Cumartesi Babalar ve kızları

Babalar ve kızları

27.01.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

“Kızlarım İçin” dizisinin dört kız kardeşi Sanem Yeles, Tuvana Türkay, Elifcan Ongurlar ve Ahsen Eroğlu karakterleri ve kendi deneyimleri üzerinden kız evlat olmak üzerine düşüncelerini anlattı...

Babalar ve kızları

Kanal D’de yayınlanan “Kızlarım İçin” dizisinde Fikret Kuşkan’ın canlandırdığı Yaşar karakterinin beş kızını oynuyor Sanem Yeles, Tuvana Türkay, Elifcan Ongurlar, Ahsen Eroğlu ve Naz Ar. Sorunları olan baba-kız ilişkilerini izlediğimiz dizinin dört oyuncusuyla hem karakterleri hem de kendi deneyimleri üzerinden kız evlat olmayı konuştuk.

Haberin Devamı

Kız kardeşlere sorduk:

- Dizideki karakterinizin babasıyla olan ilişkisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu ilişkide eleştirdiğiniz noktalar neler? Sizce böyle bir ilişki nasıl tamir edilir?
- Sizin babanızla ilişkiniz nasıl yollardan geçti yıllar içinde ve bugün olduğunuz kişiye dönüşmenizde nasıl bir etkisi oldu?

Sanem Yeles (Selva)

“Anne-baba kim olduğumuzun aynasıdır”

- Anne-baba hayat boyu yaptığımız her şeyin, kim olduğumuzun aynasıdır bence. Selva karakteri için hep şöyle düşündüm ben, belki kocasıyla babasının bu kadar farklı karakterde olması bile Selva’nın Çetin’e aşık olmasında etkilidir. Selva ve babasının ilişkisinde sorun Selva’nın babasının annesini öldürmüş olduğunu sanması. Ama o da gerçek değil aslında... Yani Selva bu gerçeği; babalarının yaptığı her şeyi aslında “kızları için” yaptığını bilse her şey başka olurdu tabii ki. İlişkinin tamiri de böyle olacaktır. Gerçekler ortaya çıktığında zaten her iki taraf için de eskisinden daha sağlam olacaktır bence. Eleştireceğim nokta da belki sadece bu olabilir: Babanın gelip Selva’ya her şeyi anlatmaması.
- Benim hayatıma etki eden annem oldu. Karakterimin bugünkü hali onunla, arkadaşlarımla, yaşadıklarımla gelişti;
değişti. Kiminle büyüyorsan ve o emeği görüyorsan onu özel görürsün diye düşünüyorum. Annem çok özel bir kadındır,
ben de çok şanslı sayıyorum kendimi.

Haberin Devamı

Ahsen Eroğlu (Suna)

“Özgür bir kadın olmayı babamdan öğrendim”

- Yaşar’ın aile içindeki otorite kaybının etkisini erkeksi tavırlarıyla yok etmeye çalışıyor Suna. Babası tek dayanağı iken, annesini öldürmesi Suna’yı bir karmaşaya itiyor. Görmek istemeyecek kadar öfke duyuyor ona. Cevabını bulamadığı bu kadar soru varken, babasıyla buzlarının erimesi çok zor görünüyor. Yaşar’ın karşısına çıkıp bir açıklama yapması kalbini yumuşatacak ve babasıyla empati kurmasını kolaylaştıracaktır. Babanın iletişim yollarını kapatması, zaten içine kapanık olan Suna’yı ketumlaştırıyor. Ergenlik döneminde bir genç kızın temel değerlerinin sarsılıyor olması, ileride problemleriyle baş etme potansiyelini düşürebilir.
- Çok hareketli bir çocukluğum oldu. Babamdan aldığım feyzle 11 yaşında spora başladım. Ailem uzun yıllar yurtdışında yaşadı, ilk gençlik ve üniversite yıllarım onlardan ayrı geçti. Bu dönemde eski bir atlet olan babamın ilerleyen yaşına rağmen koştuğu maratonlarda üstün başarılar elde etmesinin sporcu kimliğimde büyük etkisi oldu. Enerjimi, her şeyi başarabileceğime olan inancımı babamdan aldığımı düşünüyorum. Babam ve annem hayatıma doğru yön vermeme her zaman ilham oldu. Çok eşitlikçi bir ailem var. Güçlü bir insan olmayı annemden, özgür bir kadın olmayı da babamdan öğrendim.

Haberin Devamı

Babalar ve kızları

Tuvana Türkay (Kumru)

“Aile olmak için her bireyin bir çatı altında olmasına gerek yok”

- Kumru her şeye rağmen aile olmak duygusundan kopmayan bir karakter.
Başımıza ne gelirse gelsin “Biz bir aileyiz” demek, onun en büyük gizli güçlerinden. Tuvana olarak her şeyin gerçek olarak yaşanmasından, su yüzüne çıkmasından tarafım. Mesela Yaşar karakteri kızlarına iyilik için onlardan uzaklaşıyor. Hayır, uzaklaşırsa kendilerini tamamen yalnız ve savunmasız hissederler. Başlarında durması gerek. Anneyi asıl kimin öldürdüğü ortaya çıkmalı. Ne yaşanırsa yaşansın bir aile arasında gizli saklı olaylar, sırlar olmamalı. Benim bu ilişkide eleştirdiğim nokta sırlar. En küçük kardeşi katmıyorum fakat Kumru da Suna da her şeyi bilmeli. Bilirsek birlikten de kuvvet doğar...
- Ben çok güzel bir çocukluk geçirdim. Fakat kız çocuğu olmak ve bence akabinde bu ülkede kadın olmak gerçekten çok zor.
Baba-kız ilişkisinin özel olması, kız çocuğunun babaya aşık olması gibi genellemeler o çocuğun çocukluğunda babasıyla bağının ne kadar güçlü olduğuyla ilgili. Her ailede böyle bir şey yok. Benim annemle babam ben küçükken ayrıldı ve benim annem hem babam hem annem oldu. Aile olmak için her bireyin eksiksiz şekilde, bir çatı altında olması gerektiğine inanmıyorum. İnsan kendi içini ne kadar zenginleştirirse kendi ailesini içinde bile kurabilir. İnsanoğlu yalnız doğar, büyür ve yalnız ölür. Aile güzel bir bağdır fakat hayatta hiçbir şeye olmaması gerektiği gibi, bir bağımlılık değildir.

Haberin Devamı

Elifcan Ongurlar (Sumru)

Haberin Devamı

“Babam benim için hep rol modeldi”

- Sumru’nun babasıyla ilişkisi diğer kızlardan farklı değil aslında. Ancak Sumru’da önem kazanan annesinin ölümü. Sumru kendi halinde, zengin bir yaşam düşüyle geçiriyor zamanını. Ancak annesini yakalayıp, yaşananın olmaması gereken bir durum olduğunu algılıyor ve istemese de cinayet işliyor. Babasının cinayeti üstlenmesiyle Sumru ve babası yaşamlarını sorgulamaya başlıyor ve birbirlerini eleştiriyorlar. Ancak önemli bir nokta var: Sumru, yaşam deneyimi olmayan bir genç kız. Sumru-Yaşar Bey ilişkisinde genel anlamda eleştirilecek çok şey var aslında. Yaşar sürekli vicdan muhasebesi yapıyor, vicdansızlara karşı gelerek bunu yapacağına kızları adına daha farklı girişimlerde bulunabilir. Sevgi yetersiz kalsa da yine de üzerine gidilmesi gereken bir kavram diye düşünüyorum.
- Aynı meslekten olduğumuz için babam benim için hep rol modeldi. yol göstericiliği, sonsuz bir güven duygusu aşılaması, meslek bilgisini aktarması, aile olmanın değerlerini göstermesi ve en önemlisi paylaşmanın çok gerekli olduğunu vurgulaması gelişimime büyük katkı sağladı. Kişiliğimi oluşturan etmenlerin başında babamın bana öğrettikleri gelir.Öyle güzel aktardı ki, sanki kızı değil samimi bir arkadaşıydım. Hâlâ babama “Aşkitom” diye hitap ederim. Anne-kız ilişkisinde hemcins oldukları ve anne çocuğunu 9 ay karnında taşıdığı için duygusallık ağır basar. Ancak akıl ve mantık uygulamasını öğretenin baba olduğunu düşünüyorum. Bunun için baba-kız ilişkisi kadınlar için önemlidir.