Bilecik Çalışırken Hastalandılar, Yaşarken Ölüyorlar

Çalışırken Hastalandılar, Yaşarken Ölüyorlar

22.12.2017 - 09:49 | Son Güncellenme:

.

Çalışırken Hastalandılar, Yaşarken Ölüyorlar

Bilecik’in Bozüyük ilçesinde çalıştıkları seramik fabrikalarında silikozis hastalığına yakalanan fabrika çalışanlarının amansız mücadelesi devam ederken, aynı hastalıkla mücadele eden Engelliler Derneği Yönetim Kurulu üyesi Gürhan Yüksel, sesini duyurmaya çalışıyor.
Fabrikalarda çalışırken bu hastalığa yakalanan işçiler nefes nefese adeta yaşarken ölüyorlar. Silikozis hastaları, 4 yıldır devam eden mücadeleleri ve sonuçlanmayan mahkemelerin yanında başarılabildikleri tek gerçeğin silikozis hastalığını tanıtmak olduğunu belirtiyorlar. Her gün biraz daha ölüme yaklaşan işçiler, kendi canlarından çok mevcut çalışanların da bu hastalığa yakalanmamaları için ellerinden geleni yapıyorlar. Bir dernek çatısı altında bu mücadeleyi sürdürmek isteyen ama başaramayan silikozis hastalarının sesini Engelliler Derneği Yönetim Kurulu üyesi olan silikozis hastası Gürhan Yüksel verdiği mücadeleyle duyurmaya çalışıyor. Gürhan Yüksel, Bozüyük Engelliler Derneği ile birlikte yürütülen farkındalık mücadelesinin uzun bir yolu olduğunu kaydediyor. Daha yapılacak çok iş olduğunu belirten Yüksel, son nefeslerine kadar bu uğurda mücadele vereceklerini belirtiyor.

"Çözüm yeri TBMM"
Yüksel, hastalıkta gelinen son noktayı, yaşanılanları ve yapılması gerekenleri anlatırken, "Seramik sektöründe silikozis hastalığına yakalanmış ve bir şekilde işten ayrılmış silikozis hastaları, 2013 yılından itibaren bir mücadele başlatmışlardır. Bu konuda iş yerlerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği kanununa uyulması ve önlemlerin daha da arttırılması, denetimlerin daha etkin yapılması ve işçilerin sağlıklı bir ortamda çalışarak silikozis olmaması ama bu arada hastalığa yakalanmış olanların da ortaya çıkarılması doğrultusunda çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmaların en önemli ayağı kuşkusuz devlete ulaşmaktır. Çünkü sorunların tek çözüm yeri Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)’dir. Çözüm için devlete sesimizi duyurmak, anlatmak ve farkına vardırma odaklı mücadele edilmiştir. Bu mücadelenin bir diğer ayağı duyarsız işveren vekilleri ve işverenlerdi. İşte onlara karşıda bu sorunun farkına varmaları için davalar açılarak bir mücadele başlatılmış ve başka iller de dahil 100 ile 150’ye yakın maddi, manevi, 20 kadar ceza davası açılmıştır. Bu sorunun çözümünde maddi manevi davalardan daha çok ceza davalarının çözüme etkili olacağını bilerek çok daha fazla açılması gerektiğine inanıyoruz" dedi.

"Silikozis hastalarının bu mücadeleyi sürdürecek kadar nefesi var mı bilmiyoruz?"
Bu mücadelenin bir başka ayağının da çalışan işçilere nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya olduklarını anlatabilmek ve silikozisi fark etmelerini sağlamak olduğunu anlatan Gürhan Yüksel, şunları söyledi:
"Belki de en başarılı en etkin olduğumuz konu da buydu. Çünkü inanıyoruz ki 4 yılın sonunda Türkiye’de seramik sektöründe çalışıp da silikozisi tanımayan kalmamıştır. Bu mücadele devam ediyor ve Allah’ın izniyle de devam edecek. Bugüne kadar yapılanlara ve bundan sonra yapılması gerekenlere bakıyoruz. Yapılması gerekenler yapılanlardan çok daha fazla, önümüzde daha çok yol var. Yolumuz çok ama silikozis hastalarının bu mücadeleyi sürdürecek kadar nefesi var mı bilmiyoruz. Mücadelemiz geçtiğimiz yıla kadar hastaların bireysel çabaları ile o muhteşem birlik ve beraberliğin sayesinde yapılmış ve bu günlere gelmiştir. Ama geçen yıl bu birlikteliği bir isim ve çatı altında toplama çabamız başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Çok destek almamıza rağmen bu birlikteliği bir dernek çatısı altında toplayamadık. İnşallah bu mücadeleyi devam ettirecek arkadaşlarımız bunu başaracaktır. İşte tam da bu sıkıntıyı yaşarken 2013 yılından bu yana üyesi olduğum ve son bir yıldır da yönetim kurulunda bulunduğum Bozüyük Engelliler Derneği bir karar alarak silikozis ile mücadele konusunda çalışmalar yapmak ve bu sorunun çözümüne katkı sağlamak amacı ile bir birim kurdu. Bize de o birimin sorumluluğu verildi. O güne kadar bireysel olarak zaten elimizden geldiği kadar silikozis hastalarının bütün dertleri ve sorunlarının çözümü için uğraşmış ve mücadele etmiş bir kardeşleri olarak onlara hizmet ettik. Bir yıldan bu yana da bunu görevimiz olarak büyük bir mutluluk ve gururla yapmaya devam ediyoruz. ‘Dernek çatısı altında neler yapılabilir, biz neler yapmalıyız’ diye sürekli dernek yönetim kurulu ile görüşerek değerlendirmeler yapıyoruz. Derneğimiz, silikozisin önlenmesi için mücadele ettiği gibi silikozis hastalarının haklarının korunması konusunda da çalışmalar yapmaktadır. Bizler bu işin dertlisi olmamız sebebi ile bu konu üzerine günlerce konuşabiliriz.”

"İşçiler silikozis oluyorsa burada işveren kusuru yüzde 100’dür"
Engelliler Derneği Yönetim Kurulu üyesi Gürhan Yüksel, neler yapmak istediklerini de şöyle anlattı:
"Türkiye’de seramik sektörünün tamamı silikozis hastalığı için araştırılmalı ve sonuçlara bakarak bir daha işçilerin asla silikozis olmaması için çalışmalar yapılmalıdır. Her fırsatta bunu devletimize anlatacak ve çözümü talep edeceğiz. Silikozisin önlenmesi için iş yeri hekimi, işçi sağlığı ve iş güvenliği uzmanlarının iş yeri kadrosunda değil, devletin kadrosunda çalışmaları gerektiği konusunda çalışmalar var. Aynı zamanda o iş yerini her gün denetleyen birer müfettiş olarak görev yapmaları gerektiği konusunda, tabii ki bir iş kazası ya da meslek hastalığı durumunda da ilk hesap veren olmaları konusunda çalışmalar yapılacaktır. Bu konu her fırsatta devlete anlatılacak ve çözüm talep edilecektir. Ceza davalarında, çalışan silikozis hastalarından suç duyurusu şartının kaldırılması konusu yine devlete anlatılacak ve çözüm talep edilecektir. Örneğin, işçiye silikozis tanısı koyulup iş göremezlik aylığı bağlanması için düzenlenen rapordan bir tane fazla düzenleyerek bölgenin Cumhuriyet Baş Savcılığına göndererek kişi şikâyeti aranmaksızın derhal soruşturma başlatılmalıdır. Maddi manevi tazminat davalarında sigortalı çalışmış ve silikozise yakalanmış işçilerin kusur tespitleri alternatifsiz işveren kusuru yüzde 100 olmalıdır. Bugüne kadar düzenlenen bazı raporlarda görülmüştür ki bilirkişilerin işçiye vermiş oldukları kusurlar uydurmadır. İtirazlar sonucu sıfırlanmıştır. Kaçınılmazlık ise daha büyük bir felakettir ki işverenin alması gereken önlemleri almadığını raporda belirttikten sonra kaçınılmazlık verilmesi yanlıştır. Eğer bir sektörde silikozis önlenmesi için önlem alınamıyorsa zaten o sektörü devletin kapatması gereklidir. Bu gün seramik sektörü üretim yapmaya devam ediyorsa ve bu iş yerinde başka hiç bir yerde silikozis olması mümkün olamayan işçiler silikozis oluyorsa burada işveren kusuru yüzde 100’dür. Bu konuda hastaların almış olduğu çok sayıda raporlar vardır. Yüzde 100 verilmeyen raporlar yanlıştır. Bu raporları düzenleyen bilirkişiler ya işi bilmiyorlardır ya da gördüklerini yazamıyorlardır. Aynı zamanda mahkeme öncesi hastalık oranları devletin belirlediği kurumlardan alınmış olmasına rağmen mahkeme sürecinde çok zaman kaybedilmektedir. Bu davalar hastanın bir dilekçe ile müracaatı sonucu en geç bir yıl içinde bitecek davalardır. Hak aramanın kolaylaştırılması, hakkını ararken insanların mağduriyetini önleyerek sağlanabilir. Bu konu devlete anlatılacak ve çözüm talep edilecektir. Silikozis sebebi ile işini kaybetmiş ve iş bulamayan işçilerin yaşadıkları sorunlar devlete anlatılacak ve çözüm talep edilecek. Silikozis hastalarının birçok sorunu var ama Bu konular öncelikli olarak Bozüyük Engelliler Derneği Yönetim Kurulu olarak her fırsatta konunun çözümü için ulaşabildiği görevlilere ve yetkililere anlatılacak ve sürekli gündeme getirilecek çözüm için uğraşılacaktır. Başarının sadece derdini anlatmakla çözülemeyeceğini bilenler olarak umut ediyoruz ki anlattığımız yetkililer de bizleri anlarlar."