Cumartesi “Artık moda sisteminin içinde olmak istemiyorum”

“Artık moda sisteminin içinde olmak istemiyorum”

03.08.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:

Türkiye’de moda denince akla ilk gelen isimlerden Bahar Korçan artık modanın yerine sanat projelerini koydu. Resim yapıyor, şiir yazıyor... Hatta şiirlerinden biri bestelendi. Korçan “Şu aralar hiç modayla ilgilenmek, bu sisteminin içinde olmak istemiyorum” diyor

“Artık moda sisteminin içinde olmak istemiyorum”

Türkiye’de moda tasarımı denildiğinde akla ilk gelen isimlerden Bahar Korçan. Moda Tasarımcıları Derneği’nin kurulmasında, İstanbul Fashion Week, Galatamoda gibi önemli etkinliklerin yapılmaya başlanmasında büyük emekleri var.
Ne var ki o son zamanlarda modadan çok sanatla ilgileniyor, kendi projelerinin dışında farklı disiplinlerden sanatçılarla birlikte proje üretiyor. Bunlardan biri son günlerde Korçan’ın 2007’de yazdığı bir şiir üzerine şarkı besteleyen Jülide Hatay. Bahar Korçan’la bu vesileyle buluştuk, hem yeni projelerini hem de “Şu sıralar hiç uğraşmak istemiyorum” dediği modayı konuştuk.

Yazdığınız bir şiirin sözleriyle şarkı bestelendi. Bunun hikayesi nedir?

Geçtiğimiz yıllarda kısa bir Bahar Korçan kitabı yapmıştık. Jülide Hatay arkadaşım, aradan birkaç sene geçtikten sonra benim şiirimi kitapta okumuş, “Okuduğum anda melodisi aklıma geldi” dedi. Çok sevindim çünkü zaten kitap “Benim Şarkım” isimli koleksiyonumla beraber dağıtılmıştı. Dolayısıyla şimdi Jülide’nin şarkısı oldu. Çok keyif aldığım bir çalışma çıktı ortaya. iTunes’da satışta şarkı, elde edilecek gelir de Doğa Derneği’ne kalacak. Böylelikle aslında farklı alanlarda olup neticede çevreye katkısı olan bir proje gerçekleştirdik.

Haberin Devamı

“Samimi müşterilerim için modaya devam ediyorum”

Son zamanlarda moda dışında sanatla da ilgileniyorsunuz zaten değil mi?

1982’den beri moda alanında çalışıyorum, 92’de kendi markam doğdu. Çok uzun bir zaman dilimi. Artık öyle
bir an geldi ki gerçekten kendimi moda tasarımı alanında sıkışmış hissetmeye başladım. Zaten yaptığım işler hep farklı disiplinlerle buluşuyordu ve ifadesi daha kuvvetli, daha derin anlatımlı şeyler yapmaya çalışıyordum. Geçen sene başladı aslında sanatsal çalışmalarım ağırlıklı olarak. Moda yıllardır bizi arkamızdan kırbaçlayarak kovalayan bir sistemdi; altı ayda bir yeni koleksiyon yarat, o yetmez her an yeni parçalar çıkar...

Şimdilerde neler yapıyorsunuz sanatla ilgili?

Bu aralar bana bu soruyu soranlara “alanımı temizliyorum” diyorum. Hakikaten büyük bir temizlik var alanımda. Üretim yapıyordum zaten, şimdi onlar daha farklı şeylerle birleşiyor. Yine içinde farklı disiplinlerden bir-iki sanatçının da işlerinin olduğu bir şeye hazırlanıyorum. Acelem yok, esneğim. Atölyemi yeniden düzenledik, bir odasında resim yapabilmem için. En keyif aldığım şeylerden biri Doğa Derneği ile olan çalışmalarımız. Ne olduğunu anlatmayayım ama şimdi Urfa bozkırlarıyla ilgili bir projemiz var.

Haberin Devamı

Çevre konusunda çok şey söyleniyor ama bilincimiz gitgide daralmaya başladı. İçinde resimlerin ve belki birkaç kıyafetin de olduğu bir konsepti var projenin. Moda çemberinin dışına çıkınca kendimi bir tık daha iyi hissettim.

Modayla ilişkiniz nasıl devam edecek?

Çok samimi olarak söyleyeyim mi? Şu aralar hiç modayla uğraşmak istemiyorum. Bir tek beni bırakmayan, benim de artık çok samimi olduğum müşterilerim var, onlar geliyorlar. Yine sipariş alıyoruz, bir şeyler hazırlayıp onlara gösteriyoruz.
Ama o moda sisteminin içinde olmak istemiyorum. Farklı alanlarda tasarımlar üretiyorum, o da bana iyi geliyor, kendimi keşfediyorum. Bence bu bir zenginlik. Neticede yaptığımız işten mutlu olmamız lazım. Sosyal sorumluluk olarak da üzerime düşeni yaptığımı varsayıyorum. Moda Tasarımcıları Derneği’nin hayata geçmesi ve devam etmesi konusunda yani.

Haberin Devamı

“Berbat bir tüketiciyim”

Modadan sizi bu kadar soğutan ne?

Yanlış anlaşılmasın; kumaş ve dokular benim için çok önemli. Modanın insanın ruhunu körelten sistemine karşıyım aslında. Dünyada da bu tarz bir uyanış başladı. Hep o sisteme çalışıyorsunuz çünkü bir şekilde para kazanmanız lazım. O sistem de sizi yok ediyor ve birbirinin aynı işler ortaya çıkıyor. Hele Türkiye’de bunun çok örneği var. Daha iyi meyvelerini bir-iki tane dışında vermedi Türkiye’de bu sektör. Bir de yurt dışını bilince... Orada kurallar çok net ve sert. Onlara uymazsanız boşuna çabalamış olursunuz. Denemeye devam edenlerin yolu açık olsun ama uzun süre denemek de insanı yok ediyor. Alexander McQueen intihar ettiğinde hepimiz çok üzülmüştük. Çok yetenekli ve kafası farklı çalışan bir tasarımcıydı. Bu sistem onu bile yok etti. Ne kadar acı değil mi? Bir perdenin önünde pırıl pırıl bir görüntü var ama bence defilenin arka tarafı çok sert.
Hayat bu kadar yıpratıcı olmamalı.

Kimleri beğeniyorsunuz yeni nesil tasarımcılardan?

Gül Ağış’ın ve Zeynep Tosun’un işlerini beğeniyorum. Elif Cığızoğlu heykel gibi, çok ince düşünerek ve çok çalışarak iş yapıyor. Bu isimlerin hiçbiri birbirine benzemiyor. Aslı Filinta’nın tasarımlarını da çok genç ve farklı buluyorum. Aklıma gelenler bunlar. Birçoğunu da birbirine çok benzer buluyorum bu arada. Mesleğin başlarında herkese olan şeyler bunlar, zaman ilerledikçe kendi çizgilerini bulurlar.

Haberin Devamı

Siz nerelerden alışveriş yapıyorsunuz?

Berbat bir tüketiyicim ben. Aslında zaten yıllardan beri öyleydim ama şimdi biraz titiz oldum. Kazanmadığımız bir parayı harcıyoruz insanlar olarak. Herkes “Gerçekten neye ihtiyacım var?” sorusunu sormalı kendine. Artık domatesimi kendim yetiştiriyorum ben mesela. Kıyafet konusunda zaten öyle bir imkanım var. Organik ve geri dönüşümlü malzemeler kullanmaya özen gösteriyorum.

“Gezi, uzun zamandır beklediğim bir haykırıştı”

Gezi Parkı direnişini de desteklediniz...

Aslında çok uzun zamandır beklediğim bir haykırıştı. Ama
bunun bedeli olarak da bir sürü insan yaralandı, öldü. Söylerken bile çok kötü oluyorum (gözleri doluyor). Bunun bedelinin bu kadar ağır olmaması gerekiyordu aslında.
Uzun zamandır konuşulması gereken meseleler bir ağacın haykırışını duymamızla patlak verdi. Kızım
91 doğumlu, onların nesli sayesinde bunu gerçekleştirdik. Bence bir yere gelinmedi ama bir şey başladı. Önemli olan bizim uyanmamızdı. Farkındalığımız arttı. Burası demokrasinin işlediği bir ülkeyse konuşmak zorundayız. İşime gelirken ben niye gaz yedim mesela? Kimse savaş istemiyor ki, barışçıl bir şekilde çözümlenmesini umuyorum.

Haberin Devamı

Benim Şarkım

Bahar Korçan’ın Jülide Hatay tarafından bestelenen şiiri;
Bir adım toprağa
Bir adım ağaca
Bir adım daha buluta
Dön, dön kanatlarla
Bir adım ekmeğe
Bir adım kendime
Bir adım daha sevgiye
Dön, dön sonsuz sese
Ben özgür bir cüceyim
Bırakın beni yıldızlarla söyleyeyim
olmaz hırs küpü devlerle
Ben ıslak bozkırlarda söyleyeyim