Gündem CIA ‘Tutuklanacaksın gitme’ diye uyarmış!

CIA ‘Tutuklanacaksın gitme’ diye uyarmış!

09.10.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Kozinoğlu’nun Silivri Cezaevi’nden koğuş arkadaşı Hasan Ataman Yıldırım’ın kitabında ilginç detaylar yer alıyor. Kitapta CIA görevlisinin Kozinoğlu’nu Afganistan’dayken “Türkiye’ye gitme, seni tutuklayacaklar” diye uyardığı bilgisine de yer vermiş...

CIA ‘Tutuklanacaksın gitme’ diye uyarmış

Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunduğu sırada kalp kirizi geçirerek, 12 Kasım 2011’de yaşamını yitiren MİT Dış İlişkiler eski Daire Başkanı Kaşif Kozinoğlu’nun Silivri Cezaevi’nden koğuş arkadaşı Hasan Ataman Yıldırım, “Buzdağının Altı Amerika” adlı kitabında cezaevinde geçen günlerini yazdı. Kaşif Kozinoğlu’na ilişkin detayların yer aldığı kitapta Yıldırım, üst düzey bir CIA görevlisinin Kozinoğlu’nu Afganistan’dayken “Türkiye’ye gitme, seni tutuklayacaklar” diye uyardığı bilgisine de yer verdi.

‘Başka yere gidebilirdi’

Kaynak Yayınları’ndan çıkan “Buzdığının altı Amerika” adlı kitapta Yıldırım, MİT’çi Kozinoğlu hakkında şunları yazdı:
“Kaşif Kozinoğlu Afganistan’da resmi görevle bulunduğu sırada, TV’den ve gelen diğer haberlerden Ergenekon kapsamında arandığını öğrendi. Çok yakından tanıdığı CIA’nın en üst düzey görevlilerinden biri dedi ki, ‘Türkiye’ye gitme, seni tutuklayacaklar. İstersen ABD’ye veya başka bir ülkeye gidebilirsin.’ Herhangi bir ülkeye gidebilmesi sorun değildi, çünkü Kaşif Bey’in Afganistan, Özbekistan ve Bosna pasaportları vardı. Kaşif’in cevabı kesin oldu: ‘Ülkeme gidip aklanacağım, benim hiçbir suçum yok.’ İkaz eden kişi, Kaşif Kozinoğlu’nun hayatını kurtardığı, yani Taliban’ın elinden ölmek üzereyken yaralı olarak aldığı çok çok üst düzey bir CIA mensubuydu ve Kaşif’e can borcu vardı. CIA, Kâşif Bey’e ‘İstersen Dubai’ye götürelim’ demişti. Ama Kâşif Bey kaçmadı. Çünkü bir suçu olmadığını bildiğinden, Türkiye’ye gidip aklanmak istiyordu. 9 Mart 2011’de Afganistan’da görevliydi. Türkiye’ye dönmek kolay değildi. Afganistan’da TSK’nın birliği vardı, oradan yurda dönen Türk Hava Kuvvetleri’nin bir kargo uçağıyla oldukça zor yolculuktan sonra ifade vermek üzere acilen Ankara’ya ulaştı. MİT’in yardımıyla havaalanından direkt evinde bekleyen eşi ve çocuğuna kavuştu. Kendisi yokken evi aranmıştı ve suç unsuru bir şey yoktu. Ertesi günü MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la görüştü. Anladığına göre kendisinin ifadesine başvurulup serbest kalacaktı. Kaşif Bey, bu bilgileri koğuşta bana ve Hasan Atilla Uğur’a defalarca anlattı, kaçmadan geldi, fakat daha sonra tutukluluğuna itiraz için mahkemeye yapılan başvurulara gelen cevaplarda ise kaçma şüphesi yazıyordu! O zaman iyice üzülmüştü, hep bunu soruyordu!”

Kaşif Kozinoğlu’nun cezaevinde yazdığı şiir

Hasan Ataman Yıldırım, Kozinoğlu’nun
19 Mart 2011 tarihinde yazdığı şiire “Buzdağının
Altı Amerika” kitabında yer veriyor:
Yaşayacaksın / Güç sende, / Kudret sende,
Sanırsın. / Yalan dünyada, / Nereye kadar?
Uyandığında, / Gerçek dünya da,
Bitti sanacaksın. / Hatta yalvaracaksın,
Biraz da ağlayacaksın, / Tam da kurtuldum derken…
Ne ektiysen onu biçeceksin. / Yaşayacaksın.
En azından benim yaşadıklarımı, / Yaşayacaksın.

Haberin Devamı

Öz, ‘Saçın peruk mu?’ diye sormuş

“Kâşif Bey, 10 Mart 2011 günü avukatıyla beraber savcı Zekeriya Öz’e ifade verdi. Savcının merak ettiği ‘Saçın takma mı?’ sorusuna, ‘Hayır, kendi saçım’ diye cevaplamıştı. Şüphe uyandırdığı için sorulan kodlu telefon konuşmalarının ise ‘görev icabı ve MİT personeliyle yapılan konuşmalar’ olduğunu söylemişti. Odatv ile de hiç ilişkisi yoktu. Çeşitli soru ve cevaplardan sonra ciddi bir suçlama yoktu ve serbest bırakılmasını bekliyordu. Savcıya sordu, ama savcının cevabı ‘Önemli bir şey yok, ama ben mahkemeye sevk edeyim, seni mahkeme serbest bıraksın’ oldu. Bu olaya avukatı da tanıktı. Çok şaşırdı, ama belli etmedi. Mahkemeyi beklerken bir kişi yanına yaklaştı, yavaşça kulağına ‘Kaşif Bey siz misiniz?’ dedi. O da ‘Evet benim’ dedi. Kişi de sessizce ‘Seni tutuklayacaklar, dik dur’ dedi ve yanından ayrıldı. O gün bir müddet sonra mahkemede hakim önüne çıktı. Hakim daha tutuklama kararını söylerken hızla salondan uçar gibi gitti. Kaşif Bey, bir şeyler söylemek istedi ise de hakime sesini yetiştiremedi! Kâşif Bey, vaktiyle birçok emniyet mensubuna kurslar vermişti. Orada görevli polisler de kahraman bu kişiyi tanıyorlardı. Kendisine yardımcı oldular, gerekli saygıyı gösterdiler ve Metris Cezaevi’ne kadar refakat ettiler. Metris Cezaevi görevlileri de ilk gece kendisini koğuşa değil, cezaevi personelinin kullandığı özel bir yerde misafir ettiler. İlk geceyi şaşkın, ama rahat geçirdi.”

Haberin Devamı

‘Dizide 3 gün önce öldü’

“Tarih, 12 Kasım 2011 Cumartesi. Kaşif Bey günlük spor ve banyosundan sonra 18.15 civarı kalp krizi geçirdi. Tansiyonu yüksekti. Nöbetçi personel tarafından ancak 18.40 civarı koğuştan çıkarıldı. Öğrendiğimize göre, cezaevinin mahkum kabul kısmında yine bilinci açık, nabzı atar ve konuşur durumda bekledi. Bu saatler infaz koruma memurlarının günlük vardiya nöbetlerinin değişme saati olduğundan eski ve yeni vardiya personeli halen cezaevinde bulunuyordu. Acil yaklaşık 18.50’de geldi, ancak ambulansta doktor yoktu. Kaşif Bey burada da nöbetçi memurdan yanına ayrıca memur vermesini istedi. Ambulansla gelen iki teknisyenin kalp masajı yaptığı söyleniyor. Ancak kalp halen çalışıyor ise, yani kalp durmadan kalp masajı yapılmasının hayati tehlike yaratacağını, yani çalışan kalbi durduracağını sonradan öğreniyoruz! Bu sırada nöbetçi askerin haber vermesiyle Jandarma Teğmen İsmail Kaleli komutasında gelen Jandarma ekibi de tamamlanıyor. Ambulansla Kaşif Bey’i TEM yolu kullanılarak Silivri Devlet Hastanesi’ne doğru yola çıkarılıyor. Hastaneden nöbetçi doktor başka tam teşekküllü bir ambulansla yola çıkıyor ve TEM çıkışında gelen diğer ambulansı karşılıyor. Kaşif Bey, yeni ambulansa transfer ediliyor, 19.10’da hastaneye varılıyor, yaşam emaresi olmamasına rağmen kalp masajı yapılıyor ve 19.30’da kesin olarak öldüğüne karar veriliyor. Otopsi raporuna göre damar tıkanıklığına bağlı kalp krizi sonucu öldüğü belirtiliyor. Neticede bir saat sonra hastaneye ulaşabilmiştir. O sıralar bir TV kanalındaki ‘Kurtlar Vadisi’ adlı dizide Kaşif Kozinoğlu olduğu öne sürülen ‘Kazım Kaşifoğlu’ karakterinin 3 gün önce yayımlanan bölümde ölmesi dikkat çekti!”

‘Gizemli MİT’çiydi deşifre edildi’

“Ankara’dan en kısa zamanda İstanbul MİT’e geldi. 10 Mart 2011 Perşembe günü, kendine tahsis edilen şoförlü bir araç ve görevliyle beraber Beşiktaş Özel Yetkili Savcılığı’na ulaşırken, binanın arka kapısını tam bilemeyen şoför, kendisini yakındaki Bahçeşehir Üniversitesi’nin Beşiktaş binasının arka girişinde bırakınca, orada bekleyen basın mensuplarının tuzağına düşmüş oldu. Basında gizemli MİT’çi olarak tanınıyordu, ilk defa fotoğrafı ve filmi çekilerek medyada deşifre edildi.”