Cumartesi Bombilibilibilibom! Booom!!!

Bombilibilibilibom! Booom!!!

23.06.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

Reklamlar, tüketim toplumunun insan ruhu üzerinde işlediği günahları "tiye" alabilir mi hakikaten? Sistemin, daha çok giyinmeyi öven bu hınzır propaganda araçları, kişiyi yeniden soyundurabilir mi?

Bombilibilibilibom Booom

Ancak giydirenler soyabilirler. "Öyle değil mi Alanson?" Mazhar Alanson nice zaman sonra bir kredi kartının reklamında göze göründü. Yerleşecek kadar kalanlardan değil o; kendine gerekeni alıp yoluna devam edenlerden. Reklamda dediği gibi: "Öyle değil mi Alanson?" Tüketme saplantısının kartviziti sayılabilecek kredi kartı bir insanı bu dünyadan "soyabilir" mi? Çıkan reklamın özeti: Kahramanımız Alanson, kredi kartıyla biriktirdiği uçuş milleri sayesinde "bedavadan(!) Güneye kaçmaktadır(!)". Kredi kartından başka bir şeye ihtiyacı olmadığından, bindiği takside soyunmaya başlar. Sıkıntı verici esvabını pencereden yele bırakarak, "kaçtığı" dünyanın yüklerinden kurtulmakta, hızla "hafiflemekte", "temizlenmektedir". Donla kalmış halde havaalanına girdiğinde, doğaldır ki, herkes pozisyonu yadırgar. Kahramanımız ise, "çıplaklığını" gönül rahatlığıyla savunmakta, "giyiniklerle" alay edercesine komik bale hareketleri yapmaktadır. Nihayet, bilet gişesine geldiğinde kredi kartından ("bir lokma, bir hırka"nın milenyum versiyonu olmalı bu) başka bir şeyi yoktur. Uçağa bindiğinde "Bombilibilibilibom!"dur, Alanson yalan dünyadan kurtulmuştur! O, artık alemi seyreylemek üzere gökyüzündedir! Yaramazlık, arada bir İnsan bedenini ve ruhunu markalarla sarmalayarak tıpkı Ortaçağdaki zırhlı dövüşçüleri gibi kıpırdayamaz hale getiren, ilişkileri bu markalar üzerinden hesaplanan otomatik işlemlere dönüştüren reklamlar değil midir? Reklamların, bir toplam olarak en büyük işlevleri onların oluşturduğu eko-sistem dışında bir başka hayatın imkansızlığını anlatmaları değil midir? Yani araba reklamları bir toplam olarak arabasız bir hayatın, mobilya reklamları toplam olarak mobilyasız bir hayatın, olanaksız olduğunu söylemez mi aslında? Ve en geniş toplamda daha çok almanız, daha çok giymeniz gerektiğini söyleyip, kafanıza yeni ihtiyaçlar sokup sizi, tükeninceye kadar tüketmeye zorlamaz mı? Peki aniden neden şirin bir "yaramazlık" yapası tutar reklamların? Aslında insanların "çırılçıplak", "arınmış" olarak var olması gerektiğini neden söyler? Dünyaya borçlanmak Çünkü bir yalana inandırıcılık katmak için "yalan olduğunu itiraf" etmelidir kimi zaman. İnsan beynini hiç aklı kalmayana kadar tıkış tıkış saçmalıkla dolduran bir hayatı ikna edici kılmak için, izleyenlere, bazen de hakikatten bahsetmek gerekli; reklamda "arınmadan" bahsedildiği gibi. Ve elbette bu "yaramazlık" topyekun sistemin dışına taşacak, onu toptan yalanlayacak değildir. Zira nihayetinde bu yalan dünyadan "bedavadan kaçmak" için yine bir kredi kartının mecburi olduğu gibi tepetaklak bir mantıktan bahsetmektedir. Sizi yeniden oyuna mahkum edecek, hatta gelecekte kazanacağınız paraları borçlanmanızı sağlayacak kadar sisteme göbeğinizden bağlayacak olan kredi kartı kaçışın bedava bileti olarak gösterilecektir çünkü. Öyle değil mi Alanson? Bombilibilibilbom!