Cumartesi Bebeğimin banyosu

Bebeğimin banyosu

19.05.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

İlk banyoları bol bağırtılıydı. Sonra Anneler Günü'nde bana şahane bir hediye verdi kızım. Hiç ağlamadı. Hiç. Sadece izledi babasıyla annesini

Bebeğimin banyosu

O dalmış emerken, ben ılık suda ıslattığım gazlı bezle kulaklarının arkasını bir güzel siliyorum. Gıdısının altında sıcaktan oluşan kızarıklıklar içinse yapacak fazla bir şey yok. Boynunu kaldırmıyor ki! Ancak gerindiğinde, esnediğinde... O gıdının altına ulaşmanın başka imkanı yok. Ama boynu, ensesi, kulak çevresi ve gıdısında oluşan bu kızarıklık ve kuruluklar, çoğu kez sıcaktan, bazen de vücudun nemsiz kalmasından oluşurmuş; çözüm, banyosundan yarım saat önce bir pamuk yardımıyla bu bölgelere badem yağı sürmek. Bebeğinizi göbeği düştükten iki gün sonra yıkayabilirsiniz. Yıkarken de aynı bölgelerin temizliğine özellikle dikkat ediyorum ben. Kulak arkasını, boynunu, koltuk altlarını, avuç içlerini, aralarında küçük pamukçukların toplandığı incecik, minicik parmaklarının aralarını yıkamaya çalışıyorum."Çalışıyorum" dedim çünkü bütün bunları ancak kızım izin verirse yapabiliyorum. Kollarını kaldırmak mümkün olamıyor bazen. Öylesine güçlü. Avuçlarını açabilmek, zaten kendi başına bir başarı. Yüzünü de yıkamalı tabii. "Kaynanan geliyor kızım, ağzını burnunu topla" dermiş eskiler. Burnunu ve ağzını böyle diyerek yıkarlarmış bebeklerin... Bana en ilginç, hatta korkutucu gelense, büyüklerin, bebeğime dokunuşlarımla şekil verebileceğimi söylemeleri. "Alnını da masaj yaparak yıka ki, yüksek alınlı olmasın", "Arada bir yüzüstü yatır ki, göğsü yüksek kalmasın", "Burnunu düzeltmeyi aman unutma"... Bir bebeğin vücut bakımının bu kadar özen gerektireceğini düşünmemiştim daha önce. Onu dikkatle izlemeniz gerekiyor. Emzirirken çoğu kez onun sakinliğinden de faydalanarak kontrol ediyorum sağını solunu. Gördüklerimi, ikinci emzirme seansı sırasında ortadan kaldırmaya geliyor sıra. Bunları yapmazsam kızımın yüksek bir alnı, tavuk gibi bir göğsü ve kocaman bir burnu mu olur; bunlardan beni mi sorumlu tutar büyüdüğünde? Kızımın banyoyla ilişkisi konusunda hâlâ bir fikrim yok. Çoğunlukla ağlıyor yıkanırken. Fakat ben ilk günlerden itibaren kızımın banyodan hoşlanmadığı yönündeki söylentilere sırt çevirdim. Bütün hamileliğim boyunca suyu sevmesini diledim çünkü. Yüzerken onun da bunu hissettiğine inandım. Uzun uzun kaldım suyun içinde ki, suyun rahatlattığını görsün, anlasın... Şimdi suyu sevmeyen bir çocuğumun olması can sıkmaz mı? Daha soyunurken ağlamaya başlıyordu. Kollarını, bacaklarını sanki boşlukta kalmış gibi, düşecekmiş gibi sallıyordu. Bu nedenle, kızımın sudan değil, çıplak kalmaktan korktuğunu düşündüm. Bir güvensizlik ve boşluk duygusu uyandırıyordu bu onda. Altı açılırken çok mutlu, o ayrı. Ama gövdesi açıkta kalmasın, kıyamet kopuyordu... Neyse ki, kendisiyle konuşunca durumu kavradı. "Kızım bak, yaz geliyor. İstemesen de soyunacaksın. Çok sıcak olacak çünkü."Sonra sonra çıplak kalmaya da pek itiraz etmez oldu. Eğer keyfi yerinde değilse, her şeye itiraz halinde tabii. Ama özel bir şey söz konusu değilse, soyundurulduğu vakit sadece sağa sola bakıyor, izliyor etrafı. Söylentilere sırt çevirdim Neyse, ilk banyoları bol bağırtılıydı. Sonra Anneler Günü'nde bana şahane bir hediye verdi kızım. Hiç ağlamadı. Hiç. Sadece izledi babasıyla annesini. Bir tek "Kaynanan geliyor..." kısmını sevmedi, ık mık etti. Onu yüzdürdük önce... Sonra sabunladık, duruladık, kuruttuk. Hep baktı. Ne büyük mutluluk. Ama bir sonraki gün, en büyük ağlama performansını gösterdi. Elim ayağım birbirine dolaştı. Yıkadığıma yıkayacağıma bin pişman oldum. Her gün yıkamalı oysa. Hem suya alışması da daha kolay olur. Ama böyle susmamacasına ağladığında, "Lazım değil, her gün yıkanmasın yahu!" diyorsunuz. Fakat pes etmek yok. Bir sonraki gün tekrar denedik yıkamayı. Yine ağladı. "Eyvah" dedim. "Huzursuzken yıkamaya çalıştım dün; o da intikam alıyor işte. Sudan nefret edecek artık!" Ama kaçış yok. Üçüncü denemede, yine sakiniz. Sanırım babasının varlığı etkili oluyor. Babası varken daha sakin, daha mutlu yıkanmaktan. Bunu kullanmalı öyleyse! Pişman oldum