Çocuğum Madde mi Kullanıyor?

Çoğumuzun kendine yakın görmediği madde bağımlılığı sorunu, aslında zannedildiği gibi uzağımızda değildir. Madde bağımlılığı çoğu kez sigara ile başlayan alkol ve diğer bağımlılık yapıcı maddelerle devam eden bir zincir gibi etrafımızı sarmaktadır. Madde bağımlılığı sadece bağımlı bireylerin değil ailelerinin ve toplumun hayatını da olumsuz etkilemektedir. Bağımlılık devam ettikçe bireydeki fiziksel, ruhsal ve davranışsal sorunlar giderek artmaktadır. Bu süreçte çocuğa/gence en büyük desteği verecek olan ailedir. Ne yazık ki aileler çocuklarının madde kullanımını çok geç öğrenmektedirler.

Haberin Devamı

Ergenler, madde kullanmaya başlama açısından önemli bir risk grubu oluşturmaktadır. Yapılan birçok araştırmada maddeye başlama yaşı olarak 12-24 yaş aralığı göze çarpmaktadır. Özellikle ergen çocukları bulunan ailelerin bu süreçleri daha başlarına gelmeden öğrenmeleri ve böyle bir durumla karşılaştıklarında nasıl davranmaları gerektiğini bilmeleri çok önemlidir.

Madde Bağımlılığı Nedir?

Bağımlılık yaratan maddeye kısa veya uzun süre maruz kalma sonucunda kişinin kullandığı maddeyi birçok kez bırakma girişiminde bulunmasına rağmen bırakamaması, giderek madde dozunu arttırması, kullanmayı bıraktığında yoksunluk belirtilerinin ortaya çıkması durumudur. Madde bağımlılığı, kişinin zarar görmesine rağmen madde kullanmayı sürdürmesi, zamanının büyük bölümünü madde arayarak geçirmesi sonucu geliştirilen patolojik bir süreçtir.

Bağımlılıkta dört ana unsur vardır:

- Her durum ve koşulda maddenin alınması için engellenemeyen bir arzu ve isteğin bulunması,

- Devamlı olarak kullanılan dozun arttırılması zorunluluğu (Tolerans).

- Madde kesildiğinde ya da azaltıldığında onun etkilerine karşı psikolojik ve fizyolojik ihtiyacın bulunması (Yoksunluk belirtileri).

- Fiziksel ya da ruhsal sorunların ortaya çıkmasına ya da artmasına rağmen madde kullanımının sürdürülmesi.

Çocuğumun Madde Kullandığını Nasıl Anlayabilirim?

- Anormal derecede uyku ve uyuşukluk hali

- Ani ruhsal değişiklikler

- Konsantrasyon eksikliği, hafıza kaybı, baygınlık, halisünasyonlar

Haberin Devamı

- Okul, iş, eski arkadaşlara ve hobilere ilgi eksikliği

- Okul başarısında düşüş

- Geç saatlere kadar uyanık kalma

- Faaliyetler ve nerede olduğu hakkında gizlilik

- Yalan söyleme ve hırsızlık

- Yeni ve tuhaf arkadaşlar

- Son moda ve sıra dışı kıyafetlere düşkünlük

- Elbiselerde ya da vücutta alışılmadık kokular, lekeler ve işaretler

- Alışılmadık tozlar, kapsüller, tabletler, enjektörler, iğne tarzı şeyler ya da yakılmış boya incelticiler, tırnak cilaları

- Borç para alma da artış ya da sık sık harçlık isteme

- Arkadaşlarla sohbette şifreli ve gizli konuşmalarda artış

AİLELER NELER YAPABİLİR?

- Madde bağımlılığı tehlikesi ile ilgili olarak bilinmesi gereken en önemli husus anne

babanın çocuğuna iyi bir model olmaları gerekliliğidir. Örneğin gereksiz

ilaç kullanımı engellenmeli, alkol ve sigara çocuğun bulunduğu ortamlarda

kullanılmamalıdır.

- Çocuğa hayır diyebilme becerisini kazandırılmalı, istemediği durumlarda özellikle

arkadaş baskısına karşı “hayır” deme becerisi öğretilmelidir.

Haberin Devamı

- Her anne baba çocuğuyla koşulsuz ve sağlam bir sevgi ilişkisi kurmalıdır. Çocuğa

özgüven kazandırılmalı, yaşına uygun kurallar konulmalı ve bu kurallara öncelikle

anne baba uymalı, çocuğa iyi örnek olmalıdır.

- Ebeveyn kendini çocuğunun yerine koyarak onun duygularını anlamaya çalışmalıdır.

Çocuk konuşurken onu dinlemeli konuyla ilgili sorular sorarak onunla ilgilendiğini

belli ettirmelidir. Konuşma sırasında söylenenlere tepkili yaklaşmak, hemen öğütler

vermek, kestirme öneriler sunmak doğru değildir.

- Bağımlılığı olan çocuklarda sorumluluk alma ve sorumluluklarını yerine getirme oranı

çok düşüktür. Genellikle sorumluluklarını başkalarına yüklemeye çalışırlar. Bu

nedenle çocuk doğduğu andan itibaren sorumluluk duygusunu verebilmek onu madde

bağımlılığından uzak tutmada en önemli unsurdur.

- Çocuğun vaktinin büyük bir kısmı okulda geçmektedir. Okul yaşantısını

desteklemenin en iyi yolu o gün neler yaşadığını, derslerde neler yaptığını anlatacağı

bir zamanı çocuğa ayırmak olacaktır.

- Ebeveynler, maddelerin özellikleri, etkileri ve yarattığı olumsuz sonuçlar hakkında

bilgi sahibi olmalı, yanlış ve eksik bilgilerle çocuğa yaklaşmamalı, çocukla

maddelerin kötü etkileri hakkında konuşmalıdırlar.

- Aile bağları ve aile içi iletişim güçlü tutulmalı, ailede güven, sevgi ve saygı ortamının

olmasına özen gösterilmelidir.

- Anne-Baba, özellikle ergenlik döneminde görülen güç savaşlarından kaçınmalı,

sakinliğini koruyarak çocuğuna doğru örnek olmalıdır.

- Çocuklara sorun çözme becerileri öğretilmeli olumlu davranışlar takdir edilerek

pekiştirilmelidir.

- Anne ve baba, çocuğu ev içinde ve dışında gözlemlemeli, çocuğun arkadaş çevresi ve

gittiği ortamlar hakkında bilgi sahibi olmalıdır. Bunu yaparken suçlayıcı ve takip edici

tarzda olunmamalıdır.

- Çocuğun televizyonda hangi programları izlediği, internette ne tür sitelere girdiği

gözlemlenmelidir. Bu konuda seçici olması gerekliliği iletilmelidir.

- Ebeveyn çocuğuyla açık, duygularını anlamaya dönük ve güvenli iletişim kurabilmeli,

çocuğun gelişim sürecinde yaşadığı problemlerde destekleyici, yol gösterici

yaklaşımlarda bulunmalıdır.

- Çocuğa yönelik koruyucu, bağımlı, otoriter, baskıcı veya ilgisiz tutumlardan

kaçınmalı tutarlı bir disiplin anlayışı benimsenmelidir.

- Aile içinde belli kurallar olmalı tüm aile bireyleri bu kurallara uymalıdır. Ev içinde

konulan kurallar mantıklı, tutarlı ve sınırları belli olmalıdır. Kuralların nedenleri

çocuğa açıklanmalıdır.

- Ebeveyn çocuğunu başkalarıyla kıyaslamamalı gösterdiği ilerlemeyi onun

kapasitesine göre değerlendirmelidir. Çocuklar, gelişim döneminde olumlu tepkilere

çok fazla ihtiyaç duyarlar. Cesarete ve övgüye çok ihtiyaç duyarlar, övgü

almadıklarında siner içe kapanırlar.

- "Ben senin yaşındayken bu şekilde davranmazdım”, “senin için en iyisinin ne

olduğunu biliyorum”, “Benim sözüm bitmeden konuşma'' gibi cümleleri azaltılmaya

çalışılmalıdır. Bu tür konuşma biçimi iletişimi engeller ve ebeveyn çocuk arasındaki

ilişkinin kopmasına neden olabilir.

- Çocuğa karşı kabul edici ve sabırlı olunmalı, onun bakış açısını, değerlerini ve

duygularını göz önüne alarak anlamaya çalışılmalıdır.

- Çocuğun kendini tanıması, ifade etmesi ve yeteneklerinin farkına varması için ortam

sunulmalı, boş zamanlarını yaşına uygun sosyal aktivitelerle değerlendirmesi için

yönlendirilmelidir.

- Çocuğun da ayrı bir birey olduğunu unutulmamalı ve ona yaşına uygun davranılarak,

bazı konularda onun da fikri alınmalıdır. Onun da birtakım kurallara, yönlendirmelere

ihtiyaç duyduğu unutulmamalı, yaşına uygun sorumluluklar verilmeli, fikirlerine

değer verildiği ona hissettirilmelidir.

- Anne-baba öfke kontrolü ve çatışma çözme konusunda kendini geliştirmeli ve yeni

beceriler edinmelidir.

- Ebeveyn, çocuğunun öğretmenleriyle işbirliği içinde olmalı, çocuğun okuldaki

durumu(dersleri, davranışları, arkadaş grubu vs) hakkında bilgilenmelidir, sadece

problem olduğunda değil her zaman okulla iletişim halinde olmalıdır.

Instagram: instagram/volkanpelenk