Cannes’da politika yılı
21.05.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Nil Kural
Hirokazu Koreeda’nın sinemasının zirvelerinden ‘Shoplifters’ın Altın Palmiye kazandığı 71. Cannes Film Festivali’nin ödül gecesinde bu yıl günümüzün sorunları ve siyasetiyle direkt bir şekilde ilgilenen filmler öne çıktı.
71. Cannes Film Festivali, önceki gün düzenlenen bir törende ödüllerin sahiplerini bulmasıyla sonlandı. Cate Blanchett’ın jüri başkanlığını yaptığını jüri, daha katmanlı ve anlamı yüzeyin altında yatan filmleri değil, günümüzün sorunları ve siyasetiyle direkt bir şekilde ilgilenen filmleri seçimlerinde öne çıkardı.
Altın Palmiye, yarışmanın gözdelerinden ve yönetmeni Hirokazu Koreeda’nın sinemasının zirvelerinden ‘Shoplifters’a verildi. Bu genel olarak kabul gören yerinde bir karardı. Yankesicilik yapan, fakirlik içinde mutlu bir yaşam süren bir ailenin hikayesini sakin bir melodram olarak işleyen film, toplumun işleyiş tarzına dair söyledikleriyle öne çıkıyordu.
Siyahi bir polisin hikâyesi
Spike Lee’nin ‘Blackkklansman’la ikinci büyük ödül Jüri Büyük Ödülü’ne layık görülmesi de politik bir mesaj olarak görülebilir. KKK içerisine sızan siyahi bir polisin hikayesini konu alan film, Lee’nin Donald Trump ABD’sine verdiği yanıt olmak ve eğlenceli metninin yanı sıra sinemasal olarak Jüri Büyük Ödülü’ne layık görülecek bir derinlikten yoksundu.
En İyi Kadın Oyuncu Ödülü alan Samal Yeslyamova. (ortada)
Benzer bir durum, Nadike Labaki’nin Jüri Özel Ödülü kazanan, Lübnan’da fakir bir çocuğun suça yönelmesini ve ailesine ‘onu dünyaya getirdiği’ için dava açmasını duygu sömürüsüyle anlatan ‘Capharnaüm’ için de geçerliydi. Sinemasal inceliklerden uzak ancak konusunun izleyiciyi etkilemesiyle öne çıkan film, jürinin dünyanın gidişatıyla ilgili aciliyet içeren konuları işleyen filmlere yönelme eğiliminin bir diğer göstergesiydi. Jürinin geçmiş geçmiş en önemli yönetmenlerden Jean Luc Godard’ın yarışmada yer alan ve sinemanın anlatı kalıplarını reddeden filmi ‘Le livre d’image’ için özel bir ödül icat etmesi ve filmi Özel Altın Palmiye ile ödüllendirmesi ise tartışmalı bir karardı. Godard’ın kalıplara uymayan filmiyle ne yapacağını tam bilememesi ancak görmezden gelmek de istememesinin bir sonucu olarak ortaya çıktığı anlaşılan ödüle pek anlam verilemedi.
Jürinin kadın ve erkek oyuncu ödüllerindeki seçimleri festival takipçileri için sürpriz olmadı. Keza senaryonun da Panahi ve Rohrwacher arasında paylaşılması da birçok festival takipçisi için anlamlıydı. Ancak bütün ödüllere bakıldığında işlediği konulara derinlikli bir sinema diliyle bakan Zhangke’nin ‘Ash is Purest White’, Lee Chang-dong’un ‘Burning’i ve Ceylan’ın ‘Ahlat Ağacı’nın sonuçlarda yer almaması jürinin daha düz ve politik mesajı daha yüzeyde filmlerden yana tercih kullandığına işaret ediyordu.
‘Capharnaüm’ ekibi ödül alırken.
KAZANANLARIN LİSTESİ
UZUN METRAJ
Altın Palmiye: ‘Shoplifters’ (Yön.: Hirokazu Koreeda)
Jüri Büyük Ödülü: ‘Blackkklansman’ (Yön.: Spike Lee)
Jüri Ödülü: ‘Capharnaüm’ (Yön.: Nadine Labaki)
En İyi Yönetmen: Pawel Pawlikowski (‘Cold War’)
En İyi Senaryo: Alice Rohrwacher (‘Lazzaro Felice’) ve Jafar Panahi (‘3 Faces’)
En İyi Kadın Oyuncu: Samal Yeslyamova (‘Ayka)
En İyi Erkek Oyuncu: Marcello Fonte (‘Dogman’)
Özel Altın Palmiye: ‘Le livre d’image’ (Yön.: Jean Luc-Godard)
KISA METRAJ
‘All These Creatures’ (Yön.: Charles Williams’)
En İyi İlk Film (Altın Kamera)
‘Girl’ (Yön.: Lucas Dhont)
