Siyaset Cibilliyetinin gereğini yapıyor

Cibilliyetinin gereğini yapıyor

29.11.2017 - 01:30 | Son Güncellenme:

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nu geçmişte defalarca iddia ettiği, yalan ve yanlışlığı defalarca ispatlanmış konuları ısıtıp ısıtıp yeniden gündeme getirmekle suçladı. Erdoğan, “CHP bu zat eliyle ‘ana hıyanet partisi’ konumuna sürüklenmekte” dedi

Cibilliyetinin  gereğini yapıyor

Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu sert ifadelerle eleştirdi. Erdoğan, “Yurt dışında milyonlarca dolarlık paralar gönderdiğimi söylüyor. Belgesi var mı? Yok. Meselenin dünürlere kadar götürülmesi zaten saçmalığın dik alası. Cibilliyetinin gereğini yapıyor” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, dün Ak Parti grubunda başta Kılıçdaroğlu’nun iddiaları olmak üzere gündemdeki konulara ilişkin özetle şu mesajları verdi:

SAÇMALIĞIN DİK ÂLÂSI: Kendisine ya iddialarını ispat etmesi ya da özür dilemesi çağrısını yaptım. İddialarını ispat ederse siyaseti bırakacağımı ve Cumhurbaşkanlığından ayrılacağımı, ispatlayamazsa da kendisinden siyaseti bırakmasını beklediğimi ifade ettim. Biraz sonra grup toplantısında güya belge açıklayacakmış. Geçmişte defalarca iddia ettiği yalan ve yanlışlığı, bizimle ilgisi olmadığı defalarca ispatlanmış konuları ısıtıp ısıtıp yeniden gündeme getirecektir. Müflis tüccar eski defterleri karıştırırmış. Şimdi aynı şekilde bakıyorsunuz yine kendine bir yerlerden bir şeyler gönderiliyor. Benim çağrım açık, yurt dışında milyonlarca dolarlık paralar gönderdiğimi söylüyor. Belgesi var mı? Yok. Meselenin dünürlere kadar götürülmesi zaten saçmalığın dik âlâsı. Bu çağrılarımın beyhude bir uğraş olduğunun farkındayım ama müfterilere meydanı bırakmamak gerektiğini biliyorum.

BEYNİ SULANMIŞ ZAT: Türkiye olarak bu hassas dönemde, biz ne kadar kucaklayıcı olmaya, olumlu bir siyaset izlemeye çalışıyorsak, ana muhalefet partisinin başındaki zat da o derece işi, kusura bakmayın müptezelliğe vuruyor. Genel başkanlık görevine geldiğinden bu yana yaptığı iş hep çamur atmak, hep iftira iftira iftira. Şahsımla, ailemle ilgili meseleleri bir kenara bıraktım, bu partinin ve başındaki zatın ülkemize saldıran herkesle aynı safta yer alması gerçekten düşündürücüdür, üzüntü vericidir. Biz PKK’nın üzerine gideriz, o ise ‘iyi çocuklar, piknik yapan vatandaşlar, arkadaşlar’ diyerek, teröristlere sahip çıkar. FETÖ’nün üzerine gideriz, işi Ankara’dan İstanbul’a yürümeye kadar vardıracak derecede başımıza FETÖ’perest kesilir. Rabia işaretini terör örgütü simgesi sanacak kadar gözüne perde inmiş, yüreği nasırlaşmış, beyni sulanmış bir zat var.

ANA HIYANET PARTİSİ: Yıl dönümleri vesilesiyle, cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü sıkça andığımız için CHP’den her an cumhuriyet ve Atatürk karşıtı açıklamalar yapılmasını bekler hale geldik. Çünkü tek bir politikaları var, o da Ak Parti’nin yaptığının tam tersini yapmak. CHP, bu zat eliyle hızla, maalesef ana muhalefet partisi olmaktan çıkıp ‘ana hıyanet partisi’ konumuna sürüklenmektedir.

NE YAPACAĞIMIZI ŞAŞIRDIK: CHP eski Genel Başkanı (Baykal) ile atışır, tartışırdık. Ama polemiklerin bir seviyesi vardı. Bugün ortada seviye falan kalmadı. Yok sayıp cevap vermesek, terbiyesizliklerini siyaset yapmak sanıyorlar. Muhatap alıp ağızlarının payını versek, bu defa biz kendimizi onların seviyesine düşürmüş oluyoruz. Açıkçası ne yapacağımızı biz de şaşırdık. Bu son saldırılarıyla alakalı olarak ailece biz bu zat hakkında manevi tazminat davamızı bir buçuk milyon lira olarak, avukatlarım müracaatlarını yaptılar. Öyle iftira at... Yok artık geçti o iş. Biz buna yönelik şöyle bir çizgi çekmiştik ama anlamadı. Çünkü cibilliyet meselesi bu. Cibilliyetinin gereğini yapıyor. Biz ise insanlığımızın gereğini yaptık ve bundan sonra da hukukumuzu hukuk içerisinde aramaya devam edeceğiz.

Cibilliyetinin  gereğini yapıyor

Erdoğan, grup toplantısının ardından Meclis Başkanlığı’na yeniden seçilen İsmail Kahraman’ı makamında ziyaret etti. Başbakan Binali Yıldırım ve milletvekillerinin de eşlik ettiği basına kapalı ziyaret yaklaşık 1.5 saat sürdü.

‘İddialar yalan belgeler sahte’

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı Ahmet Özel, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun iddialarının tamamının yalan, gösterdiği kağıtların tamamının da sahte olduğunu savundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra oğlu Ahmet Burak Erdoğan, kardeşi Mustafa Erdoğan, eniştesi Ziya İlgen, dünürü Osman Ketenci, iş adamı Mustafa Gündoğan’ın da avukatı olan Özel açıklamasında şunları kaydetti: “Müvekkillerimiz tarafından iddia edilen ülkeye, iddia edilen şirkete asla öyle bir para gönderilmemiştir. K.K, belli ki kendisini o makama getiren FETÖ’ye diyet borcunu ödeme gayreti içindedir. Kılıçdaroğlu, şimdi yeni bir skandala imza atmıştır. K.K, bir kez daha FETÖ tarafından tuzağa düşürülmüş ve rezil edilmiştir. Kılıçdaroğlu, elindeki kağıtlarderhal Cumhuriyet savcılığına iletmeli ve suç duyurusunda bulunmalıdır. Altını çizerek söylüyoruz: Ne Sayın Cumhurbaşkanımızın ne de ailesinin yurt dışında herhangi bir parası bulunmamaktadır.”

‘Trump ile ortak frekans yakaladık’

Cuma günü ABD Başkanı Trump ile önemli bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini belirten Erdoğan, “Bu, uzun zamandır ilk defa ABD-Türkiye ilişkilerinde ortak frekans yakalayabildiğimiz bir görüşme oldu. Bu da tabii PYD/YPG meselesinden FETÖ’ye, ülkemiz aleyhine devam eden davalardan savunma sanayi iş birliğine kadar pek çok hususu enine boyuna konuştuğumuz bu görüşmenin devamını inşallah önümüzdeki günlerde tekrar yapacağız” dedi.
Erdoğan, grup toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. “ABD Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, ‘ABD’nin YPG’ye silah yardımını sürdüreceği’ ifade edildi. MGK’dan bu yönde bir karar bekleyelim mi” sorusuna, “nasıl olsa biz görüşmelerden sonra açıklamamızı yapıyoruz” karşılığını verdi. Erdoğan, Trump’la ne zaman görüşeceği sorusuna da, “Kendisi ‘önümüzdeki hafta içinde arayabilirim’ dedi. Ararsa o, aramazsa ben arayacağım” yanıtını verdi.

‘Aleviler bu ülkenin asli sahipleridir’

Son günlerde yeniden gündeme getirilmeye çalışılan, Alevi kardeşlerimize yönelik provokasyonları yapanlar olsa olsa Lawrence misyonlu kişiler olur. Herkes gibi Alevi kardeşlerimiz de bu ülkenin asli sahipleridir, birinci sınıf vatandaşlarımızdır. Asıl tehlike Alisiz Alevilik gibi sapkınlıklarla Alevi kardeşlerimizi özlerinden kopartarak adeta dinsizleştirmeye, bir adım sonrasında başka dine yöneltmeye çalışan akımlardır... Milleti ister köken, ister mezhep, ister meşrep farklılıklarını bahane ederek bölmeye çalışanların, kim olursa olsun Türkiye’nin düşmanıdır. Bizim PKK, PYD, YPG gibi terör örgütlerine karşı verdiğimiz mücadeleyi, Kürt kardeşlerimize karşı bir mücadele gibi takdim eden kişi olsa olsa bu ülkenin Lawrence’sı olur.

‘Babamın oğlu olsa kapıdan almayın’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, grup konuşmasında kendi adını ve ünvanını kullanarak yeni bir bürokratik oligarşi inşa edilmeye çalışıldığını belirterek bunu yapan hiç kimseyi affetmeyeceğini söyledi. Erdoğan, konuya ilişkin şu mesajları verdi:

BENİ RAHATSIZ EDEN HUSUS: Eskiden beri yaşanan ancak son zamanlarda daha sık kulağıma gelmeye başlayan, beni son derece rahatsız eden bir husus paylaşmak istiyorum. Bürokrasi başta olmak üzere, pek çok yerde, nerede işinin altından kalkamayan, nerede tembellik yapan, nerede sorumluluğunun yükünü taşımayan biri varsa, hemen şu tarz ifadelerle işten sıyrılmaya çalışıyor: ‘Beyefendi böyle istiyor’ veya ‘Cumhurbaşkanımız böyle istiyor’ veya ‘Külliye böyle istiyor’. Bu yöntemin basit bir bürokratik işlemden, herhangi bir yatırımın detaylarıyla ilgili tercihlere, ömrümde hiç görmediğim, tanışmadığım insanların taltifi veya tasfiyesine kadar her konuda kullanıldığı anlaşılıyor. Peki bunun ispatı var mı? Ağzımdan çıkan böyle bir söz var mı? Yok. Daha önce medyada, özellikle sosyal medyada benim adıma ahkam kesenlerle ilgili rahatsızlığımı ifade etmiştim. Burada tekrarlıyorum: Eğer ben birisine bir şey söyleyeceksem, bir konuda tavır koyacaksam, bir irade beyan edeceksem, kimseyi aracı kılmaya ihtiyacım yok, bunu bizzat kendim yaparım. Biz milletimizle aramıza kimseyi sokmamak için yeri geldiğinde medyaya, bürokrasiye yeri geldiğinde yedi düvele meydan okuduk.

YENİ ŞİFRE: Bana göre, ‘Beyefendi, Cumhurbaşkanı böyle istiyor’ sözü, bürokratik oligarşinin yeni bir şifresi haline dönüşmüştür... Bakan bakanlığını tıkayacak, bürokrat kurumunu tıkayacak, siyasetçi teşkilatını tıkayacak, belediye başkanı belediyesini tıkayacak, ondan sonra da suçu bizim üzerimize atacak. Yok öyle yağma... Yıllarca bürokratik oligarşiyle mücadele ettik. Şimdi şahsım üzerinden yeni bir bürokratik oligarşi inşa etmeye çalışmaları asla kabul edilebilir değildir. Hiçbir bakanlıkta, kurumda, teşkilatımızda şahsımın adı kullanılarak, herhangi bir sürecin tıkanmasına, kurallar, kaideler dışında iş yapılmasına rıza gösteremem. Bu benim en yakınım da olsa, lütfen, bizzat ben bir bakanımı, bir bürokratı aramıyorsam, babamın oğlu olsa kapıdan almayın. Tüm bakan arkadaşlarıma her zaman bunu söylemişimdir; ‘Adımı kullanarak sizlere kim geliyorsa, lütfen eğer benden bir telefon almıyorsanız bana sorun ve bunu teyit etmiyorsam bu insanları lütfen gönderin’. Bunu yapanlar; hepsi sahtekardır, dolandırıcıdır. Bunlara yol vermeyin. İsmimi, unvanımı, kendi yanlışına, kendi basiretsizliğine alet etmeye kalkan hiç kimseyi affedemem.

‘Kendi ailem de dahil’

Erdoğan’a toplantı sonrası bir gazetecinin “Bugün saydınız tek tek, sözleriniz bürokratik yapıya mıydı?” sorusu üzerine, “Hepsine, hepsine. Tepeden tırnağa tepeden tırnağa, istisnası yok. Kendi ailem de dahil” dedi. Erdoğan, “Size spesifik şikayetler mi geldi?” sorusu üzerine şunları söyledi: “Tabii canım hepsi geliyor. Kimse de bizi affedersiniz kullanma yoluna gidemez... Biz, artık bu makamı kullandırtmayacağız. Ne gerekiyorsa onu yapacağız” dedi.

Haberin Devamı