Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen pazar süper lig takım kaptanları ile yaptığı toplantıda, mâlum konu bir kez daha gündeme getirildi. Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören, Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine dair yasanın gereği gibi uygulanmadığına ve yaptırımların yetersizliğine dikkat çekti.

Çekti de ne oldu? Dünden bugüne ne değişti? Dünyada tek diye övündüğümüz o yasa süs olsun diye çıkarılmadı ise, niçin spor alanlarında her türlü şiddet ve onu körükleyen söylemler devam ediyor? İnsanlar neden özellikle futbol sahalarından kaçıyor? Oyunun marka değeri ne oluyor da sürekli düşüyor?

Haberin Devamı

Bunların yanıtını vermesi gerekenler, elbette yasayı çıkaran ve uygulamasından sorumlu olan makamlardır. Benzer bir olay tekrarlanıncaya kadar kafamızı kuma gömüp anı kurtarmaya çalışacaksak, kendimizi kandırmayalım, bunlar iyi günlerimiz.

Ne yapılması gerekli diye soranlara, biz soralım;

- Yasa yürürlüğe girdiği günden itibaren demeçleriyle yangını körükleyen, şiddeti azdıran bir tane kulüp başkanı ceza aldı mı? Ya da hakkında seyirden men hükmü uygulandı mı?

- Medya üzerinden tehdit, hakaret, aşağılama içeren açıklama yapan tek bir yönetici hakkında soruşturma başlatan savcı çıktı mı? Çıktı ise bırakın hapsi, para cezası kesilen yönetici adı duyan var mı?

- Adı şike ve teşvik primi ile anıldığı için yasa gereği spor kulübü yöneticiliğinden uzaklaştırılmış kaç kişi tanıyorsunuz?

- Televizyonda şiddeti teşvik eden, taraftarı galeyana getiren yorum ve haberleri nedeniyle, hakime ifade veren bir tane futbol yorumcusu, spor gazetecisi oldu mu?

- Tribünde terör estiren, stat dışını savaş alanına çeviren holiganların sadece futbol müsabakalarından yasaklanarak, bir basketbol maçına elini kolunu sallayarak girebildiği bir ülke düşünülebilir mi?

- Yasak olduğu ve gerekli kontroller yapıldığı halde, statlara yanıcı, patlayıcı, tehlikeli madde sokulması engellenebildi mi?

- E-bilet sistemini sadece futbol maçlarında zorunlu kılan, sporda şiddeti futbola endeksleyen ve diğerlerini görmezden gelen bir zihniyet başarılı olabilir mi?

Haberin Devamı

- Yargı, yasayla öngörülen işlemleri yapacak yeterli altyapı, savcı, hakim kadrosuna sahip mi?

Şimdi, bu soruların tamamına yakınına “hayır” denilen bir ortamda siz hangi şiddeti ve düzensizliği önleyeceksiniz, merak ediyorum!

6222 sayılı yasanın çıkarılmasına önderlik etmiş sayın Cumhurbaşkanı, uygulamadaki eksiklikler, yetersizlikler ve sonuçlarıyla ilgili bilgilendiriliyor mu acaba? İlgili bakanlıklar, genel müdürlükler, İl emniyet müdürlükleri nerede sorun yaşıyor, nerede tıkanıp kalıyor, kimlere dokunamıyor ya da görmezden geliniyor, sayın Cumhurbaşkanı’nın haberi var mıdır?.. Sanmıyorum!

Mabeyn köşkünde pazar günü yapılan görüşme, aysbergin görünen kısmıyla bir yüzleşmedir. Bir futbol takımına yapılan saldırı ülke gündeminde ilk sıraya yerleşip devletin en üst makamlarını harekete geçiriyorsa, “niçin”, “neden”, “kim” gibi soruların yanıtlarını daha geniş bir yelpaze içinde aramak, önce kurumsal, sonra bireysel sorumluluk gereğidir.

Haberin Devamı

Fenerbahçe’ye ‘devlet güvencesi’

Uğradığı çirkin saldırının ardından maçlara çıkmama resti çeken Fenerbahçe yönetimi, beklendiği gibi kararından vazgeçti.

Geçerken de tek şart ileri sürdü: Benzer bir olayın tekrarlanması halinde federasyondan tescilinin dondurulmasını isteyecek ve futbola paydos diyecek.

Peki ne oldu da sarı-lacivertli yönetimin fikri değişti ? Malum, şu ana dek olayın failleri yakalanamadı. Emniyetin tüm çabasına karşın 15 gündür bir arpa boyu yol alınamadı, saldırının üzerindeki sis perdesi kaldırılamadı.

O halde?.. Sorunun yanıtı Fenerbahçe kulübünün yaptığı açıklamada gizli. Ne diyor yönetim, “Devletin en yetkili makamları tarafından verilen güvencelerin değerlendirilmesi sonucu...”

Düşünebiliyor musunuz, ülkenin en kıymetli kulüplerinden biri, yine aynı ülkede maçlara devlet güvencesi ile çıkacak! Trajik ama, durum aynen böyle.

Kalan sekiz haftada zırhlı araçlar, ekstra güvenlik önlemleri, yollarda protokol düzeni, polis eskortları filan!

Ne o, Fenerbahçe takımı maça gidiyor! Adı da devlet güvencesi.

Rekabeti düşmanlığa, futbolu savaşa, taraftarlığı vandallığa çevirenler utansın. Bugün yaşananların mağduru durumundakiler de dahil, herkes gerçeği görmeli artık. 3 Temmuz’da başlayan şike süreci Türk futbolunu en az 10 yıl geri götürmüştü. Fenerbahçe kafilesine yönelik saldırı da o kadar vahim bir olaydır ve failleri ortaya çıkarılmadığı müddetçe bundan cesaret alan karanlık eller, tetiğe ikinci kez basmakta tereddüt etmeyecektir. Devlet bir takımın ya da camianın değil, ülke sporunun ve tüm sporcularının garantisi olmak zorundadır. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ne ise, Anadolu’da bir amatör küme takımı da odur. Gerisi boştur!