Cumartesi "Açığı kapamalıyım"

"Açığı kapamalıyım"

29.06.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

urak Kut kariyerinin bundan sonrasında kendisine, tuttuğu takım Fenerbahçeyi örnek alıyor

Açığı kapamalıyım

Son albümüyle özlediği başarıyı elde edemeyen Burak Kut "Efsane geri dönecek" diyor Son albümünüz "Burak Kut"un satışları iyi gidiyor mu? Tam memnun olmadığım için satışları çok da takip etmiyorum. Neden memnun değilsiniz? Albümün çıkışından sonraki talihsizlik. Benimle değil müzik piyasasıyla ilgili. Biz zaten bir şey beklemiyorduk. Çünkü ara verdim. Ama yakın arkadaşlarım "Ya Burak kaliteli albüm yapmış yine" diyorlar ki, bu kaliteli albüm yapmak bir risk demek. Geçmişte yaşadığım büyük başarılardan dolayı da tatmin edici değil. Magazin dergilerinde hep "Burak Kut beş parasız" diye yazıyorlar. Niye yalnızca sizin için böyle yazılıyor? Komik bir şey. Krizden sonra oldu. Benimle birlikte birkaç kişinin daha adının geçtiği bir haber çıktı "Kriz bazı şarkıcıları terbiye etti" diye. Ben onun cevabını verdim "Ben terbiyesiz değilim" diye. "Arabamı satmışım" diye çıktı bu haber ama arabalarımı bundan iki sene evvel sattım. Bu da özellikle aldığım bir karar üzerineydi. Korumalar, minibüs falan... Bunun ben olmadığını anladığımda sattım. "Bazıları çok kıskanmış" Ama niye özellikle sizin adınız geçiyor böyle haberlerde? Ama bunu benim kişiliğimle bağdaştırmaları beni çok üzdü. O bir yaşam formatıydı. Bunu böyle açık telaffuz etmek mümkün mü bilmiyorum ama beni çok kıskanmışlar sanırım. Bunda benim kabahatim de olabilir. Çünkü çok izole yaşıyordum. Bu işi yapan arkadaşlarımın bile göz hapsindeydim. Mütevazı olmanın gereği yok. Gazetecilerden de böyle düşünen çok var. Sahip olduğun şeyler sana sahip olmaya başladığında bunu anlıyorsun. Mesela bir yalı dairesinde oturduğumu ama bir ay boyunca salonun kapısını bile açmadığımı fark ettim. O kadar büyük şeyleri kontrol etmeye başlıyorsun ki bir süre sonra bu sana maddi olarak da bir rahatsızlık vermeye başlıyor. Bizim işimiz dönem dönem. Albüm yapmaya girdiğinizde hep kendi cebinizden yersiniz. Konser vermezsiniz. Maliyetli bir hayatınız olduğunda da bunu sürekli çalışarak devam ettiriyorsunuz. Ama hayata ve müziğe karşı da küskünlüklerim oldu. Müziğe küsünce kendini bir dönem geriye çekiyorsun, maddi olarak da geriye çekiliyorsun. Ne oldu da birden anladınız o hayatı değiştirmek gerektiğini? Star formatı değişiyor Nasıl? Bir gün aniden mi oldu? Kendimi araklamaya çıktığım olur benim. Eskiden bazı şeyler "oldu mu olmadı mı" görmek için sokağa çıkar, yürüyüş yapardım. Hiç gündemde olmadığım dönemde insanların gelip duygularının hiç değişmediğini söylemeleri çok değerli. Bunları yaşadığımda, televizyonda meslektaşlarımı görüp, kendime "Sen orada olmak istiyor musun?" diye sorup cevabımı "hayır" olarak verebiliyordum. İyi mi kötü mü henüz karar veremedim ama hırslarım alındı diyebilirim. O zamanlar "Pop star formatını yaratanlardan biri benim" demiştiniz. Siz mi yarattınız, sizi mi yarattılar? Yurtdışından pop star formatını adapte ettik. Yurdışındaki insanları örnek almaya çalışıyorduk. Michael Jackson Türkiyeye geldi, minibüsle dolaştı herkes minibüs aldı. Yurtdışında nasıl sahneler kuruldu, nasıl dans edildi, biz de onu yaptık. Tabii ki burada biz yarattık bu formatı. Herkes kendinden bir şey koydu. Ve hep söylüyorum. Bunu yarattık ve ben şimdi bozuyorum. Eğer takipçilerimiz varsa bunu takip edemeyecekler! Şimdi ne görüyorsunuz dışarıda? Bizi sonuçta oturttukları yer, genç kızların sevdiği, idol falan dedikleri bir yer. MTVden "Local Hero" ödülü de aldım işte. Yurtdışındaki benzerlerine bakıyorsun. Mesela ben Robbie Williamsı beğeniyorum. En son bir ödül töreninde söylediği şey çok hoşuma gitti. "Üç evim, süper model kız arkadaşım ve arabalarım için MTVye teşekkür ederim" dedi. Evet, bu çok eğlenceli ve rahat bir yaklaşım bence. "Ahmet Altanı tanıdığım için çok memnunum" Uzun süredir Sanem Altanla birlikteydiniz. Hâlâ birlikte misiniz? Hayatımın yeni bir dönemi bu. Birazcık kendimle ilgilenmek istediğim, bunun eksikliğini hissettiğim bir dönem. O yüzden evimde yalnız kalıp bir süre böyle devam etmeyi düşünüyorum. Kız arkadaşınız olunca dinlenemiyor musunuz? Ben çok yoğun yaşıyorum ilişkilerimi. O zaman çok hastalıklı, çok hararetli oluyor. Hararetli olunca da su kaynatıyor. Ama ben talihli biriyim sanırım; hep karşıma iyi insanlar, bana destek olan, iyi aşk yaşadığım insanlar çıkıyor. Hepsine teşekkür ederim. Ahmet Altanın son kitabını okudunuz mu? Evet aldım. Çok beğendim. Kendisini şahsi olarak tanıma fırsatı bulduğum için çok memnunum ve gurur duyuyorum. Hem bir baba hem de edebiyatçı olarak çok saygı duyuyorum. "Yeni albüm hazırlığındayım. Bir de müzikal ya da operet gerekiyor" "Lüks" şimdi ne anlama geliyor sizin için? Genç bir çocuk, babası vefat etmiş. Çok yoğun bir müzik çalışmasına girip, sonra da jet hızıyla meşhur olmuşum. Orta halli bir memur ailesinden gelen çocuğun yaşamak istediği şeyleri yaşadım. Memnunum, hiç pişman değilim. Çünkü ben 24 yaşında Porsche arabaya bindim. Bunları 45 yaşında yaşlanıp genç gözükmeye çalışıp yapmak istemezdim. Şimdi bunların benim için değeri yok çünkü ne ifade ettiklerini biliyorum. Hayatta bunları hemen geçip manevi şeylerin peşine düşmek gerek. Gelecek planlarınız neler? Bir müzikal ya da operet gerekiyor. Bunun eğitimini aldım. Beni müzikalde, canlı performanslarda dinleyen insanlar hiç dinlememiş gibi bakıyorlar. Yakında bir operet projemiz var. Yeni bir albüm yapma hazırlığındayım. Bir açığı kapatmam gerekiyor çünkü. Fenerbahçe şampiyon olunca kafamda yeni sloganım belirdi. Türkiyede dört büyükler var ya, hiç değişmez, aşağı yukarı dört kadar da büyük popüler müzik şarkıcısı var. Ben onlardan biriyim. Bu takımların hepsinin şampiyonlukları dönem dönemdir. Benimki Fenerbahçe gibi. Uzun zamandır şampiyon olamıyordu ama efsane geri döndü. Dört büyük popçu kim? Teyp açıkken, saymayayım. Çünkü sonradan bu piyasaya girip "Biz üç, dört kişiyiz" deyip beni saymayanlar var. Efsane ne zaman dönecek? Yeni albümle. Bu albümle niye dönemedi? Çok şey yapmışım. Bugünkü tatminsizliğim, sıkıntımın nedeni bu olabilir. Bana kalırsa döndü. Ben yaptığım şarkıların arkasındayım. Dünyada da bir sürü insan var. George Michael gibi sekiz sene hiçbir şey yapmayıp sonra çok iyi şeyler yapan. Hayranlar defterler, albümler hazırlarlar ya, bazen onlarda yıllar içinde yaptıklarımı görüp duygulanıyorum. Bu aralar televizyona da çıkmıyorsunuz... Fazla çıkılacak program yok. Hem anlatacak bir şeyim yoksa televizyona çıkmıyorum. Ama gazetelere röportaj veriyorsunuz... E, bunu söylemek istiyordum "Efsane geri döndü" diye... Son sözümü de soracak mısınız bitirmeden? Nedir son sözünüz? İçim çok dolu... Bir sabah kalkıp "Güneş doğuyor gözüme. Bakamıyorum, kendi içimdeki aydınlığa bakamadığım gibi" diye bir şey yazmıştım. 1994-95te herkesin hayatında öyle bir yer edinmişim ki çok şaşırtıyor beni bugün. Polis memuru kızlar üzerime üzerime geliyor. Çekiniyorum, meğer onlar benim hayranlarımmış büyümüşler. Bir-iki psikologla tanıştım. Masalara tabaklar koyup, "Burak akşama yemeğe gelecek, o benim nişanlım" diyen, tedavi gören hayranlarım varmış. Bir sürü çocuğa hemşiresi beni çok sevdiği için Burak adını koymuş. Çok sitem alıyorum. Bunlar adına içimdeki ışığı dışarı çıkarmak istiyorum. Bunu yapamazsam kendimden şüphe duymaya başlayacağım. "Başarısız" diyorlar bana şimdi ama bunun karşılığı yok. Çünkü ben başarısız değilim. Kendimi başarısız olarak görmüyorum. n