Cumartesi 'Bazı aşklarım gerçek değilmiş'

'Bazı aşklarım gerçek değilmiş'

22.09.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

Bugüne kadar anne rollerinde görmeye alışkın olduğumuz Ece Uslu: “Evlilik ve çocuk yapmak zorunluluk değil. Aşk, bir enerji hali. Bugünkü bilincimle yaşadıklarımın bazıları gerçek değilmiş diyebiliyorum”

Bazı aşklarım gerçek değilmiş

Ece Uslu, daha çocuk yaşlarda başladığı oyunculukta 28 yılı geride bıraktı. Birçok kişi onu “Kara Melek” dizisiyle fark etti. “Zerda”, “Karagül” gibi uzun soluklu projelerin ardından son olarak “Dayan Yüreğim”le izleyici karşısına çıktı. Geçtiğimiz günlerde 44’üncü yaşını kutlayan oyuncu, bir süredir dizi setlerinden uzaktaydı. Dinlenip, enerjisini yenilediğini söyleyen oyuncunun sevenlerine bir sürprizi var! Kudret Sabancı’nın yönetmenliğinde önümüzdeki aylarda çekilecek bir sinema filminde rol alacak. Bütün yazı geçirdiği Çeşme’deki evinden kısa bir iş için İstanbul’a gelen Uslu’yla yaşadığı değişimleri, gelecek planlarını konuştuk...

Haberin Devamı

- “Dayan Yüreğim” dizisininin ardından uzak kaldınız ekrandan...

“Dayan Yüreğim”den önce “Karagül”de oynamıştım. Dört sezon süren, temposu, draması çok fazla bir işti. Dinlenmeye, enerjimi yenilemeye ihtiyacım vardı. Ama çok ısrar ettiler, başlarda istemesem de başladık. Planlanandan daha kısa sürdü. Ardından yeni bir şeye başlamak istemedim. Uzun zamandır hayalini kurmuş olduğum şeyi yaptım; dinlendim. Dolu dolu 4 ayımı Çeşme’de geçirdim.

Bazı aşklarım gerçek değilmiş

- Yeni sezonda ekranda görebilecek miyiz sizi?

Henüz değil, doğru projeyi bekliyorum. Bugüne kadar hep zorluklar içindeki güçlü kadınları canlandırdım. Ters köşe bir karakter istiyorum. Ben bir oyuncuyum ve açım. Sürekli yeni bir şeyler denemek istiyorum.

- Peki ya sinema?

Haberin Devamı

Aralık ya da ocak gibi Kudret Sabancı film çekecek. Konuştuk, resmi olmasa da anlaştık. Bir suç hikayesi. Senaryoyu ilk 5-6 yıl önce görmüştüm; şimdi son halini okudum. Hem geçmişi hem bugünü anlatıyor. Güzel, keyifli bir iş.

“RUHUMUZU GENÇ TUTMAK ELİMİZDE”

- Kariyerinizde bulunduğunuz noktayı nasıl değerlendirirsiniz?

15 yaşında başlayıp, minik minik adımlarla ilerledim. Parlayıp yok olmak diye bir şey var. Öyle bir şey yaşamadım şükürler olsun. Çok da yıprandığım zamanlar oldu. Ama burdayım, mesleğimi yapmaya devam ediyorum. O açıdan şanslı buluyorum kendimi.

- Geçtiğimiz günlerde 44’üncü yaşınızı kutladınız. Instagram hesabınızdan “Çocukluğumdan beri takıntılı olduğum yaşıma ulaştım” mesajı paylaştınız. Nedir bu takıntı?

Neden bilmiyorum ama 4 sevdiğim bir rakam. Küçüklüğümden beri, “Acaba 44 yaşında bir şey olacak mı?” diye düşündüm. Tabii ki olmadı...

- Nasıl bir şey bekliyordunuz?

Öyle kesin bir beklenti hali değil de sanki hayat bana farklı bir şey getirecek sanırdım. Çocukken 44 yaş bize çok uzak geldiğinden belki... Kadın için 40’lı yaşlar kendini bulduğu yaşlar. Önemli olan içimdeki çocuğu kaybetmemek. Bedenimiz yaşlanıyor ama ruhumuzu genç ve dinç tutmak elimizde. Hem güzel hem de zor şeyler yaşadım. Olgunlaştım ama bir yandan da aynı kişiyim. Sadece hatalarımı tekrar edip kısır döngü içine sokmuyorum kendimi.

Haberin Devamı

- Anne ve babanız siz 13 yaşındayken ayrılmış... Bu durumun hayatınıza yansımaları nasıl oldu?

Biz annemle büyüdük diyebilirim. Yorduğu zamanlar da birçok şey kattığı da oldu bize. Aslında bunlarla ilgili çok düşündüğüm zamanlar da oluyor. Hatta geçtiğimiz günlerde “Recall Healing” adlı bir eğitim programına katıldım. Sevgili Pınar Gogulan’ın aracılığıyla Dr. Gilbert Renaud gelmişti Türkiye’ye...

- Nasıl bir programdı?

Dr. Gilbert Renaud yönetiminde hayatımızın şifresini çözmek üzerine bir sistem. Bir takım hastalıkların sebebini bulmak için kökenine bakmamızı sağlıyor. Sürekli bir değişim dönüşüm içerisindeyiz. Daha çok kendimi keşfetmek amacıyla katıldım. Gilbert diyor ki, “Kim olduğunu öğrenmek istiyorsan, önce kim olmadığını öğren!” Hepimizin yükleri var, potansiyelimizi keşfetmek için takım çantamıza ekleyebileceğimiz şahane bir anahtar bu gibi eğitimler.

- Aşkın sizdeki karşılığı nedir? Bir dönem, “Zor ve hastalıklı bir şey” diye tanımlamıştınız... Hâlâ aynı düşüncede misiniz?

Haberin Devamı

Aşk, bir enerji hali... Hiçbir şeyi kendimiz seçmiyoruz, bilinçaltımız seçiyor. Bu kanıtlanmış bir gerçek. Bir şeyden etkileniyor ve onu içimizde büyütüyoruz, bu şekilde kendimizi aşık ediyoruz belki de. Beklentilerimiz ve hayallerimiz oluyor ilişkide, bu beklentiler de karşılanmayınca ilişki hastalıklı bir hale gelebiliyor. Ben de aşklar yaşadım, bugünkü bilincimle acaba yaşadıklarım gerçek aşk mıydı diye sorduğumda kendime, bazılarına “hayır değilmiş” diyebiliyorum.

“GÜZELLİK BİR BÜTÜNDÜR”

- Rol aldığınız yapımların çoğunda anneydiniz. Özel hayatınızda anne olmayı istemediniz mi?

30’larımda evleneyim, çocuk yapayım dediğim zamanlar oldu, hormonlar da etkiliyor... Bugünkü bilincimle bunların zorunluluk olmadığı düşüncesindeyim. Hatta biraz da toplum baskısı var bu konuda. Ama her insanın kendini sorgulaması, ne istediğini bilmesi gerekiyor.

- Yıllardır hiç değişmediniz. Nelere dikkat ediyorsunuz?

Güzellik bence bütün. Bazen çirkin denilen biri öyle bir konuşur ve enerji verir ki dünyanın en güzel insanı olur. Bu erkek için de geçerli. Kendi adıma elimden geldiğince sağlıklı beslenmeye, spor yapmaya ve doğal şeyler kullanmaya çalışıyorum.