Cumartesi "Annem beni lunaparkta gondola bile bindirmezdi"

"Annem beni lunaparkta gondola bile bindirmezdi"

08.05.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

Türkiyenin ilk kadın akrobasi pilotu Sevtap Orhan: "Dünyaya ters bakmak muhteşem bir duygu. Ben hiçbir şeyden bu kadar zevk aldığımı hatırlamıyorum"

Annem beni lunaparkta gondola bile bindirmezdi

axcum011.jpg Türkiye Pilotlar Günü nedeniyle geçen hafta Hezarfen Havaalanında havacılık şenliği düzenlendi. Türkiyenin ilk kadın akrobasi pilotu Sevtap Orhan (26) da ilk gösterisini burada gerçekleştirmiş oldu. Orhan bir sigorta danışmanlık firmasında çalışıyor. Uçuş eğitimine Akromak Sky Dancer Uçuş Okulunda altı ay önce başladı, hâlâ da devam ediyor. Her ne kadar ilk gösterisini başarıyla tamamlasa da o kendini bu işte emekleyen bir çocuk gibi görüyor. İleride akrobasi pilotluğunda çok daha iyi yerlere geleceğine inanıyor. Bütün duyguları aynı anda yaşamak gibi bir şey bu. Öncelikle müthiş bir zevk alıyorsunuz. Uçak ters dönüp giderken dünyaya ters bakmak muhteşem bir duygu. Ben hiçbir şeyden bu kadar zevk aldığımı hatırlamıyorum. İnsanın kendisiyle gurur duymasını sağlıyor. Akrobasi pilotluğu insana nasıl duygular yaşatır? Her işin bir riski var. Dönerek hızla alçalıyor, ciddi bir şekilde karaya doğru ilerliyorsunuz. Orada bir anda her şey olabilir. Gözünüz kararabilir, bayılabilirsiniz. Aynı, sokakta karşıdan karşıya geçerken aniden bayılırsanız size bir arabanın çarpabileceği ya da merdivenden inerken ölebileceğiniz gibi. Yani gayet normal. Ama yine de diğer sporlara benzemiyor. Düz giden uçak bir anda ters dönüyor, seyreden insanların yüreği ağzına geliyor. Korku da yok mu bu duyguların arasında? "İlk uçuşumda kollarım, bacaklarım titredi" Çok disiplinli ve ciddiye alınması gereken bir spor. Sigara, alkol kullanmamanız, uykunuza dikkat etmeniz gerekiyor. Konsantrasyonunuz o gün bozuksa uçağa binmemelisiniz. Hiçbir şey düşünmeyip uçağa konsantre olmanız gerekiyor. Uçağa binip kapısını kapattıktan sonra bütün sorunlarınızı yerde bırakmalısınız. O sizin çocuğunuz oluyor. Siz ondan korkmamalı, onu sevmelisiniz. Siz ondan korkarsanız o da sizi korkutur. Neden? İlk bindiğimde biraz korktum, vücudumu kontrol etmekte zorlandım. Kollarım, bacaklarım titremeye başladı. Yüreğinizin ağzınıza geldiğini hissediyorsunuz. Ama bunlar yerini daha sonra aşka bırakıyor. Çünkü alışınca resmen aşık oluyorsunuz. Zaten bu işi yaparken öncelikle vücudunuzun size izin vermesi gerekiyor. Öyle bir manevra yapıyorsunuz ki 150 kilonun sizin üzerinize geldiğini düşünün. Bunu yaparken gözleriniz kararıyor, geriliyorsunuz. O hızla yerçekimine karşı mücadele veriyorsunuz. Uçağa ilk bindiğinizde de mi korku yoktu? Hayır, dönmüyor. Aslında dönmesi gerekiyor. Gösteriye birkaç arkadaşım ve ablam katıldı. Bazıları "Kalp krizi geçirecektik aşağıda" dediler. Korkunç değil oysa. O manevralar sırasında başınız da mı dönmüyor? Onları çağırmadım çünkü çok korkuyorlar. Annem beni lunaparkta gondola bile bindirmez. Gösteriye çağırsaydım bana engel olabilirlerdi. Babam benimle gurur duyuyor ama yine de o gün beni izleyemezdi. Onun için sadece ablamı ve arkadaşlarımı çağırdım. Ablam çok korktu, bana o sırada sinir bozucu şekilde sakin olduğumu söyledi. Sonra ben onu sakinleştirdim. Gösteriye anneniz, babanız niçin gelmedi? "Yolcu uçaklarını sevmiyorum" Vücudunuzu tanımanız ve nasıl tepki vereceğini bilmeniz gerekiyor. Abur cuburdan uzak duruyorum. Uçağa binmeden önce de hafif bir şeyler atıştırıyorum. Ama bunların midemi bozmayacak şeyler olması gerekiyor. Çünkü yukarıda insan metabolizmasına karşı çıkan bir yerçekimi ile mücadele veriyorsunuz. Uçuş öncesi yediklerinize dikkat etmeniz gerekiyor mu? Kendinizi iyi hissettiğiniz kilonun üzerinde olmamanız gerekiyor. Benim özel bir diyet programım yok. Kilonun önemi var mı? Ben put gibi duruyorum. Sadece o duyguyu hissediyorsunuz. O garip hareketler sırasında bağırıyor musunuz kabinin içinde ya da garip sesler falan çıkıyor mu ağzınızdan? Sadece uçmayı hayal ederim. Bulutların arasında gezmeyi düşünüyorum. Gondola bindiniz mi? Ondan aldığınız zevkin bin katıyla çarpımı gibi bir şey bu. Diyelim ki bir gün sonra uçuşunuz var. Başınızı yastığa koyduğunuzda ne düşünürsünüz? Hayır yok ama uçağa dua okumadan binmem. Kaderci değilim ama insanın kaderini yarattığına inanırım. Sonuçta ben karada ya da havada bir gün öleceğim. Ölmem bu şekilde olacaksa bu şekilde olur. Böyle ölmekten korkmuyorum. Bir uğurunuz var mı? Normal uçakları sevmiyorum. İçindeyken hava basıncından dolayı nefes alamaz gibi oluyorum, sıkılıyorum. Oysa gösteride kullandığımız uçakların üstü açık, saçlarım uçuşuyor. Bu daha güzel değil mi? Yolcu uçaklarıyla aranız nasıl? "Gösteri günü oje sürdüm, parfüm sıktım" Arkadaşlarıma telefon ettim, gösteride giyeceğim tulumu kuru temizlemeye verdim. Kuaföre gittim çünkü güzel görünmek istedim. Saçlarımı toplattım. Sabah banyo yaptım, oje sürdüm, bol parfüm sıktım. Sonra gösteri sırasına girdim. Gösteri gününü anlatın. Neler yaptınız? Kesinlikle böyle bir şey olmaz. Çünkü o beni bu halimle tanıyacak. Bir şeyi kısıtlarsanız onu yok edersiniz. Benimle birlikte olacak kişinin bunu kabul etmesi gerekiyor. Evli değilsiniz, sevgiliniz de yokmuş. Yine de sorayım: Biriyle birliktesiniz ve sizden akrobasi pilotluğunu bırakmanızı istiyor. Tepkiniz ne olurdu? Normalde bu dönemde zaten kadınların dengeleri bozulur, yukarıda ise daha çok bozulur. Onun için doktorlar bu dönemde uçmanın sakıncalı olduğunu söylüyorlar. Çünkü riskli. Ama benim gösterim varsa ben yine de uçardım. Yani risk alırdım. Süreyya Ayhanın başına geldiği için soruyorum. Sizin yaptığınız bu sporda da regl döneminin etkisi var mı?