“Birbirimizi geliştiriyoruz”

-Çağla hanım öncelikle tebrikler, PWA’da üçüncü oldunuz.

Teşekkür ederim. Dünya şampiyonasında böyle bir derece aldığım için gerçekten çok mutluyum.

-Özellikle bu sene kadın sporcularımız sıralamada çok iyiydi, erkekler ise tam tersi.

Bu bireysel sprocularla ilgili bir şey. Mesela Lena (Erdil), hayatını bu işe vermiş bir sporcu. Kış aylarında Güney Afrika’da antrenmanlarını sürdürüyor. Hatta hepimizden önce yarışlara başlayan kendisi. Sonra ben de onun peşinden yarışlara gideyim dedim. Yıllar sonra Fulya’yı (Ünlü) yarışlara sokmaya başladım. Yani aslında biz birbirimizi sürekli geliştiriyoruz ve yurt dışı yarışlarına gidiyoruz. Erkeklerden Enes var yurt dışı yarışlarını takip eden ve sıkı çalışan. Bora’nın da (Kozanoğlu) yurt dışı yarışlarına asılması gerekiyor.

-Sörf akademiniz, yarışlar, kızınız Selin derken çok yoğun bir süreç geçirmiş olmalısınız. Nasıl yetişiyorsunuz?

Aslında ben yoğun bir hayat yaşıyorum. Gerçekten hayatım hep böyleydi. Selin’in doğumuyla biraz daha sıkıştı. Bazen bana “Tatilde ne yapacaksın?’ diye soruyorlar, ben tatil diye bir şey bilmiyorum. Zaten bizim için tatil antrenman demek. Artık her ne yapıyorsam ona en doğru şekilde konsantre oluyorum veplanlı davranarak birçok şeyin üstesinden geliyorum.

“Eşim aynı zamanda ortağım, problem çıkmıyor”

-Akademide eşinizle birlikte çalışıyorsunuz, özel hayatla ve iş hayatı arasındaki dengeyi nasıl kuruyorsunuz?

Biz bir problem yaşamıyoruz bu konuda. Aslında çok aynı düşünen insanlarız. Tabii ki arada ufak tefek farklılıklar da olsa genel anlamda aynı etik değerlere sahibiz. Çalışma hayatı zaten bizim için keyifli geçiyor, ortak olmamıza rağmen. Bilirsiniz ortaklıklarda problem çıkar. Birbirimize çok âşık olarak evlendik, bunu da aynı şekilde devam ettiriyoruz.

- Televizyona dönecek misiniz?

Bir yıldır kızım Selin’le ilgilendiğim için ekrana dönemedim ama televizyona devam edeceğim, fırsat buldukça yarışlara da katılacağım. Hem sörf hem de oyunculuk yapmak istiyorum. İçime sinen projeyle yeniden ekranda olacağım.”

“Hızın yarattığı adrenalin bağımlılık yapıyor”

-18 yaşında dünyanın en iyilerinin yer aldığı PWA’da yarışmak nasıl bir duygu?

Berk Kayın:Biz PWA’ya tecrübe edinmek için katılıyoruz. Geçen sene ve ondan önceki sene de katıldık, fark ediyoruz ki her geçen yıl daha iyiyiz.

-Hangi ülke sporcuları için bu işin üstadı diyebiliriz?

Kaan Kayın:Kesinlikle Fransızlar ama kadınlarda en iyi Türkler artık bize göre. Özellikle bu sene Türk kadınlar sıralamada çok iyiler ve katılan yarışmacı sayısı da fazla.

-Kardeşle aynı klasmanda yarışmak nasıl? Arkanızdan yaklaşsa torpil yapıp öne geçirir misiniz?

KaanK.:Biz sürekli beraberiz. İkiz olmanın getirdiği bazı bağlar var aramızda evet ama yarışırken tamamen yarışa konsantre olduğunuz için işin o kısmını unutuyorsunuz. Sadece kendi hedefine kilitleniyorum ve Berk o anda benim için diğer yarışmacılardan biri oluyor.

“Bizi annem teşvik etti”

-Nasıl başladınız ikiniz birden sörfe, ortak kararınız mıydı?

Berk K.:Beş sene önce annem bize “Alaçatı’ya gidin, dünyaca tanınan sörf merkezi var orada, bir bakın ne yapıyorlar. İnsanlar dünyanın öbür ucundan buraya geliyor. Sizin burnunuz dibi” diyerek bizi teşvik eden kişi oldu. O zaman rüzgar sörfünün ne olduğunu bilmediğimiz için de pek istemedik açıkçası. Basketbol oynuyorduk.

Kaan K.:Sörf yapmaya başladık ama ilk sene çok fazla üstüne gitmedik. Daha sonra kışları da gelip antrenman yapmaya başladık.

-Sörfe devam etmeniz için sizi gaza getiren şey ne oldu?

Kaan K.:Bir süre sonra board’a ayaklık takılıyor ve onunla sörf yapıyorsunuz. O ayaklıklar hızınızın artmasını sağlıyor. Suyun üzerinde 40-50 kilometre hız yapmaya başladığımızda bir daha vazgeçemedik. Hızın yarattığı adrenalin bağımlılık yapıyor.

Berk K.:İlk sörf dersi alırken bir şey anlamıyorsunuz aslında. Etrafınıza bakarak tıngır mıngır gidiyorsunuz. Öğrendikten sonra o hız işin içine girince kesinlikle vazgeçilmez bir şey oluyor. Suda hız yapmak bağımlılık yaratıyor.