Cumartesi ‘Arabesk yüzünden müziğe küsmüştüm’

‘Arabesk yüzünden müziğe küsmüştüm’

24.03.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

‘Arabesk yüzünden müziğe küsmüştüm’

‘Arabesk yüzünden müziğe küsmüştüm’



     

     Ali Kocatepe’ye giderken arabada aniden "Bundan böyle düşünerek atın adımlarınızı" diye bir şarkıyı, onun en popüler şarkılarından birini, belki de 25 yıldır söylemediğim bir şarkıyı, bütün sözlerini hatırlayarak söylemeye başladım. Melodi mi sözleri, sözler mi melodiyi hatırlatıyordu, anlamak zordu ama melodi ile sözlerin uyumunun farkındaydım. Ali Kocatepe şarkılarının bir özelliği kabak çekirdeğini, buzlu bademi, yaz piyasalarını çağrıştıran tınılar içermesiyse, bir başka özelliği de sözle müziğin bu uyumudur.
     70’li yılların, hatırladıkça içimizi titreten, annelerimizin şerefine taze poğaçalar ve çay bisküvileri pişirdiği, biz çocuklarınsa ertesi gün girilecek sınavların bunaltısıyla ama yine de neşeyle seyrettiğimiz; sunucusu Güneş Tecelli’nin gaflarını bütün hafta konuştuğumuz, diğer sunucusu Tansu Polatkan’ı (Füsun Önal ile evlenmişti) özel hayatı da merak edilen ilk televizyon yüzü yapmış "Tele Pazaröla önce televizyona döndü Ali Kocatepe. Bir ay içinde de yepyeni şarkılarla oluşturduğu bir albümü çıkıyor.
     Retro, Türk televizyonculuğunda ve Türk popunda da başladı.
     
     70’li yıllar Türkiye’de popun geniş kitlelere ulaştığı bir dönem oldu. Gerçi o yıllarda TRT denetim kurulunu kurarak Türk popunu daha doğarken tırpanlamaya başlamış, kontrolü altına almıştı ama dünyadaki gençlik hareketlerinin dinamiğiyle yine de pop müziğimiz patlama yapabildi. Arabesk furyasına kadar da Türk popunun ivme kazanması sürdü.
     
     Aslında o yıllarda stüdyo, enstrüman bulmak zordu. Şimdi ise artık isteyen evini bir stüdyoya dönüştürebiliyor, enstrümanların sesleri bilgisayarlarda kayıtlı. Ama samimiyeti bulmak zor. Bu yüzden bugün genç müzisyenler o makineleri bırakıp yine akustik müzikte bir çıkış arıyor.
     
     Bu ülkeler çok fazla göç aldı üçüncü dünya ülkelerinden. Ve popüler müzik göçmenlerin eline geçti. Almanya’da mesela Türk hiphopçular çok başarılı oluyor. Fransa’da Cezayirliler çok başarılı.
     
     "Hıncal eskiden gezmezdi, Mehmet’le ben zorlardık"
     Evet, bizde bu tür müzikler daha çok reklam ajanslarında reklam müziği olarak kullanılıyor. Bence Türk müzik endüstrisi sokakla da ilişki kurdu ama bunu şehrin çevresinde, çevre yerleşimlerde yaptı ve bu yüzden de sokak müziği arabesk olarak gelişti.
     
     Benim müziğim Akdeniz müziğidir. Çünkü ben İzmir’de doğdum, büyüdüm ve oradan beslendim. Şimdi yeni albümümde tangodan swing’e, cazdan rap’e birçok türde şarkı ürettiğim halde Akdeniz tınılarından vazgeçmiyorum.
     
     Çünkü 80’li yıllarda arabesk nedeniyle ben müziğe küstüm. O dönemde Erkekçe dergisinin yazı işleri müdürlüğüne başladım. Paramı başka işten kazanmaya başlayınca tabii beste yapmam da yavaşladı. 90’lı yılların başlangıcında pop yeniden hareketlenmeye başlayınca hemen kolları sıvadım ve prodüktörlükle tekrar müzik üretimine geçtim. Aysun Kocatepe’ye albüm yaptım.
     
     Çünkü karı kocanın evde müziği paylaşması çok güzel bir şey. İnsan tanımadığı bir şarkıcıya destek verirse ondan darbe de yiyebilir. Ama insan karısına destek verirse bu tür bir durum olmaz. Tabii erkek müzisyen karısının yeteneğine, sesine güveniyorsa bunu yapmalı. Ben Aysun’un yeteneğine güveniyordum ama aksilikler oldu.
     
     TRT genel müdürü Hıncal’a (Uluç) teklif etmiş bu programı, o da güvendiği arkadaşlarını dahil etti. "Tele Pazaröda biz şarkıcıları, futbolu kullanıyoruz ama bunlar programı daha çok seyrettirmek için. Nasıl Erkekçe’yi çıkartırken kadını vitrin olarak kullanıp Türkiye’nin en iyi yazarlarının yazdığı bir dergiyi sattıysak "Tele Pazaröda da asıl amacımız geniş kitlelere diğer televizyonların reyting uğruna harcadığı kültür ve sanat olaylarını duyurmak.
     
     Hıncal eşinden ayrılmıştı, ben ilk eşimden ayrılmıştım, Mehmet de bekardı. Çok güzel anlaşıyorduk. Hıncal şimdi çok geziyor geceleri ama o zaman gezmezdi, erkenden yatardı. Mehmet ile ben çok zorlanırdık Hıncal’ı eğlence yerlerine götürmekte.
     
     Bir tango yazdım önce. Herkes çok beğendi. Bunun üzerine başka şarkılar yapmaya başladım. Düşündürücü sözler yazmaya özen gösterdim. İyi bir albüm oldu.