Gündem Çukurova’nın toprağına karışacak

Çukurova’nın toprağına karışacak

02.03.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Yaşar Kemal’in evinde hüzün var. Yazarın memleketi Hemite Köyü’nün muhtarı, yanında, Kemal’in babasının Çukurova’daki mezarından aldığı toprakla geliyor. Bir avuç toprak bugün ‘İki şeye inanırım: Halk ve doğa’ diyen yazar Zincirlikuyu’daki mezarına atılacak

Çukurova’nın  toprağına karışacak

Vaniköy sırtlarında, yemyeşil ağaçlar arasında beş katlı bir apartman. Önünde insana huzur veren bir Boğaz manzarası. Bina doğanın içinde değil de sanki doğanın bir parçası gibi... Öyle üç-beş yıllık bir bina değil, en yakın ihtimalle 30 yıllık bir geçmişi var. Belki çok daha fazla... Eskimiş dış cephesinde gelip geçen bir hayatın izleri var; ahşap ve taş detayları, heybetli duruşuyla güven veriyor ilk bakışta. Tıpkı önceki gün kaybettiği sakini Yaşar Kemal gibi...

Dillerde tek bir cümle
Türkiye edebiyatının usta kalemi Yaşar Kemal’in apartmanı burası. Apartmanın giriş kapısına ince ve uzunca bir merdiveni tırmanarak ulaşıyorsunuz. Merdivenlerin hemen yanı başında ise bir asansör var. Bilindik asansörlerden değil. Kapalı bir kutu içine girmiyorsunuz yukarı çıkıp aşağı inmek için; açık havada ilerliyorsunuz. Yer yer yanınızda yükselen çam ağaçlarına temas ederek hatta. Öyle saniyeler içinde onlarca kat çıkan yeni asansörler gibi aceleci de değil; ağır ağır çıkıyor. İnsan düşünmeden edemiyor: “Acaba Yaşar Kemal, her gün inip çıktığı bu merdivenleri, bu asansörü nasıl tasvir ederdi?” diye. Öyle ya pek çoğumuz onun sayesinde öğrendik sözcüklerle hiç yaşamadığımız bir anı yaşayabilmeyi, yaşatabilmeyi... Asansörden inen herkesin dilinde ise tek bir cümle: “Başımız sağ olsun.”
Bir Pazar günü için fazlaca sakin etraf. Merdivenlerin başındaki yeşil demir kapıda apartman görevlisi Muzaffer Bey bekliyor. Gelen ziyaretçilerle önce el sıkışıyor, sonra onlara yukarıyla kadar eşlik ediyor. Ardından tekrar aşağı iniyor. O da sessiz. Belli ki 18 yıldır çalıştığı bu apartman da içinde yaşayanlar da çok kıymetli onun için. İçlerinden birini kaybetmiş, kolay değil. Yeşil kapının önünde bekleyen basın mensuplarıyla arası iyi. Sularından yemeklerine hiçbir şeylerini eksik etmiyor.

Köylüleri de geldi
Sokaktan tesadüfen gelip geçenler gazetecilerin neden toplanmış beklediğini merak ediyor, yakaladıklarına soruyorlar: “Ne oluyor burada?” Yaşar Kemal’in evi olduğunu öğrenince taziyelerini iletiyor: “Hepimizin başı sağ olsun.”
Herkes bu uğurlamanın bir parçası oluyor. Sabah saatlerinde ağırlıklı olarak aile yakınları ziyarete geliyor. Hepsinin yüzünde derin bir üzüntü; sanki her biri merdivenleri yazarla paylaştığı anılara tutunup çıkıyor.
Saatler ilerledikçe ziyaretçi sayısı da artıyor. Ziyaretçiler arasında yazarın memleketi Hemite Köyü muhtarı Hüsnü Cömert de var. Beraberinde bir grup köylüyle geliyor.
Konuşmasına “Çok değerli büyüğümüz, büyük ustamızı kaybettik. Acımız büyük. Türkiye’nin, Osmaniye’nin, Hemite’nin başı sağ olsun. Mekânı cennet olsun. Eşi Ayşe Hanım’ın zor anında yanında bulunmak için geldik. Hemite köylüleri olarak yanındayız” sözleriyle başlayan muhtar, bir de haber veriyor: Yaşar Kemal’in mezarı için yazarın babasının Hemite’deki mezarından toprak getirmişler. Yazarın roman ve öykülerinde uzun uzun anlattığı Çukurova’nın bir avuç toprağı bugün mezarının toprağına karışacak.
Yaşar Kemal’in yakın dostu Zülfü Livaneli de öğleden sonra yazarın evini ziyaret edenler arasında yerini alıyor. Livaneli, Yaşar Kemal’in eksikliğini şu sözlerle ifade ediyor:

‘O artık yok’
“Hep bu eve gelirdim. Yukarıda Yaşar Ağabey beni karşılardı. Şimdi onun olmadığı bir eve geliyorum. Sabah uyandım ve ilk düşüncem ‘Şimdi Yaşar Ağabey yok mu?’ oldu. Bu inanılacak şey değil.”
Ardından ise hayatı boyunca örnek olan Yaşar Kemal’in ölümüyle bile hepimize bir ders verdiğini hatırlatarak şunları dile getiriyor:
“Bugün baktım Türkiye’nin basını ve halkında o kadar büyük bir saygı ile önünde eğilme var ki... Dünyanın hangi ülkesinde olur diye düşündüm. En ileri ülkelerde bir yazar vefat ettiği zaman Fransa’da, Amerika’da, İngiltere’de bunlar olur mu? Olmaz. Bu işte bizim toprağımızda onun yeşerttiği dostluk ve kardeşlik havası. Bunu koruyalım diye düşünüyorum.”

Haberin Devamı

Bugün uğurlanıyor

Yaşar Kemal, bugün Teşvikiye Camii’nde kılınacak öğle namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Usta yazar için düzenlenecek anma töreni ise 15.30’da Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda başlayacak. Anma töreninde açılış ve saygı duruşunun ardından Yaşar Kemal belgeseli gösterilecek ve Yaşar Kemal’in eserlerinden okumalar yapılacak.

Bu toplumun vicdanıydı

Yaşar Kemal’in vefatının ardından Vaniköy’de bulunan evine sanat, siyaset ve edebiyat dünyasından ziyaretler gün boyu devam etti.
l Sanatçı Suavi: Babamı kaybettim desem yeridir. Ağabeyimi kaybettim desem yeridir. Türkiye ağabeyini ve babasını kaybetti desem yeridir. Ölüm kaçınılmazdır ve her ölüm erken ölümdür, kuşkusuz ama gerçekten yeri doldurulmayacak bir insanı yitirdik. Bu jenerasyonda ülkemizi temsil edecek, söyleyeceği bir tek cümleyle birçok insanın dikkatini bir noktaya toparlayabilecek yetkinlikte, donanımda insanımız neredeyse kalmadı. Elimizde bir Vedat Türkalimiz kaldı.
l Gazeteci-Yazar Nebil Özgentürk: Bir halk kahramanıydı. Kendi yazdığı kahramanlar gibi yaşadı. O yüzden bir romancının böylesine sevilmesi ve ortak payda haline gelmesi bir halkın gururu olmalıdır.
l Gazeteci- Yazar Zeynep Oral: Türkiye’de hiçbir yazar Yaşar Kemal gibi sayılıp sevilmedi.
l İnsan Hakları Derneği eski Başkanı ve siyasetçi Akın Birdal: Yaşar Kemal toplumun vicdanıydı, bu coğrafyanın ve insanlığın büyük bir kazanımıydı. İnsan hakları ve demokrasi mücadelemizde, zor kavşaklarda Yaşar Kemal’e sığındık. Bu yürüyüşümüzü sürdürürken Yaşar Kemal bizim yanımızda olacak.
l CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu: Edebiyat ulu çınarını değil, Türkiye vicdanını kaybetti. Yaşar Kemal bütün toplumun ortak vicdanıydı. Bu dönemde herkesin ortak vicdanı olabilecek ender insanlardan birisiydi.

Haberin Devamı

Anadolu isyankâr kalemini kaybetti

- New York Times: Stephen Kinzer imzalı ve “Usta Türk romancı ve politikanın keskin görüşlü eleştirmeni Yaşar Kemal hayatını kaybetti” başlıklı anma yazısı “Sürekli Türkiye devletiyle sorunlar yaşayan usta hikâyeci Yaşar Kemal ülkenin uluslararası ün kazanan ilk romancısıydı” cümlesiyle başlıyor. Kinzer, Yaşar Kemal’in doğduğu Çukurova’nın, açgözlü toprak sahipleri, hissiz bürokratlar ve eşitsizliğe baş kaldıran köylü kahramanlara yer veren köklü eserlerinin arka planı olduğunu vurguluyor. Kürt haklarının bir savunucusu ve liderlerin sıkı bir eleştirmeni olan Yaşar Kemal’in başının kanunla sürekli derde girdiğini de belirtiliyor. Kinzer, Nazım Hikmet’i Yaşar Kemal’in stil olarak yoldaşı olarak işaret ederken, “İki adam da Osmanlı dilinin ağır ve formüle dil kalıplarını reddedip, geleneksel hikâyeleri, mitleri kullanan canlı bir anlatı kullandılar,” diyor.
- BBC: Haberde, Yaşar Kemal’in Türkçeyi bir edebiyat dili olarak yeniden kuran isim olarak bilindiği belirtiliyor. Ayrıca “Eserleri ‘insanlar ve doğayı’ vurguluyor ve Yaşar Kemal çalışmalarını ‘proletaryanın hizmetinde’ olarak tanımlıyordu” bilgisine yer veriliyor.
- The Independant: Helen Nianias’ın kaleme aldığı yazıda, Yaşar Kemal’in ilk döneminde Marksist ideolojilerin savunucusunu olduğunu belirtilip, hayatı boyunca sosyal konulara odaklandığı vurgulanıyor. Nianias, “Yaşar Kemal mücadeleyi bilirdi.’İnce Memed’i çok zor koşullarda kaleme aldı,” diyor.
- Die Zeit: Haberde ünü dünyaya yayılan, Türkiye’nin en çok okunan yazarı Yaşar Kemal’in, özgürlük ve insan hakları mücadelesini romanları ve kısa hikâyelerinde yer aldığı belirtildi. Üç kez tutuklanan Kemal’in, pek çok yazarın tutuklandığı dönemde cezaevi için söylediği “Çağdaş edebiyat okulu” sözlerine atıf yapıldı.
- Le Monde: İstanbul muhabiri Marie Jego imzalı yazıda “Türkler en sevdikleri yazarın yasını tutuyor. Yaşar Kemal, gelenek ile sosyal değişimin dinamikleri arasında kalan taşrayı benzersiz bir şekilde anlattı” deniyor. Jego, Batılılaşan entelektüellerin, yakında şehirlere akın edecek muhafazakâr ve dindar, farklı bir Türkiye’yi onun eserleriyle keşfettiği yorumunda bulunuyor.
- Le Figaro: “Anadolu’nun isyankar kalemi hayatını kaybetti” başlıklı ve Olivier Delcroix imzalı yazıda, Yaşar Kemal’in aldığı bütün ödüllere rağmen Nobel alamamış olmasının pek çok Türk tarafından haksızlık olarak nitelendirildiği belirtiliyor.

Haberin Devamı

Dilin sihrine inanan bir yazar

Haberin Devamı

- Focus dergisi: Yaşar Kemal’in, “Dilin sihrine inanıyorum” sözlerinin alıntılandığı haberde yazarın, insanlığın dil aracılığı ile kurtulacağına derinden inandığı yorumu yapıldı. Haberde ayrıca, Alman yazar Günter Grass’ın, “Kemal, iktidarlar için can sıkıcı biri” sözlerine yer verildi.