VENEDiK’TE DENiZ BANYOSU

Venedik denince akla ilk olarak gondollar, kanallar, sular altında bir şehir gelir. Venedik’i ziyaret eden turistlerin pek çoğu San Marco Meydanı’nda güvercinlere yem verir, cam işçiliğinin en üst noktada sergilendiği mağazalardan alışveriş eder ya da gondollara biner. Her yıl milyonlarca turistin ziyaret ettiği 200 bin nüfuslu bu şehirde 118 ada ve bunları birbirine bağlayan 400 köprü var.

25 DERECE VE NEMSİZ
Uçaktan iner inmez 25 derece sıcaklığında ama nemsiz bir havayla karşılaştım. İstanbul-Venedik arası 2 saat 15 dakika sürüyor. İlk defa gidenlere havalimanın- dan deniz taksi veya vapura binmek ilginç gelebilir. Venedik’in tam ortasında ‘S’ şeklindeki ‘Büyük Kanal’ dört kilometre uzunluğunda, 30-70 metre eninde. Bizim Boğaz’ı andırıyor. Kanalda 200’e yakın saray var, turistler gondollarda aryalar okuyan opera sanatçılarıyla beraber geziyorlar, yaşlı gondolcumuz Mauro en romantik olanın ise bu aryalar eşliğinde yapılan evlenme teklifi olduğunu söyledi. Şimdiye kadar yüzlerce evlilik teklifine şahitlik etmiş.
Kanallarda dolaşan 470 gondolcu olduğunu yine Mauro’dan öğrendik. Kendi aralarında kürek çekerken Venedik aksanıyla bağıra bağıra konuşmaları, enine çizgili lacivert beyaz tişörtleriyle film setindeymişsiniz hissi yaratıyorlar. Temmuz- ağustosta neredeyse Venediklileri bıktıracak kadar çok turist geliyormuş. Şehir içinde ulaşımı sağlayan vapurlara binmek için kuyruklarda beklemek zorunda kalan Venediklilerin memnuniyetsizliğini her yerde görmek mümkün.

LIDO DI VENEZIA
San Marco Meydanı’na tekneyle 15 dakika mesafedeki bu ada çok ilginç. Buraya daha çok İtalyanlar geliyor, gevezelik yapmayı sevdikleri için saatlerce suda kalan dörtlü, beşli grupları görüyorsunuz. Sahilde iki tane çok lüks, 100 yılı devirmiş otel var.



BU KULÜBELERiN KiRASI 250 EURO
Lido di Venezia’nın yedi kilometre uzunluğunda harika bir plajı var. Adada başka hiçbir sahilde göremeyeceğiniz yüzlerce küçük kulübeden oluşan (Cabana) bir plajla karşılaşıyorsunuz. İskelelerde Adriyatik’in temiz olduğunu gösteren mavi bayrakları görüyorsunuz.
Kumsalda tek bir güneşlenme şezlongu yok, kulübeleri ilgili otelden veya plaj yönetiminden kiralıyorsunuz. Hotel Excelsior’un plajı çok ilginç. 50’li, 60’lı yılların ‘deniz banyosu’ görüntülerini andırıyor. Günlük kulübe fiyatları 180-250 euro arasında değişiyor. Neredeyse oda fiyatına kiralanan kulübelerin ilk sırada ‘’deniz manzaralı’’ olanlarında yer bulmak mümkün değil.