Vedat Milor

Vedat Milor

Tüm Yazıları

Cibalikapı-Moda’da sakin ve sıcak bir ortam var. Servis her zaman güleryüzlü. Mönü sınırlı, belki bunun nedeni buranın müşterisinin benzer mezeleri karşısında görmek istemesi

Cibalikapı-Moda: NE SALAŞ NE DE İDDİALI

Geçenlerde Cibali’deki mekanlarını sevdiğim bu lokantanın Moda şubesinde bir akşam yemeği yeme şansım oldu.
Cibalikapı değişik soğuk ve sıcak mezeler hazırlayan ve çok sayıda balık seçeneği vermek yerine az sayıda, taze ve mevsimsel balık sunmayı tercih eden bir mekan.
Bu açıdan benim kafama uyuyor. Seviyorum.
Takdir ettiğim bir diğer tarafları da ortam. Ne salaş ne de iddialı. Sakin ve sıcak bir ortam. Servis her zaman güleryüzlü. Önünüz boş kalmıyor, rakınız tazeleniyor, soğuk su ve buz eksik olmuyor ama aşırı ilgi ve gereksiz yere tabak değiştirmeyle sizi bunaltmıyorlar da. Müşteriye saygı belirgin.
Müşteriye saygı fiyat politikalarına da yansıyor. Ucuz diyemem ama fiyat-kalite ilişkisi açısından bakarsanız ve benzerleri yani içkili balık lokantalarıyla kıyaslarsanız kesinlikle listenin ön sıralarında.
Mönü dediğim gibi sınırlı ve her iki lokantada da aynı. Belki bunun nedeni buranın müşterisinin benzer mezeleri karşısında görmek istemesi.

Haberin Devamı

Soğuklar başarılıydı
Öte yandan belki aşçıbaşı aynı mezeleri hazırlaya hazırlaya sıkılmış olabilir. Örneğin son ziyaretimde saraylı denen 15 malzemeli ve baharatlı levrek turşuları kararı tutturamamıştı. Aşırı ekşiydi. Çok malzeme kullanmak her zaman bir risk. Çok dikkat etmek ve acı, tatlı, ekşi gibi lezzetler arasında dengeyi iyi yakalamak lazım.
Buna karşılık diğer soğuklar başarılıydı. Lokanta ortalamasının çok üzerinde ve oldukça yağlı bir beyaz peynir. Mükemmel bir cevizli kırma zeytin. Peynirli, acılı, dengeyi yakalamış bir Girit ezme. Hakkını vererek yapılmış ve Nevizade’deki adeta fabrikasyon olduğu izlenimini veren topiklerden çok farklı, kabuğu ince, soğanı bol ve iyi karamelize, lezzetli bir topik.
Bu tip mezelerle gerçekten şarap değil rakı iyi gidiyor. Ben de burada Mey’in yeni Âlâ Rakı’sını denedim. Hoşuma gitti. Alkolü temiz ve üç kez distile edildiği içerken anlaşılıyor.
Bu rakı konusunda en büyük endişem tutarlılık. Dikkat ediyorum Mey her sene
1-2 rakıyı lanse ediyor. Geçen sene yeni bir etiketle sundukları Altınbaş ve daha önce yeşil üzümden yaptıkları Tekirdağ gibi. Başta çok iyi oluyor ama sonra, bir süre geçince, kalite düşüyor. Örneğin çok sevdiğim ve benim favorim olan Kulüp Rakı’nın da son içtiğim
1-2 örneği aynı düzeyde değildi. Bu tutarsızlığın sebeplerini bilmiyorum ama Âlâ’nın hep bu düzeyde kalmasını ve Kulüp Rakı’sına gereken önemin verilip eski düzeyine getirilmesini kendilerinden diliyorum.
Cibalikapı’da bir şişe getirttik ama dört kişi ancak yarım şişe içebildik. Bizden de yarım şisenin parasını aldılar. Takdir ettim.
Bir süre önce kanımdaki civa miktarı yüksek çıktığı için İstanbul’da sadece Burgaz Ada’daki Rasim’in kendi denizden ve bildiğim bir yerden çıkardığı midyeyi yiyorum. Burada da çok güzel olduğunu bildiğim parmesanlı midyeyi geri çevirdim ve şarap sosuyla haşlanmış ve sonra da mangalda bitirilmiş ahtapot istedim.
Ahtapot orta boy ve yerli. Ancak dördümüz de fazla pişirildiğini ve ‘öldürülmüş’ olduğunu düşündük. Geçen seferlerde daha diri ve lezzetli ahtapot bacakları yediğimi hatırlıyorum Cibalikapı’da.
Çiçekyağında kızartılan tekirle bitirdik yemeği. Tekirler tazeydi ama eski kaya tekirlerinde bulduğunuz lezzet yoktu. Kızartma kıvamındaydı ve içi kurumamıştı ama ben sade yağla karıştırılmış hafif bir zeytinyağı kullanılırsa bu öğünün sınıf atlayacağını düşünüyorum.
Cibalikapı’daki yemeğimden birkaç gün sonra, haftaya bahsedecegim bir Boğaz lokantasında (Sur) daha lezzetli ve kaya tekiri olduğunu düşündüğüm bir tekir yedim. Demek ki nadir de olsa hâlâ iyi tekir bulunuyor ama aramak lazım.
Cibalikapı memnuniyetle tekrar ziyaret edeceğim bir lokanta. Öte yandan Moda şubesinin lokantaya adını veren şubeden yarım gömlek geride olduğunu düşündüm. Raslantı mı yoksa arada gerçekten bir fark var mı bilmiyorum.
Her ikisini de denediyseniz lütfen bana bildirin ne düşündüğünüzü.