluluk ve görgüyle oynuyor. Ama bana kalırsa bu tamamen kuralına aykırı bir durum. Robin’e sürekli “Neden o kokuşmuş keşiş bozuntusunun sürekli peşinde dolaşmasına izin veriyorsun?” diye soracakmış gibi duran bir kadına dönüşmüş.
Robin Hood ileri teknoloji kullanılarak oldukça iyi kotarılmış şiddet sahneleriyle dolu bir aksiyon filmi. Robin Hood ismini sadece telif hakkı korunmadığı için kullanmışlar gibi duruyor. Ridley Scott’ın Russell Crowe’un veya Brian Helgeland’ın eski Robin Hood filmlerine özel bir düşkünlükleri olduğunu zannetmiyorum. Onların Robin’i, gömlek değiştirir gibi karşımıza çıkartılan kaslı maço kasaplardan sadece bir yenisi, o kadar.

Haberin Devamı

Neşeli olduğu söylenemez
Biz Robin Hood efsanesinin haz verici anlarından bıkıp usandık mı ki? Nükteli diyaloglar artık mubah değil mi? Robin ve Marian’ın hayat dolu bir aşk macerası yaşamalarına izin yok mu?
Onların ilişkisinin seksüel göndermeleri olması şart mı? Kaç tane insan Robin Hood’un hikayesinin günümüze uyarlanması için kızartma yağına bulanmasını ister. Çocuklar, sempatik ejderhalarla dolu çizgi filmlerden çıkıp eğlenceli tek bir anı bile olmayan, insanların şişlendiği, kafaların uçtuğu bu filme gitmeliler mi?
Gene de filmin görüntüleri takdire şayan. Crowe ve öteki oyuncular sahneyi vahşi bir enerjiyle dolduruyorlar. Ridley Scott, böyle bir iş için fazlasıyla iyi bir yönetmen. Başka bir dünyada Hollywood’un onun böyle bir film çekmesine izin vermemesi gerekirdi. Adam muharebe sahnesi çekmekten bıkıp usandı yahu! (Robin Hood 2010 Cannes Film Festivali’nin açılış filmi. Bunun bir nedeni olmalı.)


ROBIN HOOD
ORJİNAL ADI: Robin Hood
YÖNETMEN: Ridley Scott
OYUNCULAR: Russell Crowe, Cate Blanchett, William Hurt ve Matthew Macfadyen
KONUSU: Robin, Nottingham’a gittiğinde ağır vergilerle inim inim inleyen bir kasabayla karşılaşır. Orada Lady Marion adlı dul bir kadına aşık olur. Ancak Lady Marion’ın, ormanlardan gelen bu adamın kimliğiyle ilgili bazı kuşkuları vardır. Sevdiği kadının kalbini kazanmak ve kasabayı kurtarmak isteyen Robin, kendi yaşam tarzına uygun insanlardan bir çete kurar. Şerifin adaletsizliğini yok etmek için üst sınıftan işbirlikçileri teker teker avlamaya başlarlar.