Gündem Çöpten topladığımız kâğıt değil hayatımız

Çöpten topladığımız kâğıt değil hayatımız

09.05.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Bayrampaşa’da bir atık kâğıt deposu. Hayat koşulları yüzünden yakınları tarafından İstanbul’a getirilip çalıştırılan onlarca çocuk...  Yaşıtları gibi okulda olması gerekirken plastik, demir, hurda ve kâğıt peşinde koşan çocuklar ağır iş koşullarını Milliyet’e anlattı...

Çöpten topladığımız kâğıt değil hayatımız

(...) Ben daha akıllanmadım. Ben biraz daha içeride kalayım. cezaevini şu an seviyorum. 1 ay daha cezaevinde kalmak istiyorum. Bize burada yemek veriyorlar. Ayrıca burada spor da yapıyorum. Futbol da oynuyoruz”...
Bu ifadeler, suça itilen bir çocuğun hırsızlık suçlamasıyla yargılandığı davanın tutanağından. Çocukların özgürlüklerinden ziyade cezaevinde kalmayı tercih etmesinin altında ise, kötü koşullarda çalışmak zorunda olmaları yatıyor. Özellikle Güneydoğu illerinden İstanbul’a gelen çocuklar, okula gidemiyor, insani koşullardan çok uzakta, uzun süren mesai saatleriyle çalıştırılıyor.
Özgürlüklerine değişiyorlar”
Çocuk suçlarına ilişkin yargıya taşınan vakalarda önemli bir artışa işaret eden Yargıçlar Sendikası Yönetim Kurulu üyesi hakim Nuh Hüseyin Köse ise şunları söylüyor: “Bazı kötü niyetli akrabaları ya da başka şahıslar tarafından getirilen çocuklar İstanbul’da izbe yerlerde özgürlüklerinden mahrum bırakılarak çalışmaya zorlanıyor. Yaşadıkları baskı onları hırsızlığa sevk ediyor. Yargıya intikal eden bu ve benzeri dosyalarda ciddi bir artış söz konusu.” Köse, meslektaşlarının kendisiyle paylaştığı bir örneği de şöyle anlatıyor: “Hırsızlık suçundan tutuklu bir gencin tutukluluğu görüşülürken kendisine savunması sorulduğunda, ‘Ben burada yemek yiyorum, futbol oynabiliyorum. Daha akıllanmadım, beni cezaevinden çıkartmayın’ diyebiliyor. Çocuklar cezaevi koşullarını özgürlüklerine değişebiliyor. Sadece bu örnek bile, sosyolojik olarak oldukça çarpıcı bir tabloyu gözler önüne seriyor.”
Hayat mücadelesi veren çocuklar
İstanbul’da bir atık kâğıt deposunda yaşları 14 ile 19 arasında değişen gençlerle konuşuyoruz. Küçük yaşlarda İstanbul’a gelmişler. Çoğu ilkokul mezunu. Yaşıtları gibi okulda olmaları gereken saatlerde, plastik, demir, hurda ve kâğıt peşindeler.
“Biz kâğıt toplamıyoruz abi, biz hayatlarımızı topluyoruz” diyor 16 yaşındaki E.K. Ekmek parası kazanmak adına toplamak zorunda olduğu 200-250 kilogram kâğıt ve hurda için her gün kilometrelerce yol yürüdüklerini anlatıyor. 16 yaşındaki M.M. ise, 5 yıldır çalıştığını söylüyor. Ailesinin tüm fertleri Şanlıurfa’da olan 19 yaşındaki N.K. “Aileden uzaktayız. Bu işi sadece çaresizler yapar” diyor.
Kanayan yara
Atık Kâğıt Geri Dönüşüm İşçileri Derneği Başkanı Dinçer Mendillioğlu da “Atık kağıt işinde çalışanlar için hayat oldukça zor. Ancak çaresizlerin yapabileceği bir iş. Binlerce insan zor şartlarda çalışarak ekmek paralarını kazanmaya gayret ediyor. Bu insanlar da gerçekten mağdur. Genç yaşta çalışmak zorunda olan binlerce insan var. Evlerini memleketlerini bırakarak İstanbul’un yolunu tutuyorlar” diyor.
1 milyona yakın çocuk işçi
Türkiye’de sivil toplum kuruluşları ve sendikaların araştırmalarına göre 1 milyona yakın çocuk işçi olduğu tahmin ediliyor. Bu çocukların büyük çoğunluğu da sokakta çalışıyor. Gündem Çocuk Derneği’nin araştırmasına göre geçen yıl 55 çocuk iş kazalarında yaşamını yitirdi. İş hayatındaki 10 çocuk ise geçirdiği kazalarda yaralandı.

Yazarlar