Cumartesi Bana kötü adam rolü verenlere teşekkürler

Bana kötü adam rolü verenlere teşekkürler

11.12.2010 - 01:00 | Son Güncellenme:

YAKINDA iki sinema filminde izleyeceğimiz, “Ezel” dizisininin Cengiz’i Yiğit Özşener: “Kötü adam rolünü oynayabileceğimi düşünüp bana teklif edenlere teşekkürler. İnsanı geliştiren bir deneyim."

Bana kötü adam rolü verenlere teşekkürler

Ben özgürüm, sadece özgürüm!” 10 sene önceden kalma bir reklam sloganı olmasına rağmen birçok insan için hâlâ tanıdık bir cümle. Kovboy şapkalı Özgür Kız ile dağda, kırda, bayırda karşılaştığı yakışıklı Özgür Çocuk’tan bahsediyorum.
Özgür Çocuk Yiğit Özşener şu an 38 yaşında. 10 yıl boyunca birçok TV dizisinde ve sinema filminde yer aldı, bir yandan da tiyatroya devam etti. İlk günkü popülerliğine benzer bir durumu “Ezel” dizisinde canlandırdığı Cengiz Atay karakteri ile yakaladı.
Hakkında “Röportaj vermekten hoşlanmaz. İlk başta biraz ukalalık yapacaktır, aldırma. Sorularının hepsini cevaplamasını da bekleme” diyerek uyarıldığım aktör ile Fındıklı Parkı’nda buluşup kahvaltı ettik. Ben gergindim, o ise uykulu. Böylece ilk ortak noktamızı bulduk: İkimiz de erken uyanmaktan hoşlanmıyoruz.
Denize karşı kahvelerimizi içerken bir anda “İçimden atlamak geliyor. Atlasak mı? Ne dersin?” dedi.
Biraz rahatladım, “En azından espri yapıyor” dedim. Ancak sonra anladım ki espri değildi, canı yüzmek istiyordu ve aralık ayında olmamızın önemi yoktu. O canı ne zaman ne yapmak istiyorsa yapanlardandı.
Özşener az konuşan bir adam. Konuşurken gözlerini sizin üzerinize diken, her hareketinizi takip eden, sözünüzü asla kesmeyen, hatta cümleniz bir nedenle yarım kalmışsa onu bitirmeniz için ısrar edecek kadar da meraklı bir adam. Yaptığı işi çok seviyor, ünlü olmaksa pek umurunda değil. “Ben Yiğit’im. sokakta insanların beni tanıyor olması bunu değiştiremez”
diyor. Sohbetimizin sonuna doğru konu aşka geliyor.
Kısa bir sessizlikten sonra gözlerini uzakta bir noktaya dikip “Sana bir şey söyleyeyim mi? Ben hâlâ çaresizce aşka inananlardanım” diyor.

Haberin Devamı

Bana kötü adam rolü verenlere teşekkürler
Magazinde yer almıyorsunuz. Polemiklerden uzak duruyor, paparazzilere yakalanmıyorsunuz. Hatta röportaj vermekten de kaçınıyorsunuz. Bu “gizemli” halin özel bir nedeni var mı?
İşimle anılmak gibi bir derdim var. Bunun için hayatımı ona göre yaşıyorum. Bile bile lades demiyorum, kameraların olduğu yerlere gitmiyorum. Şikayetçi de değilim. Oyunculuk bir paket program. Siz her hafta insanların evlerine konuk oluyorsanız onların da hayatınız hakkında yorum yapma hakları var. Ayrıca popülerliğin insanı değiştirmemesi gerektiği kanaatindeyim. Ben Yiğit’im. Ne iş yaptığımın ya da sokakta kaç kişi tarafından tanınıyor olduğumun bir önemi yok.

Sokakta nasıl tepkiler geliyor? Popüler bir dizide kötü karakteri canlandırıyorsunuz. Sataşanlar oluyor mu?
Ben öyle olmasını bekliyordum, Türk halkı kötü adamlara tepki verir ya. Ama olmadı. Cengiz seviliyor çünkü çok gerçek bir karakter, süslenmiş biri değil. Pelerini de yok, kahraman olmaya çalışmıyor. Enteresan bir şekilde çocuklar da seviyor onu. Mesela yazın sahilde bir çocuk elleri deniz kabuğu dolu yanıma geldi. “Cengiz abi” dedi, “Bunları senin için topladım. Denize beraber atlayalım mı?” Ben de “Tabii. Hadi koş atlayalım.”

“Ezel’in senaryosunu okur okumaz başarılı olacağını anlamıştım” demişsiniz...
“Ezel”e başlamadan “Ya çok tepki çeker ya da çok beğenilir” diyordum. Haklı da çıktım. Farklı bir işti. Piyasada ne tutuyorsa onu yapmak eğilimine karşıyım. “Bu programları yapıyoruz çünkü seyirci bunu istiyor” lafı saçma. n İki projedir kötü adamı oynuyorsunuz.

“Bu rol üzerime yapışır” endişeniz var mı?
Öyle bir endişem yok. Kötü adamı oynayabileceğimi düşünüp bana teklif edenlere teşekkür ederim. Bu insanı geliştiren bir deneyim. Kimseye “Neden iyi adamı oynuyorsun?” diye sorulmaz, hep “Neden kötü adamsın?” sorulur. Zaten bu kötü adamlığa bir süre ara veriyorum. Sinema filmlerim “Aşk Tesadüfleri Sever”de de “Kaybedenler Kulübü”nde de kalbi kırılan iyi adamım.

Haberin Devamı

“Üniversiteye kadar oyuncu olmak aklıma gelmemişti”

Yıldız Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği’ni bitirmişsiniz. Oyuncu olmaya nasıl ve ne zaman karar verdiniz?
Her fırsatta ortaya atılan, girişken çocuklardan değildim. İzmir’de büyüdüm, anneannemin bahçesindeki ağaçların tepesinden inmezdim. Üniversitede mühendislik popüler diye bu bölümü seçtim. Okul başlayınca da sosyalleşmek için tiyatro kulübüne girdim. Oyunculuk o noktaya kadar aklımdan geçmemişti. Baktım ki bu işi hobi olarak yapmak beni kesmeyecek, Şahika Tekand’ın Stüdyo Oyuncuları’na katıldım.

Biz sizi reklamdaki Özgür Çocuk olarak tanıdık...
Tanınmamı o kampanyaya borçluyum. Televizyon önemli bir vitrin. O dönemler dizi gibi devam eden, karakterlerini yaratan reklamlar yoktu. Özgür Kız ve Özgür Çocuk bu yüzden olay olmuştu.

Haberin Devamı

Bana kötü adam rolü verenlere teşekkürler


Yiğit Özşener “Ezel” dizisinde Kenan İmirzalıoğlu’nun çocukluk arkadaşı ve can düşmanı Cengiz Atay’ı canlandırıyor.

“Kadın hayranlarım için maketimi yaptıracağım”

Çok fazla kadın hayranınız var. “Yerli Jude Law” deniyor size...
Bence Jude Law’a benzemiyorum. Gerçi bu konuda pek kafa yormuyorum ama tabii ki beğenilmek güzel. Kimisi abartılı tavırlar sergileyebiliyor, kimisi çok tatlı yaklaşıyor. Benim tepkilerim de onlara göre değişiyor. Bunaldığım zamanlar için de çare buldum: Maketimi yaptıracağım. Ayın 11-13’ü arasında Sultanahmet’te, 14-15’i de Kadıköy’de dolaşacak. Sarılıp öpmek isteyenler ona gidecek (Gülüyor).

Lisede, üniversitede de beğenilen bir adam mıydınız?
Sonuçta nasıl görünürseniz görünün, popülerliğin etkisini yadsıyamazsınız. Demiştim ya oyunculuk bir paket program, popülerlik ve beğenilme de bununla birlikte geliyor. Size ilgi gösteren insanların kaçı gerçek onu da siz ayırt etmek durumundasınız.

“Naomi Watts gelse hemen evlenirim” demişsiniz. Kafanızdaki ideal kadın o mu?
O lafı bir programda aceleyle söyledim. Hoş kadın, çok beğenirim o ayrı ama ideal bir tipim yok. Ben ilk görüşte hissedilenlere güveniyorum. Aşk insana “Asla yapmam” dediği şeyleri yaptıran, “Nefret ederim” dediklerini sevdiren garip bir duygu. Ben de hâlâ ona çaresizce inanıyorum.

Evlenmeyi, baba olmayı düşünüyor musunuz?
38 yaşındayım. Bazen aklıma geliyor ama çocuk için en önemli şey sevgi. Ona zaman ayırmanız hatta hayatınızı ona göre yaşamanız gerekiyor. Bu şu an benim için imkânsız. Ama büyük konuşmam. Nasıl şuradan çıkıp bir otobüsün altında kalabilirsem baba olma ihtimalim de var.