Cumartesi “Bana enerji veriyorlar”

“Bana enerji veriyorlar”

03.01.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Kayda gitmeden mum yakıp reiki yapan Mabel Matiz, stüdyoya da ona ilham veren kişilerin fotoğraflarını asıyor. “Böyle şeylere inanan biriyim. Onların ruhani enerjilerini karşımda görmek iyi geliyor” diyor

“Bana enerji veriyorlar”

Galatasaray’da, Babajim Stüdyoları’ndayız. Mabel Matiz üçüncü albümünün vokal kayıtlarını yapıyor. Buradaki kayıt odası penceresiz, dört duvar bir oda. Kayıt için içeri girip kapıları kapatınca kimseyi görmeniz mümkün değil. Mabel’in önündeki mikrofonlara doğru şarkı söylerken yüzünü döndüğü duvarda ise bir Barış Manço resmi asılı.

Haberin Devamı

“Burası biraz klostrofobik bir yer. Bana ilk gösterdiklerinde ‘Ben burada şarkı söyleyemem’ dedim” diye anlatacak daha sonra Mabel. “Teknik ekipman çok iyi filan diyerek beni sakinleştirdiler. ‘Sana burada istediğin gibi bir dünya yaratırız’ dediler fakat kimse dünya filan yaratmadı. Ben de şarkıları kaydetmeye başladığımızda önümdeki duvara ilham aldığım birilerinin fotoğraflarını yapıştırmaya başladım. İlk gün Zeki Müren fotoğrafı vardı, sonra Fikret Kızılok, Aysel Gürel, en son da Barış Manço’yu koydum. Devamı gelir. Daha beş şarkı okuyacağım çünkü.”

Stüdyoda şarkı söylerken kalabalık seyirci isteyenini de kimseyi görmek istemeyeni de biliyorum ama fotoğrafa bakıp şarkı söyleyenini ilk kez görüyorum galiba.

Haberin Devamı

“Enerji veriyorlar bana” diyor Mabel. “Böyle şeylere inanan bir insanım. Bütün bu adını kazımış isimlerden ilham almış biri olarak onların görsel ya da ruhani enerjilerini karşımda görmek, hissetmek bana çok iyi geliyor.”

“Kayıt odasında havaya girmem yarım saat alır”

Her yerde rahatlıkla şarkı söyleyebildiğini ama stüdyoya
girdiği zaman zorlandığını anlatıyor Mabel sonra. Düzenleme ve
enstrüman kayıtları neyse de şarkı söyleme aşamasında “stüdyo psikolojisi” denen şey onu çok etkiliyormuş. “Gelmeden önce evde mum yakıyorum, bazı günler reiki yapıyorum. Onlar da ruhu yükseltiyor. Kayıt odasına geçtiğimde havaya girmek yarım saatimi filan alıyor. Bazen giremiyorum ve bugün yapmayalım deyip çıkıyorum.”

Mabel’in şubat ortalarında çıkması planlanan yeni albümünde 14 şarkı yer alacak. Bunlardan biri eski bir şarkının cover’ı. Bir de yabancı bir şarkının Mabel tarafından Türkçe adapte edilmiş versiyonu var.

“Mabel Matiz’i başından beri çok seven, sesini ve şarkılarını çok etkili bulanlar olduğu kadar, onun şarkı söyleme biçimi ve ses tınısını beğenmeyenler de oldu. Okumuş, duymuşsundur mutlaka” diyorum.

“İlk albüm çıktığında bunları duyunca kahroluyordum” diyerek itiraf ediyor üzüldüğünü Mabel. “Sonra o akan yol içinde buna üzülmek yerine, bunun üzerine bir şeyler koymaya çalışmanın daha olumlu olacağını düşünmeye başladım. Zaten ilk çıktığımdan bu yana şarkı söyleme biçimimi daha olumlu bir yerlere taşıdığımı düşünüyorum. Birileri tabiki çok sevecek, birileri de sevmeyecek. Bu yapılan her iş için böyle. Kaldı ki bu kadar alternatif, otantik ve bağımsız bir yerden çıkan bir müzik dilinde daha şiddetli hale geliyor bu. Bununla halleştim artık. Sadece saygı unsurunu hep gözetiyorum. Bir şeyleri tabii ki sevemeyebiliriz ama saygı önemli.”

Haberin Devamı

“İlk defa bu kadar teslim oldum”

“Biraz huysuz musun stüdyoda?”
“Evet” diyor hiç sözünü sakınmadan. “İlk defa bu kadar teslim oldum. Önceki albümlerde her an düzenlemeleri yapanların ve çalanların tepesindeydim ama bu albümde prodüktöre anlatmam gereken şeyleri anlatıp, bir şarkı yazarı olarak şarkının nasıl akması gerektiğini izah edip gerisini ona bırakıyorum. Bu ilk defa yaptığım bir şey. Başak burcuyum ben. Çok takıntılıyım. Önceki albümlerde çok kavgalar ettik. Mesela geçen albümde en çok sevilen şarkılar, en kanlı, en zor kaydedilmiş şarkılardır aslında. ‘Zor Değil’, ‘Aşk Yok Olmaktır’, ‘Yaşım Çocuk’... Bu albümde daha bir barış içerisindeyim.”

Haberin Devamı

Yazının tamamını Milliyet Sanat dergisinin ocak sayısında okuyabilirsiniz.