Cumartesi Babam beni tatilde sanıyor. Oysa ben...

Babam beni tatilde sanıyor. Oysa ben...

07.12.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Babam beni tatilde sanıyor. Oysa ben...

Hayır, saklayacak bir şeyim yoktu. Huzur içinde koltuğa bıraktım kendimi önce, sonra da kalkıp kapıyı açtım.Eskiden olsa... Evi bir toplardım; iddialıyım, benim diyen ev kadını böyle dip köşe bucak ev toplayamaz. Sevgilinin tıraş losyonu, giysileri, ayıpçı fanzinler, akşamki partiden kalma 238 adet boş bira şişesi, parası babadan peşin alınmış lakin henüz yatırılmamış telefon, elektrik, su faturaları, kredi kartı ekstreleri... Büyük Türk yalanları vardır ya: "Ben babama hiç yalan söylemedim!"Nasıl yani? Ben çok söyledim. Bizim zamanımızda şu acıklı bayram reklamı yoktu. O yüzden de biz bilmiyorduk ailelerimizin bayramda bizi heyecanla beklediğini. Ve katiyen aile ziyaretine gitmiyorduk. Önce tabii en acıklı sesimle evi arardım. Nasıl bozuk sinirlerim, ağladım ağlayacağım: "Ne tatili babacığım, manyak bilmem ne hocası o en beter dersin sınavını tam da bayram sonrasına koymamış mı?"Babamın bir tek kez bile bu yalanı yediğine inanmıyorum, o ayrı. Mühim olan yemiş gibi yapmasıydı. Öyle yapardı. Gençliği anlardı.Fakat bu bayram...Vicdan azabı çekmenizi istemem ama neden bayram tatillerinde gazete okuyorsunuz, anlamış değilim. Bu yazı bayramın ilk gününde yazılıyor. Bu ek bayramın ilk gününde hazırlanıyor. Biz bayramın ilk gününde işyerinde sabahlıyoruz. Bayramın ikinci günü de pazar eki için sabahlayacağız.Hah, siz de oturmuş okuyorsunuz bunu şimdi. İçiniz sızlamıyor mu? Siz şimdi içten içe seviniyorsunuzdur da... "Allahın sopası yok, böyle vurur işte. Babasına yalan söyleyip yine tatile gidecekti" diyorsunuzdur. Sahi öyle mi diyorsunuz? Demeyin! Evimi özledim.Ben şimdi Mehmet Yılmazın mı elini öpeceğim? Büyük şefe bayram ziyaretine gitsek baklava ikram eder mi? "Benim balonlarım vardı / Onları kimler aldı?"Bari Kurban Bayramında bir destek atsanız. Gazete almasanız. Ne tatili? Hangi tatil yöresi heyecanla bekler beni? Dubai belki... Yok canım; valla billa, ekmek çarpsın ki eve gideceğim! Geçen gün babam ziyaretime geldi. Aşağıdan arayıp kapıyı açmamı söyleyince... Nasıl fırlamışım! Ben şimdi ne yapacağım? Mutlaka ortalıkta onun görmemesi gereken bir şeyler vardır. Fakat işte nedir bunlar? Bu kadar kısa süre içinde nasıl tespit edilip ortadan yok edilirler? Arkayı kollamaktan önümüzü göremiyoruz "Ak Parti iktidar oldu ya, bakalım daha neler yapacaksınız?" dedi müstehzi bir ifadeyle.Ne alaka? "Müslümanlıkta cumaları da tatil ya, bize yaranmak için cuma eki yaptınız, di mi?" Yok artık! Bu kadarı da, ne bileyim, PARANOYA!Sonra bir başka arkadaşım, bu seferki CHPli, "AKP milletvekili lojmanlarını niye satıyor?" diye sordu bilmiş bilmiş.Niye satıyor?"Çünkü milletvekillerinin hepsinin karısı ya türbanlı, ya çarşaflı."Eeee? "Eeesi, cümbür cemaat lojmanlara girip çıkarken çok dikkat çekeceklerdi."Tesadüf mü? Belki... Öyle paranoyak olduk ki, biri bizi takip ediyor mu diye arkamıza bakmaktan önümüzü göremez olduk gibi geliyor bana. AKPye oy veren bir arkadaşım "Cuma günleri de ek çıkarıyormuşsunuz" dedi. Doğru. Çıkarıyoruz. Kuşlar, ördekler... Kahretsin, ağlıyorum! "The Sopranos" adlı dizide mafya babası Tony Soprano ile psikoloğu arasındaki bu diyalog -kahretsin- beni ağlattı!!! Dr.: Nasıl bir kuş?Tony: Martı gibi bir şey.Dr.: Su kuşu yani.Tony: Geçen hafta "Kuşlar"ı izledim, o yüzden mi?Dr.: Neler su kuşudur?Tony: Pelikan, flamingo...Dr.: Ya ördekler?Tony: O lanet ördekler!Dr.: Ördekler neden bu kadar önemli?Tony: Bilmem, hoş bir şeydi... O yabani hayvanların havuzuma gelmesi... Küçük yavrularının olması... Gitmelerine üzüldüm... Tanrım, kahretsin; ağlayacağım. (Ve Tony Soprano ağlar!)Shockhaber / Deux-mac Tony: Dün bir rüya gördüm. Göbek deliğim bir yıldız vidaydı. Gevşetmeye başladım. Gevşetince penisim düştü. Onu aldım. Elimde tutarak koşmaya başladım. Lincolnümü tamir eden adamı arıyordum. Onu takması için. Onu elimde tutuyordum. Bir kuş saldırıp gagasıyla onu aldı. Uçup gitti. Televole Dubaide tatilde Hülya Avşar, kızı Zehra ile Dubaide. Tamer Karadağlı ve karısı Arzu Balkan, Dubaide balayı yapıyorlar.Dilek Hanif, Berna Yılmaz, Mehmet Gazioğlu, Leyla-Mehmet Gönyeli... Dubaideler.İbrahim Tatlıses barışma hediyesi olarak Derya Tuna ile İdoyu Dubaiye göndermiş.Gazeteci olacaksan Televole muhabiri olacaksın. Şimdi Dubaide haber arıyor olurdum. Acaba Zehra ile İdo... Aman nereden çıkarıyorsunuz bunları?Daha çok küçük onlar! Binlerce Türk, Dubaiye tatile gitti. Bu bayramda Dubaide her metrekareye 1 Türk ünlüsü düşüyor. "Köşe yazarları budalalaştırıyor" Hilmi Yavuzun denemelerini derlediği yeni kitabı "Budalalığın Keşfi"ni okurken korkarak sordum: "Hoca benim de budala olduğumu düşünüyor mu?"Düşünmüyormuş efendim, benim bir üslubum varmış! Öyle demiş.Ama ben yine de kendimi tenzih etmeyeceğim: Köşe yazarlarından sıkıldıysanız, farklı bir lezzet arıyorsanız "Sanat elitisttir. Her şeyin sıradanlaştırılması yanlış. Köşe yazarları budalalaştırıyor. Çünkü her şey en alt düzeyde, herkesin beğenisi üzerine kuruluyor. Herkes anlasın diye indikçe iniyoruz. Bu da bizi budalalaştırıyor" diyen Hocanın yeni ve eski kitaplarında aradığınızı bulacaksınız. İnsan tanımadığı birinin eksikliğini hisseder mi? Hisseder! Hilmi Yavuzun eksikliğini hissediyorum ben hayatımda. Zira sağım solum Hocanın öğrencileri ile dolu. Hoca denince benim aklıma bilumum kimyasal reaksiyonlar geliyor, onların aklına ŞİİR. Reaksiyonlardan şikayetçi değilim ama keşke şiiri de bu kadar iyi bilseydim. "İnsanlar düşününce, Tanrı hep güler" tubakyol@yahoo.com Ertuğrul Özkök, Cogito dergisinin bahar sayısından esinlenerek "Entelektüeller gerekli midir?" diye sordu. Karşı-soru Yeni Şafak yazarı Kürşat Buminden geldi: "Gazeteciler gerekli midir?"