Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dün Çocuk Hakları Günü nedeniyle “büyükler” tüm çocukların doğuştan sahip olduğu; eğitim, sağlık, yaşama, barınma; fiziksel, psikolojik veya cinsel sömürüye karşı korunma gibi haklar üzerine mesajlar verdiler ve “Her birey on sekiz yaşına kadar çocuk olarak kabul edilir” dediler. Dahası çocuklarla ilgili bütün yasa ve uygulamaları oluşturanların, önce çocukların yararını düşünmek zorunda olduğunu söylediler.

Yarın ise aynı büyükler çocuk denecek yaştaki kızları alıp, yıllarca nikâhsız yaşayan cezaevindeki koca koca adamlara “af” getiren geceyarısı sokuşturması
bir önergeyi Meclis’te (son dakika değişikliği olmazsa)yasalaştıracaklar Yani “aile kurtarmak” adı altında çocuk gelinlerin dramını meşrulaştıracaklar. Hemde bütün Türkiye’nin ayağa kalkmasına,hatta BM’nin bile tepki göstermesine
rağmen..

Haberin Devamı

Özetle bir yanda çocuğun istismarına asla izin verilmeyeceğine yönelik verilen sözler öte yanda da çocuğu istismar suçlarının işlenmesine göz yum, yasa işlenen suçun failini cezalandırınca da “ortada bir mağduriyet var. Giderelim” de mantığı.

Aksiyonu hiç eksik olmayan güzel ülkemizde neye inanacağımızı şaşırdık..,

El Bab’ı almak kolay ama...

Türkiye 24 Ağustos’ta başlattığı Cerablus harekâtıyla oyunu bozdu, Suriye’deki dengeleri değiştirdi. Ancak bu harekâtın Fırat Kalkanı’na dönüşmesi için derinliğin 45-50 kilometre olması, yani Fırat’ın batısındaki El Bab ve Menbiç’in de kontrol altına alınması şart. Bu bağlamda da El Bab’a artık kilometreler kaldı ama yeni bir sıkıntılı süreç de kapıda. Çünkü Suriye rejimi ile PKK’nın uzantısı YPG’de stratejik önemi çok yüksek kasabayı hedefliyor. Yani El Bab’ın alınmasının ardından Türkiye rejim askerleri ve YPG güçleriyle, daha doğrusu ABD ve Rusya ile karşı karşıya gelebilir. O nedenle Türkiye sadece askeri değil, siyasi boyutları da olan bir harekat yürütüyor. Dolayısıyla da harekat temkinli ve yavaş ilerliyor.. Dün bu durumu eski Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin’le konuştum. Pekin’n öncelikle söylediği şuydu:

Haberin Devamı

“El Bab’ı almak bir şey ifade etmiyor, daha derine gitmek gerekiyor. Ancak Halep’e doğru giderseniz karşınızda Suriye’yi ve Rusya’yı göreceksiniz. Rakka’ya doğru giderseniz bu seferde karşınıza PYD ve ABD çıkacak. Böyle bir sıkıntı var. Onun için Türkiye bu harekatı yaparken yürüttüğü siyasi faaliyetlerle kendine yer açmaya çalışıyor. Yoksa Türkiye biraz daha yüklense şimdiye kadar 10 defa ele geçirirdi El Bab’ı. Yani yavaş gitmesinin sebebi karşı tarafın çok fazla mukavemetinden değil. Siyasi şartlar Türkiye’nin askeri harekatı böyle götürmesini gerektiriyor.”

En kötü senaryo

Pekin’in Türkiye ne yapacak ya da yapmalı? sorusuna verdiği yanıt da şöyleydi:

“PYD’nin El Bab’ı alması çok zor. PYD şu an Menbiç’i terketmek değil savunmaya hazırlanıyor. Büyük ihtimalle de oradaki demografik yapıyı değiştiriyor. ABD’nin YPG Menbiç’ten çekilecek yalanlarına kanmamak lazım. Türkiye El Bab’ı aldıktan sonra Menbiç’e dönmesi gerekir yapması gereken bu. 50 kilometre derinlik Türkiye’nin sigortası çünkü bütün ülkelerin bölme planı var. O nedenle Türkiye bu savaş sonuçlanıncaya kadar koridoru önleyecek belirli bir arazi parçasını elende bulundurmak ve onu koruyacak gücü o bölgede konuşlandırmak zorunda. Bunun içinde ölen, yaralanan ÖSO’luların yerine Türkiye’deki Suriyelilerden adam yetiştirmek şart. El Bab sonrası en kötü senaryo ise Türkiye’nin Halep’e doğru dönüp Rusya ve Suriye ile karşı karşıya kalmasıdır.”

Haberin Devamı

Peki ya Menbiç harekatına ABD dur derse?

Diyebilir ama sonuçta şöyle bir şey var Menbiç’e yapılan harekatta karşısında Suriye güçleri olmayacak, terör örgütüyle savaşacak,bazı riskleri göze almamız gerekiyor. Bu olayın ekonomik sosyal ya da ambargo faktörlerini dikkate alırsa bunun sonuçlarını umarsamazsa sorun yok girer. Ama keşke bu operasyon başladığı zaman Suriye ile işbirliği yapabilseydik. Suriye ile işbirliği yapmak Esad’la işbirliği yapmak anlamına gelmez, Esad bugün var, yarın yok.”

Yani dememiz o ki; Fırat Kalkanı’nda gelinen nokta şu:

Türkiye’nin El Bab’ın ardından Rakka ya da Menbiç’e yönelmesi ABD ile arasındaki gerilimin daha da artmasına neden olabilir. Çünkü

ABD Kürt koridorundandan vazgeçmiş değil ve taşeronu PYD ile birlikte yeni oyunlar peşinde. Dahası şu anda DAEŞ’e karşı sürdürülen bu harekatta Suriyei dahil herkes Türkiye’ye destek vermese de en azından köstek olmuyor. Ama DAEŞ bölgeden kovalandıktan sonra ‘durun bakalım biz bu toprakları böyle değil şöyle paylaşacağız’ gibi bir risk söz konusu...