Cumartesi 500 kiloluk piyanoyu Nemruta onlar çıkardı

500 kiloluk piyanoyu Nemruta onlar çıkardı

13.09.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

500 kiloluk piyanoyu Nemruta onlar çıkardı

Ali ve Ahmet Bardakçı, Tuluyhan Uğurlu konseri için Nemrut Dağına piyano taşıdı Bir piyanonun çıktığı en yüksek nokta mıdır, bilinmez ama Tuluyhan Uğurlunun Uluslararası 11. Nemrut Kommagene Festivali kapsamındaki konserinde çaldığı enstrüman 2 bin 150 metreye çıkarıldı. Piyanonun nakliyesini üstlenen Ali ve Ahmet Bardakçı "Dağa tırmanırken o virajlı yolda bir ara piyanoyu falan unuttuk, kendi canımız için endişelendik" diyorlar. Taşıyıcıların piyanoyla aşmaları gereken yolu görünce işten vazgeçip geri dönmeye kalkışması da cabası... Piyano icat edildiği günden bu yana belki de tarihindeki en yüksek noktaya çıktı" diyor, geçen cumartesi günü Nemrut Dağının zirvesinde konser veren piyanist-kompozitör Tuluyhan Uğurlu. Tuluyhan Uğurlu geçen yıl da Nemrutta bir piyano dinletisi yapmayı planlamıştı. Ancak Uğurlunun zirveye helikopterle piyano çıkarma arzusuna Adıyaman Valiliği, uçuşan toz-toprağın mezarları örteceği gerekçesiyle izin vermemişti. Bu yıl Uğurlu, Bardakçı kardeşlerden piyanoyu karayoluyla Nemruta taşımalarını rica etti ve konserini gerçekleştirdi. Tuluyhan Uğurlu geçen yıl izin alamamıştı Ahmet Bardakçı: Tuluyhan Uğurlu gibi ünlü bir piyanistin hatırını kıramadık. Bir de Uğurlunun dağın zirvesinde, tanrı heykelleri arasında piyano konseri verecek olması, bizi de en az onun kadar heyecanlandırdı. Bu, Türkiye için bir ilk. Biz de bu ilkin gerçekleşmesinde payımız olsun istedik. Araştırma yaptık. Taşıyıcıları belirledik. Başarabileceğimiz bir iş olduğunu anlayınca, kabul ettik. Nasıl kabul ettiniz 500 kiloluk bir piyanoyu Nemrutun zirvesine çıkarmayı? Ahmet B.: Piyano taşıyıcıları özeldir zaten. Onların dede mesleğidir bu. Ta Osmanlıdan beri piyano taşıyan ailelerden gelirler. Taşıyıcıları nasıl belirlediniz? Ahmet B.: Bizim piyanomuz o. Teşhir için galerimizde duruyor. Yenileri 40 bin euro. Piyanonun yenisi makbuldür. Çünkü mekanik bir alettir. Çalıştıkça yıpranır. Bizim piyano biraz eski. Satmaya niyetimiz olmadığı için, tam fiyatını şimdi söylemek zor. Nemruta giden piyano Tuluyhan Uğurlunun piyanosu muydu? Yaklaşık ne kadardır o piyanonun fiyatı? Ali B.: Bir aksilik olması ihtimaline karşı ben de piyanoya refakat ettim. Malzemelerim yanımdaydı. Arıza olsaydı, tamir edecektim. Nasıl önlemler aldınız? Konser tarihi belli, konuklar gelmiş... Ya bir aksilik olsa? Evet, İstanbuldan Malatyaya 18 saatlik bir yolculuk yaptık. Sonra çok tehlikeli, virajlı bir yoldan Nemruta tırmandık. Kamyonda olduğumuz için bayağı bir korku atlattık orada. Küçük bir araba olsa bu kadar korkmazdık ama yol hem dar hem de çok virajlıydı. Bir de biz kamyonda olduğumuz için... Düşünün, 84 kilometre yol dört saat sürdü. Bir ara piyanoyu falan unuttuk, kendi canımızdan endişe ettik. Neyse onu da atlattık, bu sefer de 150 metre kadar bir yol yürümemiz gerekiyordu. İşte o yolu görünce bizim taşıyıcılar "Bu iş olmaz" deyip vazgeçmeye kalktılar. Karayoluyla gittiniz, değil mi? "Bu iş olmaz" dediler. O zaman korktuk. Hani siz dediniz ya; konuklar orada, basın orada... "Aman, buraya kadar geldik, bu işi muhakkak yapacağız" dedik. Herkes geldi, biz piyanoyu çıkaramadık diye bir şey olur mu? Taşıyamayacaklarını mı söylediler? Tuluyhan beyin menajeri ek bir para verdi. Öyle ikna oldular da zirveye çıktık. Piyanoyu battaniyelere sardık. İtfaiyeci hortumları vardır, bilir misiniz? Dört kişi o hortumdan yapılan askılıklarla kaldırdılar piyanoyu. Sonra bu sefer zirvede başka bir sorunla karşılaştık. Taşlık yerde piyanoyu nasıl dengede tutacağız? Altına başka bir platform koysak çirkin durur. Küçük taşlar topladık, onları yığdık piyanonun ayaklarına. Böylece dengesini sağladık. Ne yaptınız peki? Önce akort ettik piyanoyu. Sonra da konserin zevkini çıkardık. Gerçekten büyüleyiciydi. Yorulduğumuza değdi. Sonra da konseri dinlediniz. 40 yıl önce çırak olarak başladılar Ahmet B.: Bu mesleğe girişimiz eniştemiz sayesinde oldu. Teyzemizin kocasının aile mesleğiydi. Biz de 1963te çırak olarak başladık. Aşağı yukarı 1974ten bu yana da esnaf olarak bu işin içindeyiz. Piyanoların tamiri, cilası, bakımı; teknik yönüyle ilgileniyoruz. İthalata da başladık. Sizin Bardakçı Kardeşler diye bir piyano galeriniz var. Hem alım-satım yapıyorsunuz hem de akort, bakım... Nasıl başladınız bu işe? Ali B.: Ünlü piyanistler bir yerde konser vereceklerinde akort için bizi çağırırlar. İdil Birete, Fazıl Saya akort yapıyoruz mesela. Konser yapacakları yere gidip piyanonun akordunu yapıyoruz. Devlet konservatuvarlarının çoğuyla, özel üniversitelerle, özel liselerle çalışıyoruz. Akbank Oda Orkestrası, Borusan Filarmoni ve Oda Orkestrası... Biz bu işte satıştan öte daha çok tamir ve bakım yönüyle ilgileniyoruz. Bir müşterimiz bizi aradığında piyanonun taşınmasına da yardımcı oluyoruz. Kimlerle çalışıyorsunuz? Ahmet B.: Amatörce çalıyoruz. Ama öyle çok da iyi değil. Terzi kendi söküğünü dikemezmiş ya. Bizimki de öyle. Çocuklarımız piyanoların arasında büyüdü. Ama profesyonel olarak piyano çalmaya ilgi duyan olmadı aralarında. Piyano çalıyor musunuz? Ya da çocuklarınız piyano çalıyor mu?