‘Çanakkale neyse Kudüs de odur’

Yenikapı Miting Alanı’nda gerçekleştirilen “Zulme Lanet Kudüs’e Destek” mitinginde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tüm dinleri ve devletleri İsrail devletinin pervasızlığına karşı harekete geçmeye çağırdı. Müslümanların Kudüs meselesinde dahi birlik olamamasından yakınan Erdoğan, “İsrail’in en çok hedef aldığı ülkenin Türkiye, en çok hedef aldığı liderin şahsım olması bu tavrın doğruluğunu ve etkisini göstermektedir. Tabii oradaki şahıs beni hedef alıyorsa doğru yoldayım” dedi. “Kudüs sadece bir şehir değildir. Kudüs bir semboldür, bir imtihandır, Kudüs kıbledir. İlk kıblemizi koruyamazsak son kıblemizin geleceğine güvenle bakamayız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam dünyasının Kudüs imtihanında sınıfta kaldığını belirtti. Tüm insanlığın da sınıfta kaldığını vurgulayan Erdoğan, BM İsrail’in sergilediği vicdansız ahlaksız eylemleri seyrederek bu zulme ortak olmuştur. Niye dünya 5’ten büyüktür diyorum anlıyor musunuz?”

Yaşasın cehennem’

“Amerika’nın iki dudağının arasına mahkûm olan bir dünyada zulümden başka bir şey göremezsiniz. Onun için ne diyoruz, zalimler için yaşasın Cehennem. ABD Kudüs kararıyla arabulucu değil taraf olduğunu bir kez daha göstermiştir. Amerika sorun çözmekten yana değil sorun üretmekten yana olduğunu ortaya koymuştur. BM Güvenlik Konseyi’ni tıkayan şu anda tek ülke Amerika’dır. Amerikan halkının da bu uygulamaların anlamı konusunda yeteri kadar bilgilendirilmediğini düşünüyorum. Yönetimin terör devleti İsrail hususunda attığı adımların bir gün geri dönüp Amerika’yı vurması da kaçınılmazdır. Amerikan halkına da yönetimin yanlışları konusunda seslerini yükseltmeleri çağrısında bulunuyorum. Hiçbir ülkenin ve hiçbir uluslararası kuruluşun kendini İsrail’in oyuncağı konumuna düşürmeyeceğine inanıyorum” ifadelerini kullandı.

‘Yakılma son damla’

Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Kudüs’ün İsrail tarafından işgalinden 2 yıl sonra bir grup Yahudi tarafından Mescid-i Aksa’nın yakılması aslında bardağı taşıran son damla olmalıydı. Bunlar siyonist. Bir Siyonizm mücadelesiyle karşı karşıyayız. Ben siyonistlerle Musevileri birbirinden ayırıyorum. Asıl mücadele siyonizmle, siyonistlerle. Onların müslümanlara olan düşmanlığı hiç affedilir gibi değil. Böyle bir felaket dahi müslümanları kendilerine getirmeye yetmedi. İslam dünyasını içinde bulunduğu halden çıkarmak hepimizin boynunun borcudur. Açık konuşacağım. Müslümanlar

aralarındaki çatışmalarda, çekişmelerde birbirlerine ne kadar şedit, tahammülsüzse,vicdansızsa hasımlarına karşı da o derece pısırık, cesaretsiz ve korkak bir görüntü içerisindedir. İçimize sokulan proje terör örgütlerini dahi engellemeyi beceremiyoruz. Bölgemizde DEAŞ denen bir örgüt türedi. Soruyorum size bu örgüt kimin kanını döktü, kimin şehirlerini yerle yeksan etti? Güya bu örgütle mücadele için dünyanın dört bir yanından gelen güçler adeta coğrafyamızı işgal etti. El Kaide’den Boko Haram, PKK’dan FETÖ’ye kadar diğer örgütler de aynı amaca hizmet ediyor. Bunlar proje terör örgütleri. Ortaya çıkan tablo bu tür örgütlerin tek amacının müslümanların dirliğini birliğini bozarak kurumsal yapılarını yıkarak bölgemizi işgale hazırlamak olduğunu göstermiştir.”

‘Siyonist çizmeleriyle’

“Bugün de aynı pervasızlıkla yoluna devam ediyor. İşte ABD’nin aldığı son kararla Kudüs’ün mahremiyetine bir kez daha el uzatıldı. Mescid-i Aksa giderek sıklaşan bir şekilde radikal siyonistlerin çizmeleriyle kirletiliyor ve biz Müslümanlar kınamaktan başka bir şey yapmıyoruz, yapamıyoruz. Bizim için Çanakkale neyse Kudüs de odur. Yüreklerin canların ortaya konduğu bir mücadele elbet zaferle sonuçlanacaktır. Bugün neyimiz eksik diye baktığımızda işte bunu görüyoruz. Yüreklerimizin gücünü eklemediğimiz müddetçe zalimi durduramayız. Hak hukuk tanımayan zalim laftan sözden zaten. Ahlakı olmayan zalimin anladığı tek dil, güçtür. Şayet tüm Müslümanlar bir olup bu zulmün karşısına dikilirse sırtını dayadığı lobilerin desteği pervasızlığını sürdürmesine yeterli olmaz.”

İsrail katliamını lanetlemek amacıyla düzenlenen miting için konuk ülke liderleri de alana geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Yıldırım ve Bahçeli’nin de aralarında bulunduğu liderler, el ele tutuşup kalabalığı selamladı.

‘Hazır olmalıyız’

“Ama Müslüman’a umutsuzluk yakışmaz. Bundan sonra 1.7 milyar müslüman olarak Kudüs nöbetini devralma sırası gelmiştir. Kudüs’ü fanatik siyonistlerin yerle yeksan etme niyetine karşı müslamanıyla hıristiyanıyla özellikle sağduyulu musevisiyle hep birlikte mücadele edeceğiz. İsrail halkını yönetimlerinin kendilerini sürüklediği felakete karşı harekete geçmeye çağırıyoruz. Son katliam artık bölgedeki durumun kağıt üzerinde kalan kararlarla geçiştirilmeyeceğini ortaya koyacak kadar nettir. İsrail’in uyguladığı devlet terörünün durdurulmaması halinde dünya hızla kimsenin kendini güvende hissedemeyeceği bir noktaya doğru gidecektir. Bunun için gerek BM, gerek İİT, gerek diğer uluslararası kurumlar gerekse de tek tek tüm devletlerin İsrail zulmüne karşı fiili bir duruş ortaya koymalarının zamanı gelmiştir.

Yenikapı’da düzenlenen ‘Zulme Lanet Kudüs’e Destek’ mitingine, Filistin Başbakanı Rami Hamdallah da (sol başta) katıldı ve bir konuşma yaptı.

Holokost mağduru bir halkın kendi devletlerinin bir başka halka karşı işlediği insanlık suçlarına rıza göstermeyeceğini ümit ediyorum. Müslümanlara öncülük etmekten şeref duyarız İsrail’in bu yanlış adımlardan geri çevirene akıtılan masum kanların hesabını sorana kadar mücadelemiz sürecektir. Dünyadaki tüm müslümanları silkinişe dirilişe yeniden ayağa kalkmaya davet ediyoruz. İnsanlığı harekete geçmeye davet ediyoruz.”

YILDIRIM: BUNUN ADI SOYKIRIMDIR

Başbakan Binali Yıldırım, İsrail zulümü karşısında Türkiye’nin safını, mesajını, duruşunu dünyaya ilan etmek için toplandıklarını belirterek, şu mesajları verdi:

“Haykırıyoruz çünkü acımız büyük, gözlerimiz yaşlı, kalplerimiz yangın yeri. Tarihte eşine az rastlanır bir şiddetle Filistin toprakları bir kez daha kana bulandı. Mukaddes Kudüs şehri, Mescid-i Aksa bir kez daha mateme gark oldu. İslam ümmetinin kalbine bir hançer daha saplandı. İnsanlıktan nasibini almayan haydutlar yine sahneye çıktı. Meşru ve barışçı gösteri yapan savunmasız çocukların, kadınların, gençlerin üzerine kurşun yağdırdılar. Bunu yapanlar, buradan, Yenikapı Meydanı’ndan ilan ediyorum tarih önünde sorumludur ve hesabını mutlaka vereceklerdir. Vahim bir yanlışa imza atarak büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyan Amerikan yönetimi ve başkanı da aynı şekilde bu zulme ortak olmuştur. Amerika Başkanı, binlerce Filistin’in kurşunlanmasını adeta keyifle temaşa etmiştir. İsrail’in uluslararası hukuku ayak altına alarak, Amerika’nın seyretmesini asla ve asla bu bölge unutmayacaktır. Bu vicdansız eylemden dolayı hepsine yazıklar olsun, yuh olsun. Dünya barışa bu kadar hasretken, işgalci İsrail terör örgütlerinden daha acımasız yöntemlerle zulümlerini icra etmektedir. Abluka altındaki Gazze sınırında insanlığın kalbine nişan alınmış ve 60’dan fazla kardeşimiz şehit edilmiş, 3 binden fazla yaralanmıştır. İsrail’in uyguladığı bu şiddetin adı soykırımdır, etnik temizliktir. Bu alçak katliamın Amerika’nın gözü önünde ve kontrolünde gerçekleşmiş olması da ayrı bir vahim durumdur. Hem bölgesel hem küresel barış adına son derece vahimdir. Türk milleti olarak insanın, insanlığın vicdanına kurşun sıkan İsrail’i şiddetle lanetliyorum. Türk milleti olarak insanlığın vicdanına kurşun sıkan İsrail’i şiddetle lanetliyorum.”

BAHÇELİ: NEREDE RİYAD, KAHİRE?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise konuşmasında şunları söyledi: “Mescid-i haram, Mescid-i Nebevi, Mescidi Aksa mukaddesatımızın mücevheri. Ancak Mescid-i Aksa şimdilerde mahkumdur. Kudüs kuşatmaya maruzdur. Siyonizm, kutsallarımıza musallat olmuştur. İhanet gövde gösterisi yapmaktadır. Evanjelist, emperyalist tahakküm Kudüs’ün bağrına zehirli ok olup saplanmıştır. Kudüs İslam’dır, aynı zamanda Türklüğün derin izlerini taşımaktadır. Kudüs imanımızın iftiharıdır, itibarıdır. Nitekim ‘gitti’ demekle gitmez, ‘düştü’ demekle düşmez, ‘İsrail’in başkenti’ demekle bu tartı, bu sıkleti çekmez, çekemez. Kudüs’te haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik hakimdir. Efendimizin müşerref olduğu, İsra ve Miraç mucizesinin onuru, ilk kıblemizin ebedi ve ezeli şehri, zalimlerin odağındadır.

Gazze’de insanlık suçu işlenmiştir. İsrail’i ve zulmünü lanetliyorum, ABD’yi ve hunhar politikalarını kınıyorum. Uluslararası ceza mahkemesinde yargılanması gereken Netanyahu ve çetesi döktükleri kanların, aldıkları canların, kastettikleri umut ve hayallerin bedelini ama bu dünyada ama mahşerde mutlak surette ödeyecektir. Hani Riyad? Hangi delikte Abu Dabi? Nereye kayboldu Kahire? Malum o İslam ülkeleri kaçak güreşiyor. Alayına yazıklar olsun. Alayına yuh olsun. Korkaklık bunların ruhlarına işlemiş.”