Gündem Çağdaş eğitimin mimarı Atatürk

Çağdaş eğitimin mimarı Atatürk

10.11.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

“Cumhurbaşkanı olmasaydım, Milli Eğitim Bakanı olmak isterdim” diyen Atatürk, savaşın en sıkıntılı günlerinde Maarif Kongresi’ni toplayarak, eğitime dair ilk adımları attı

Çağdaş eğitimin mimarı Atatürk

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, “Beni görmek demek behemehâl yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularını anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir…” demişti. Ölümünün 79. yılında özlemle anarken, onun Türkiye Cumhuriyeti için yaptıklarının önemini de tekrar hatırlıyoruz. Eğitim de bunların başında geliyor. Atatürk, Kurtuluş Savaşı’nın en sıkıntılı günlerinde, 15-21 Temmuz 1921’de, Maarif Kongresi’ni topladı. Açılış konuşmasını da kendisi yaptı.
Kongrede, mevcut okul, öğrenci ve öğretmen sayısıyla ilgili istatistiki bilgiler, okulların durumu, yarım kalanların yapımı, yabancı ve özel okulların kapatılması, ilköğretim modelinin değiştirilmesi, yöreye göre, ihtiyaca göre eğitim sisteminin belirlenmesi, ilköğretimin 5 yıla çıkarılması yönünde kararlar alındı. Kongreyle milli ve çağdaş bir eğitimin temelleri atıldı.
Devrimleri çığır açtı
Atatürk, eğitime çok önem veriyordu. “En önemli, en esaslı nokta eğitim meselesidir. Çünkü eğitim bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüce bir toplum halinde yaşatır ya da bir milleti esarete ve sefalete terk eder” sözü, bunun önemli göstergesi.
Cumhuriyet’in ilk yıllarında, devletin parası dahi yokken, Atatürk, bursları devlet tarafından karşılanmak üzere yurt dışına onlarca öğrenci gönderdi. Bu öğrenciler, genç Cumhuriyet’in ilerlemesinde de önemli rol üstlendiler. Atatürk’ün, eğitimde gerçekleştirdiği devrimler ise bu konuya verdiği önemin en güzel göstergesi. İşte o devrimler:
Tevhidi Tedrisat Kanunu (3 Mart 1924): Kanun ile çeşitli kurumlara bağlı devlet okulları, medreseler, kilise teşkilatlarına bağlı azınlık okulları ve yabancı okullarının tamamı Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlandı. Böylece eğitim sistemi millileştirildi.
Türk Harflerinin Kabulü (1 Kasım 1928): Arap harflerinden Latin harflerine geçildi. Ardından millet mekteplerinin açılmasıyla toplumdaki okur - yazar oranı arttı.
Millet Mektepleri (1928): Bu okullarda verilen mesleki eğitimlerle halkın iş sahibi olması ve ekonominin gelişmesi yönünde de önemli bir adım atıldı.

Okul açılması izne bağlandı

Maarif Teşkilatı Kanunu (2 Mart 1926): Eğitim sistemi millî olacak şekilde, ilk ve ortaöğretim programları belirlendi. Eğitim hizmetleri, çağdaş hâle getirildi. Maarif Teşkilatı Kanunu ile okul açılması bakanlığın iznine bağlandı. Müfredat halkın ihtiyaçlarına cevap verecek şekle getirildi. Ülke genelinde ilkokul, ortaokul, lise ve yüksekokullar açıldı.

Üniversite reformu yapıldı

Atatürk’ün temel hedefi Türkiye’yi çağdaş medeniyet ve kültürün ortağı hâline getirmekti. Bunun yolu da bilim ve teknolojiden geçiyordu. Dönemin yüksek eğitim veren kurumu olan İstanbul’daki Darülfünun’u çağdaş bilimi üretecek seviyeye getirmek lazımdı. 1933’te çıkarılan yasayla TBMM, Darülfünun’u ve ona bağlı bütün kurumları kadro ve örgütüyle birlikte iptal etti.
Millî Eğitim Bakanlığı’nın İstanbul’da yeni bir üniversite kurmasını kabul etti. İstanbul Üniversitesi, 1 Ağustos 1933’te yeni kadro ve yapısıyla açıldı. 18 Kasım’da eğitime başladı.

Haberin Devamı


Yazarlar