Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Merkez Hakem Kurulu, merakla beklenen yeni sezon hakem klasmanlarını salı günü açıkladı.
Doğal olarak tepkiler peşi sıra geldi. Açık söyleyelim, klasman yaparken standart verileri kullanmazsanız, eleştirilere de katlanmak zorunda kalırsınız.
Geçen gün hakem hocası bir dostumuzla sohbet ederken şöyle demiştik: “Eski MHK başkanları, üst düzey eski hakemler ve camiayı takip eden gazeteciler biraraya gelse, herkesin üzerinde uzlaşacağı ve memnun kalacağı bir klasmanı yapmak zor.”
Önemli olan adaletli davranmak ve güven duygusunu zedelememek. Tabii bir de, ülke konjonktörünün dayattığı siyasi baskılara göğüs gerebilmek.
Diyeceksiniz ki, el insaf! Siyaset buraya da mı müdahil oldu? Evet, maalesef öyle oldu. Zamanı geldiğinde detaylarını paylaşacağız.

Haberin Devamı

Bitnel ilk değil!

Tablonun bütününe bakmak yerine, medyatik açıdan yaklaştık listelere. Örneğin, Galatasaray-Trabzonspor maçının hakemi Deniz Ateş Bitnel’in durumu. O maçtaki performansı ile hakemlik kariyerine büyük zarar veren Bitnel’in, FİFA kokartı taşımasına rağmen bir alt kategoriye indirilmesi, sezon boyunca sadece bir Süper Lig maçı yöneterek üst kadroda kalan hakemin hikayesinden daha cazip geldi insanlara!
Kimi Trabzonspor’un “Bitnel düdüğünü asacak” sözünü anımsattı, kimileri “FİFA kokartlı bir hakem kategori düşürülemez” dedi, bazıları da “hakemliği bırak” şeklindeki telkinleri geri çevirdiğini iddia etti.
Lafı uzatmayalım. Deniz Ateş Bitnel ilk değil. İspanya’da 2011 yılında FIFA hakemi olan Antonio Rubinos Perez, aynı yıl ülkesindeki başarısız maç performansı yüzünden İspanya 2. ligine düşürüldü. Ardından kokartını kaybetti.
Bunlar hakem ve hakemlik adına hoş şeyler değil. Hangi hakem ya da MHK ister böyle bir yaptırımı? Üzücü ve katlanılması zor bir durum.

Garanti görmeyin

Klasmanların açıklanmasından sonra, MHK Başkanı Kuddusi Müftüoğlu ile görüştük.
Fikrimizi sordu, söyledik. Bizim ne düşündüğümüzden çok, başkanın mesajları önemliydi.
Benim çıkarımlarım şöyle: Öncelikle kimse yerini garanti görmesin. Buna Süper Lig kadrosundaki hakemlerin çoğu dahil.
Peki nasıl olacak bu?
Klasmanlar yapılırken dikkate alınmamış da olsa (!) , Ocak ayına kadar gösterecekleri “performans” belirleyici bir unsur. Şimdiden söyleyelim, MHK’nin yapacağı zorluk derecesi yüksek atletik testler de, fizik olarak hazırlanmayan ya da “benim yerim sağlam” diyenlerin canını sıkabilir.
Bu arada, halen profesyonel olanların dışındakiler, aynı sözleşmeleri beklemesin, attıkları taş ürküttükleri kuşa değmeyebilir!
Müftüoğlu, kararlı bir biçimde testlerde başarılı olamayan hakemlere yaptırım uygulanacağını ifade etti. Yılda iki kez klasman yapılması, A kategorisinde gönlü kırılmış hakemler için motivasyon, yukarıdakiler için zorlayıcı bir faktör olabilir.
Unutmayalım, 1. Lig de en az Süper Lig kadar önemli. Görev yapacak isimleri mental olarak hazırlayamazsanız, oradan yuvarlanacak kartopu çığ olur, önüne geleni götürür!
Anladığımız kadarı ile, henüz acemilik dönemini atlatamayan MHK’nin bile içine sinmeyen şeyler var. Şu çok net; talimatların yaz-boz tahtasına dönmesi, dış faktörlerin baskısı, sağlıklı ve adil klasman yapılmasını etkiledi.
Aceleye getirilmiş ve koşullar olgunlaşmadan yapılmış her “devrimin” bedeli olur. Hazırlıklı olsunlar, faturanın adresi belli!

Haberin Devamı

Bu kez olsun!

Haberin Devamı

Bir yılan hikayesidir Başkente yeni stat projesi.
Yıllardır uygun yer aranır, maketler hazırlanır, söz verilir, fakat bir karınca boyu yol alınmazdı.
Oysa 3. ligde takımı olmayan kentlere bile modern statlar yapılmış, Ankara nedense bu furyadan nasibini alamamıştı.
Başkentliler için müjde sayılacak haberi Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç verdi iki gün önce.
Yeni tesisin mevcut yere, emektar 19 Mayıs Stadı’nın yerine yapılacağını açıkladı.
Aklın yolu bir. Uzun zamandır hem kulüpler, hem futbolseverler aynı talebi dile getiriyor, ancak her nedense bu seslere kulak verilmiyordu. Belki de, Atatürk Kültür Merkezi alanı içindeki geniş alan, rant peşindekilerin iştahını kabartıyordu!
Aslında konu gerçekten karmaşık. Mevcut araziye çivi bile çakabilmek için Milli Komite’nin izni ve onayı gerek.
Lakin Bakan Kılıç’ın açıklamalarından, bu sorunun konuşulduğu ve çözümü için harekete geçildiğini anlıyoruz.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım ile yeni stat projesinin paylaşıldığı bilgisini veren Kılıç’ın, görev süresi boyunca takip edeceği en önemli yatırım bu olmalı.
Uzun zamandır ötelenen bu kararı Ankara’ya verilmiş ve yerine getirilmesi şart bir söz olarak değerlendiriyoruz.
Fenerbahçe devletten bir kuruş yardım almadan mevcut stadını yeniledi. Beşiktaş, Ankara’daki gibi yaşanan problemi çözüp, tarihi İnönü Stadı’nın yerine muhteşem bir tesis yaptı. O dönem tanınan ayrıcalıklar, Galatasaray’ı modern bir stada kavuşturdu.
Ankara için geç de olsa start verildi. Ancak şunu unutmayalım. Bu tesis İtalyan Paolo Vietti Violi’nin Türkiye’de tasarladığı mimari bir yapıdır. Dolayısıyla türünün ilk örneği olması itibarıyla, Türkiye Cumhuriyeti için tarihsel ve sembolik önem taşımaktadır.
Sayın Bakandan bir başkentli olarak naçizane ricamız, dokuyu bozmadan, yapılış amacından sapmadan ve son yılların “arena” modasına kapılmadan, 19 Mayıs’ın anlamına yakışır bir stat ve spor kompleksinin inşaasına öncülük etmesi, katkı sağlamasıdır.
Biz şimdiden kendisine teşekkür ediyoruz.

Tamamen duygusal!

Kimse gerçek taraftar kadar renklerine sadık olamaz. Gökhan Gönül, Beşiktaş’a gitti, Fenerbahçeliler isyan etti. İsmail Köybaşı özür dileyip Fenerbahçe’ye imza attı, rövanş dendi. Geçmişte sayısız örneği var. Futbolcu profesyonel, menajer duygusal (!) , kulüpler kurnaz! Niçin kendinizi üzüp, ağzınızı bozuyorsunuz ki kardeşim?..