Cumartesi “Bu albüm çocukluğuma borcumdu”

“Bu albüm çocukluğuma borcumdu”

24.01.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

“Soğuk Odalar” şarkısıyla tanınan Gülden Mutlu albümü “Sen Yokken Olanlar”ı çıkardı. Mutlu “Bu albüm çocukluğumdan beri istediğim bir şeydi, çocukluğuma olan borcumdu” diyor

“Bu albüm çocukluğuma borcumdu”

Yıl 2012, Emre Aydın düetlerine bir yenisini eklemiş. Evet, tüm şarkıları güzel ama sanki bu diğerlerinden biraz daha farklı. Kızıl saçlı bir kadın eşlik ediyor ona klipte; “Burası soğuk, soğuk odalar” diyorlar. Şarkı patlıyor. Hatta 2013’te
1. Türkiye Müzik Ödülleri’nde Yılın Düeti ödülünü alıyorlar. O kadın Gülden Mutlu, üstelik şarkının söz ve müziği de ona aitmiş. Londra’da yaşayan Mutlu 2012’de çıkardığı single’ı “Unutamam Dedin”den sonra bu kez Pasaj Müzik etiketiyle çıkan albümü “Sen Yokken Olanlar”la karşımızda.

Haberin Devamı

-Bu ilk albümünüz. İsmi neden “Sen Yokken Olanlar”?

Bir konsept albüm bu. Bir ayrılık sonrası yaşanan duyguların evrelerinden bahsediyoruz. Cinsiyet yok şarkılarda.

-Kendi yaşadıklarınızı mı yansıttınız bu albümde?

Hayır, kendimden hiçbir şey yok.

-Nereden esinlendiniz peki?

Ben yaşadığımı yazmam, yazdığımı yaşarım. Ama yazdığım başıma gelir anlamında değil. Etrafımdaki insanların duygularından etkileniyorum ama gidip ağlayan birini aramıyorum. Zaman içinde denk gelmiş şeyler. O şarkıyı yazarken başka bir kadın çıkıyor ve etrafıma sanki camdan bir tüp geçiriyorlar, o anda kimseyi duymuyorum, görmüyorum. Yazdığım acıklı bir şeyse mesela çok üzülüyorum.

“Tükiye’ye dönmeyi hiç düşünmüyorum”

- Şarkı verdiğiniz kişiler var mı?

Haberin Devamı

Cemil Demirbakan’ın (Yüksek Sadakat grubunun eski solisti) iki şarkılık bir maxi single’ı var. Şarkıların söz ve müziği bana ait.

-Müzik dışında ne yapıyorsunuz?

Evde vakit geçirmeye bayılırım. Koltuğa yayılayım, pijamalarımla gezineyim, müzik dinleyeyim... Genelde şarkı yazıyorum. Ama mutfakla aram iyi değil, yemeklerle eşim ilgileniyor.

-Alışveriş yapmak desem...

Genellikle kızıma alıyorum ama hadi alışveriş yapayım diye çıkmıyorum.

- Londra’da yaşıyorsunuz hatta ilk kadın Türk müziği korosu şefi olarak yer almışsınız basında...

Evet yerel bir gazetede çıktı. Sanırım haberi yapan kişi etkilenmiş bu durumdan çünkü ben o konserlere çıktığımda doğurmak üzereydim. Dışarıdan bakınca garip gibi geliyor ama 2008’den beri orada yaşıyorum. Normal bir durum aslında.

- Sürekli gidip geliyor musunuz?

Evet, bir-iki haftalık periyotlarla geliyorum, işlerimi hallediyorum.

- Dönmeyi düşünmüyor musunuz?

Ülkemi çok özlüyorum ama Türkiye fikri eşimle aklımızın ucundan bile geçmiyor şu anda.

“Bu şarkıların sahipleri kimse gelsin alsın”

-Biz sizi “Soğuk Odalar”la tanıdık. Nasıl ortaya çıktı o şarkı?

Bir gece sabaha karşı birden uyandım. “Soğuk Odalar”ı mırıldanıyordum. Yataktan fırladım, hemen şarkıyı yazdım, bitirdim, gittim tekrar yattım.

-Şarkı Emre Aydın’a nasıl ulaştı?

Emre ile benim ortak bir arkadaşımız varmış, ben bilmiyordum. Türkiye’ye gelip demolarımı hazırlayıp Londra’ya dönmüştüm. Serdar (Ferit, yönetmen) da dinlemek istedi. O akşam evde vereceğim boş CD yok. “Al dinle, nasılsa hafta sonu görüşeceğiz, o zaman alırım” dedim. O da alıyor, Emre’ye dinletiyor. “Sizinle irtibata geçmek istiyorlar” diye haber geldi. Sonra da düet fikri oluştu. Türkiye’ye geldim.

Haberin Devamı

-Yeni şarkılarınız da “Soğuk Odalar” kadar ses getirir mi sizce?

Ben şuna inanıyorum: Bir şarkıda ya çok iyi sözler ya insanların bilinçaltına girecek enteresan bir müzik vardır. “Soğuk Odalar”ın bu kadar ses getirmesini beklemiyordum ama öyle bir hedefim de yoktu zaten. Yeni albümde de içimden geçen şeyleri yazdım. Bu albüm hayatım boyunca istediğim şeydi. Yani benim için çok kıymetliydi, manevi değeri çok büyüktü. O yüzden herhangi bir stratejik atakta bulunmadım. Bu benim çocukluğuma olan borcumdu, ben bu borcu ödedim ve bitti. Ben şimdi diyorum ki “Bu şarkıların sahipleri kimse gelsin alsın. Ben yazdım; gelin şarkılarınıza, duygularınıza sahip çıkın”.