Gündem Cep telefonları DNA’yı bozuyor

Cep telefonları DNA’yı bozuyor

23.06.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

Uzun süreli cep telefonu kullanan hamile kadınların kordon kanı ve plasentasında DNA hasarı tespit edildi. Uzun süreli cep telefonu kullanımının ayrıca kulak kıllarında DNA tek zincir kırığına neden olduğu tespit edildi.

Cep telefonları  DNA’yı bozuyor

Cep telefonları ve kablosuz internet bağlantılarının yaydığı elektromanyetik frekansın, insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri bilim dünyasının tartışılan konuları arasında geliyor. İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyofizik Anabilim Başkanı Prof. Dr. Süleyman Daşdağ, cep telefonu ile etkileşen hamile kadınların kordon kanı ve plasentasında DNA oksitatif hasar tespit ettiklerini açıkladı. Prof. Dr. Daşdağ, akıllı cep telefonu kullananların kulak kıllarında da DNA tek zincir kırığı gözlemlediklerini belirterek; “Hamilelik süresince günde 15 dakika, yarım saat, 1 saat ve 2 saat cep telefonuyla konuşan kadınlar ile konuşmayanları karşılaştırdık. Hamilelik süresince cep telefonu ile etkileşen kadınların kordon kanı ve plasenteda DNA oksitatif hasar tespit ettik” dedi.

Haberin Devamı

Kulakta da hasar bırakıyor

Başka bir çalışmada da telefon kullanırken kulağa yapıştırıldığı için, akıllı cep telefonu kullananların kulak kıllarında DNA hasarını araştırdılarını belirten Daşdağ, “Bu çalışmamızda da, uzun süreli cep telefonu kullananların kulak kıllarında, DNA tek zincir kırığı gözledik” dedi.

Çocukların cep telefonu kullanmaları külliyen yanlış olduğunu dile getiren Daşdağ uyarılarını şöyle sıraladı;

“Cep telefonlarının yaydığı ‘Radyofrekans radyasyonlar (RF)’ ile, bataryalarından kaynaklanan ‘Oldukça düşük frekanslı manyetik alanların (ELF)’ başta beyin tümörleri olmak üzere, çeşitli sağlık sorunlarına zemin hazırladığına ilişkin çok sayıda araştırma mevcut. Bunun aksini savunanlar her geçen gün azalmakta. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) de bu yoğun araştırma sonuçları nedeniyle, hem RF’leri, hem de ELF’leri 2B yani muhtemel kanserojen grubunda değerlendiriyor. Son yıllarda yapılan insan çalışmaları, bu radyasyonların sanıldığı kadar masum olmadıklarını gösterir nitelikte. Dolayısıyla yakın bir gelecekte RF radyasyonlar DSÖ tarafından ‘kanserojen’ grubuna alınırsa şaşırmamak gerekir. Çocukların cep telefonu aileler ve ilgili kuruluşlarca yasaklanmalı. Sadece zorunlu hallerde mesajlaşma önerilebilir.