Ankara Chp'li Altay'dan Dış Politika Değerlendirmesi

Chp'li Altay'dan Dış Politika Değerlendirmesi

18.05.2017 - 14:47 | Son Güncellenme:

.

Chpli Altaydan Dış Politika Değerlendirmesi

CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay, ’’Hükümetin dış politikada Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu ayarlarına, temel anlayışına dönmesine ihtiyaç vardır’’ dedi.
Engin Altay, CHP Grup Yönetim Salonu’nda gazetecilerle buluştu. Altay, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyaretinde, heyetler arası görüşmede Türkiye’nin büyükelçisinin yer almamasının diplomatik teamüllere uygun olmadığını belirterek, aykırı ve yanlış bir uygulama olduğunu belirtirken, Cumhurbaşkanlığı korumalarının Amerikan vatandaşlarıyla çatışılan ortama girmesinin de doğru olmadığını ifade etti. Altay ziyaretle ilgili, "Ziyarette somut hiçbir sonuç elde edilememiştir. Ziyaretten Amerikan basını için akılda kalan, Trump’ın Andre Branson adındaki papazın Amerika’ya iadesinin istemesi, Erdoğan’ın da Fettullah Gülen’in Türkiye’ye iadesinin istemesidir. Bu da böylesine önemli hale getirilebilecek bir ziyaretin uluslararası ilişkiler bakımından hiçbir ciddiyetinin olmadığını ortaya koymuştur’’ ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin dış politikadaki tutarsız politikasının, dünyada ve bölgede güvensizlik oluşturduğunu söyleyen Altay, bu bakımdan Bağdat, Şam, Tahran’ı aynı eksende birleştirdiğini savundu. Altay, "Hükümetin dış politikada Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu ayarlarına, temel anlayışına dönmesine ihtiyaç vardır. Bölgedeki sorunların çözümü noktasında edilgen hale gelen stat dışına atılmış pozisyonunun düzeltilmesi için Türkiye’nin bölge barışına katkı sunacak politikalar geliştirmeye, mülteci üreten savaş politikaları yerine Türkiye’de ve bölgede demokrasinin süratle ve hızla güçlenmesine yönelik adımlar atmasını bekliyoruz’’ dedi.
OHAL Komisyonu’nun kurulmasının OHAL ile yönetileceğini iddia eden Altay, "Hükümetin bir an önce Olağanüstü Hali kaldırması ve Türkiye’nin süratle normalleşme ve demokratikleşme yolunda adım atması öncelikli ihtiyaçtır. Pazar günü yapılacak kurultayla da Türkiye bir parti devletine geçmiş olacaktır. YSK’nın taşeronluğuyla bütün ortak değerler ve ortak payda yok edilmiş olacaktır. Bu da demokrasinin gelişmesinin önündeki en büyük engeldir. Dünyanın hiçbir ülkesinde parti devleti ile demokrasi kazanımı elde etmek mümkün değildir. Demokrasi rafa kaldırılır bu durumda. 21 Mayıs gelmeden en son örneğini İstanbul Valiliğinin, Beşiktaş Belediyemizin yapmak istediği 19 Mayıs şenliklerini yasaklamasını üzülerek izliyoruz. Hükümete çağrı yapıyoruz, Beşiktaş’ta 19 Mayıs’ı engelleyecek bir güç yer yüzünde yoktur. Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi Beşiktaş’ta da kutlanır. Hükümetin bu tutumu bir çatışma, provokasyon ortamına zemin hazırlar. Bir ülkede bir Milli Bayramını hükümet yasaklıyorsa, o ülkede faşizm vardır. Direnme hakkı demokrasilerde olan kutsal bir haktır. CHP’lilerin olduğu yerde terör olmaz. Hükümeti bir an önce bu kararı gözden geçirmeye ve Türkiye’nin iç barışını bozacak yeni adımlar atmamaya çağırıyorum" şeklinde konuştu.